Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Siz de “İpsiz Parti” olun…

Siz de “İpsiz Parti” olun…

Hayat değirmen, malzeme de ömrümüz. Geldik mi Nisan ayına… Zamanı durdurmak, yavaşlatmak elde değil. Onun hızına ayak uydurmaktan başka da çaremiz yok… Hem bu hem de ebedi Dünya için depomuzda yeterli stok ve hazırlığımız varsa, korkulacak hiçbir şeyin olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim… Herkese merhabalar olsun…

Birkaç gün öncesine kadar ben de çoğunuz gibi düşünüp, herkes gibi tepki veriyordum… Şimdi, bütün olayların farkına vardım… Yaşananların hiçbiri hata veya istek dışı olaylar değil. Tamamı, bilinçli hareketler. Bilerek servis ediliyor…

İstanbul Sözleşmesi’nin TBMM’nde kabul edildiğini ve ancak oradan iptal edileceğini yazıp, Anayasa suçu işlendiği iddialarında bulunanlar, dedikleriniz normal şartlar da doğru. Ama muktedirlerin maksadı farklı… İyileştirilmiş, Parlamenter Sisteme dönmek isteyen ve ittifaklar oluşturan kesimlere cevap ve de yandaş topluluklara strateji şırınga edilmesi gereği, Meclis devre dışı bırakılmış imajı oluşturuluyor… Yani, “Her şey Benim kontrolümde, Meclis olsa ne olmasa ne” deniyor. Bu yaklaşım aynı zaman da biat kültürü ehlini memnun eden bir davranışRTE’nin gece hastaneleri dolaşıp, Corona hastalarına şifa dağıttığına inanacak kadar şirk içine girmiş ve de bunu “Dindarlık” gereği gören toplulukların, Meclis’in devre dışında kalmasından hatta kapatılasından hiçbir rahatsızlık duyacaklarını sanmıyorum… Bu arada, Basın (Özgür) ve muhalefet, AKP kongrelerinin durumundan, RTE’nin oradaki konuşmalarından medet umuyor… Arkadaşlar bunların hepsi bilinçli olarak yapılıyor. Bu kadar yoğun propaganda desteği olan sistemin kazara mı bu duruma düştüğünü zannediyorsunuz) “Ben başkayım, siz başkasınız. Her istediğimi yaparım, sesinizi   çıkaramazsınız” deniyor… Meclis’in, saygınlığını ve etkinliğini korumakla görevli, Başkanının bile “CB isterse Montrö’yü bile iptal edebilir” demesi halâ uyanmanızı sağlamıyor mu? Yukarda dediğim gibi de hepsi, biat kültürü ehlini çok memnun eden durumlar… Şimdi anladınız mı, ne kadar boş işlerle uğraştığınızı. Bu ve buna benzer olayları gündeme taşıyarak, esasında, adamların değirmenine su taşıyorsunuz…

Bu arada Türklükle alakalı, Atatürk’le alakalı ne kadar değer, kavram ve fiziki unsur varsa hepsi teker teker ve de bilinçli bir şekilde ortadan kaldırılıyor… Koro isimlerinde bile “Türk” kelimesine tahammül edilemiyor. Harp Okulu müfredatlarından, sinsi sinsi Atatürk yok ediliyor… Daha önce yapılanlar da dikkate alındığın da durumun, yeterli tepki gösterilmediği sürece artan hızla devam edeceği aşikâr görünüyor… Bunlar beklediğimiz olaylar. Sakarya’da Büyük Taarruz’da kaçan %40-50 tabii ki buharlaşmadı. Hepsi aramızda. Bir bakarsınız, Menemen’de baş verirler, bir bakarsınız Andımızı kaldırırlar… Ama mutlaka zaman ve mekân kollayarak bir şeyler yapmaya çalışırlar. Bu belli. Peki, çakma Milliyetçiler nerde? Hiçbir mesuliyet almadan, devlet imkânlarına tünemiş, çoluk çocuk işini yürüten, beğenilmediği için önlerine atılan hafif etli kemikleri sıyırmaya çalışanlar nerede? Ca-Ce, pimi çekilmiş bombadan bahsediyordu… Bomba, pim çekilince patlarBiz herhangi bir ses duymadıkBu bomba nerde ve kimin neresinde patladı? Çakma milliyetçiler, “Türklük karşıtı” olaylara daha ne kadar destek olacaklar? RTE bile gayrı resmi olarak, henüz adaylıktan bahsetmiyor ama Ca-Ce her fırsatta “Adayımız RTE’dir ” diyor… Ona bu lafları ne gibi açıkları söyletiyor… Bir siyasi parti iktidar olmak ve kadrolarıyla iş başına gelmek için kurulurSizin tek maksadınız RTE olduğuna göre, teşkilatınızı lağvedin AKP’ye ilhak edin. Böylece kutsal “Milliyetçi” kelimesine de ihanet etmemiş olursunuz… Bu uzun süreç alabilir, en iyisi ilk elde isminizi değiştirin… Ağzınız alışık olduğu için, tavsiyem, siz de “İpsiz Parti” olun…

Benim yaşımda olanlar hatırlar… Bir ara yazılı Halk Edebiyatımızın, müstesna şahsiyeti, Tosun Beyefendiler vardı… Şimdiki müsveddelerine bakınca “Beyefendi Cenapları” demek daha uygun olur… Bu garibimin parası olmadığından, yazılarını, umumi yerlere ve duvarlara yazardı. Ben her tuvalete gidişimde, mutlaka bir eserleriyle tanışırdım. Yazıların sonu da hep aynı biterdi… “Bunu yazan Tosun, her kesin gözlerinden öperim” Sonu sanki başkaydı ama ana olarak böyle gibiydi… Bu Tosunumuzun kıymetini bilemedik. Muhtemelen fakr-u zaruret içinde, terk-i Dünya etti… Gelgelelim çağdaş Tosunlara… Birini tanıyorsunuz… Hacılarla, Hocalarla (!!!), dualarla, Kuran’larla yaptığı, açılışlardan tanıdığınız Tosun’umuz… Şu an sizlerden deve ettiği paraları, Azteklerin, İnkaların, torunlarıyla çatır çatır yiyor… Bu kadar mübarek ve mümbit ülkemizin Tosun’u biter mi? En son, özel olarak, Kastamonu Belediye’sin de yetiştirilmiş, AKP Genel Merkezine yollananıyla yüz yüze geldik… Bu Tosun’umuz çok farklı “Z Kuşak TosunuKokain alıyor… Ama pudra şekeri niyetineBiliyorsunuz İslam’da, niyet önemlidir… Herkes garibimin üzerine çullandı. Böyle yapacaklarına ilminden faydalansalar daha doğru olurdu.  Bu Tosun, 3000 TL. maaşla, üç milyonluk arabalara biniyorLüks Otel havuzlarında, helâl içkilerle alemler yapıyor vs vs2900 TL. asgari ücretle geçinemediğini söyleyen gafiller, örnek alın, örnek alın… Mesleğim ve geniş sosyal çevremden edindiğim kesin intibaları aktarıyorum… Bu görünenler, nokta bile değil. Hani derler ya “Umman’da bir tas su“.  O ortamlar da sık sıkta gündeme geliyorsunuz… İnanın, sizlerle nasıl dalga geçiyorlar… Egemen Bağış, solda sıfır kalır… Gerçi bunları anlatmanın hiçbir anlamı yok. Gözünüzle görüp, kulağınızla duysanız bile söyleyeceğiniz son sözü biliyorum… “Ama Abi, bunlar Müslüman“.

Sizlere ayrılığın hüznü, İnşallah yarın kavuşabilmenin sevinci içindeki karmaşık duygularla veda ediyorum. Hepiniz Allah’a emanet olunuz. Hoşça kalın…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!