Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Siyasette Transfer Sezonu Başladı

featured

Fırıldak Kubi’ler, bitmiyor. Aday seçimleriyle ilgili birçok dedikoduların çıktığı, Meral cephesinde beklenenler oluyor… Eskişehirli Nebi,  Afyonlu Kubi’nin bayrağını ve de milyarlarca liralık teşvikleri aldı… Henüz seçimlerin kırkı çıkmadan böyle olursa, vay halimize…

Nakavt olmak üzere, boksör gibiyim… Cumhuriyetin 100. Yılı için kurduğum bütün hayaller, sükût-u hayale dönüştü. Bu yüzden herkesi affederim ama, O arsız ve yüzsüz Dersimli var ya… Onu asla… Hani bir türkü vardır, “Efkârlı günlerime geldi çattı Ramazan” diye, benim de bu dağınık günlerimin üstünden bir de 10 Kasım geçti… Silindire ezilmiş, asfalttan jiletle kazınabilecek durumdayım. Hepinizin, daha doğrusu bütün Atatürkçülerin de aynı durumda olduklarını düşünüyorum… Hepinize merhabalar olsun…

Ne yapayım, duygularımı gizleyemiyorum. İçi başka, dışı başka olmak hoş değil, en azından sizlere. Madem öyle, bu sefer de böyle olsun. Biraz gülerek devam edelim… Malatyalıların, meşhur bir “Havlucuları” vardır. Sevimli palavracı bu arkadaşın bir fıkrasıyla girmek istiyorum… Olay Kıbrıs harekâtı zamanında geçer. Bülent Ecevit Başbakan, Fahri Korutürk, Cumhurbaşkanıdır. Ordu Girne civarında sıkışıp kalınca, Bülo (Ecevit ), Havlucu’ya haber salar, “Sıkıştık, yardım” der. Havlucu, “Bülo, işim var gelemem” der… Bu sefer de Faho  (Fahri Korutürk) devreye girince yelkenler suya iner. Havlucu, fişekleri çapraz bağlar, postalları çeker ve Kıbrıs’a çıkar, tam Beşparmak Dağ’larına tırmanırken, bir Yunan pilot Fantom’la pike yapar. Beşparmak Dağlarına tırmanan, Havlucunun yanına yanaşır, uçağın camını açarak, “Havlucu, Allah’ını seversen bu işe karışma” der…

Çağdaş Havlucular da mevcut. Ne mi yapıyorlar? Netanyahu’ya, 24 saat mühlet veriyorlar… Ya Hassseki ol ya da sapanımı alıp geliyorum, hepinizi kuş gibi avlayacağım diye tehdit edince, asrın katili, ek süre istemek zorunda kalıyor… Bu kadar tankı topu yığdım, 24 saatte çekilemem diyor… İçerde ise ayrı bir kriz oluşuyor. Canlı cenazeye, Topkapı Sarayı depolarından, Padişah çocuklarının kullandığı çok güzel sedef kakmalı bir sapan bulunuyor ama, uygun kısa pantolon bulunamıyor… Muhafazakâr gay olup, muhafaza etmesi gerekenleri har vurup harman savuran İpekçi de imdada yetişmeyince, iş kendiliğinden rafa kalkıyor… Yahu bu sapanlı çocuğa, etrafında ikazlarda bulunacak aklı başında hiç kimse yok mu? Bu Ülkücülük bu kadar mı ayağa düştü? Biz, onun, Zihni Sinir türü matematik hesaplarına alışmıştık bir de böyle işleriyle mi uğraşacağız…

Bir zamanların Usame Bin Ladin‘ini hatırlayın… Gerektiği zaman yapılacak harekatlar için, altyapı oluşturmak ve de görevlendirmek için, yaratılmış ve ihtiyaç duyulan bir düşmandı. ABD bir iki binasını feda ederek, Afganistan, Irak gibi birçok yere harekât yapma hakkı elde etmişti… Bu işi şu an “B” takımları yerine getiriyor… Hamas ve İsrail… Düşünebiliyor musunuz? Bir örgüt, İsrail’in ne yapacağını bile bile, motosikletlerle, paramotorlarla, düşmanına (!!!) saldırıyor…Tepkinin gücünü arttırmak içinde, sivil, kadın, çocuk dinlemeden katlediyor ve rehin alıyor… Post-modern “Ladin” harekâtını yapanların hepsi mutlaka Mossat ajanlarıdır…  Arap-İsrail Savaşında radarını, içindeki teknisyenle söküp, İsrail’e teslim edenlerin de mutlaka çocuklarıdır. Bunların evveliyatını iyice incelemek gerekir. Benim düşüncem, siyonist bulgulara rastlanabilir…

Gelelim, bizleri Dünya’nın her yerinde gözü kapalı (!!!)  Destekleyen (!!!) Hamas’ın terörist olup olmadığına… “Sırça köşkte oturanlar komşularına taş atmasınlar” diye bir laf vardır. Tam bu durum için söylenmiştir dersek yeridir… Sen Avrupa’yı, ABD’yi eleştireceksin, İsveç’in NATO üyeliğine karşı çıkacaksın, niye? PYD’yi terör örgütü olarak kabul etmedikleri için… Peki sen onların “Terörist” dediklerine, Kurtuluş Savaşçıları, Mücahit vs gibi payeler verirsen, Mütekabiliyeti iyi uygulayanlara karşı durumumuz nice olur? Yarın PKK “Kurtuluş Savaşçılarıdır” denirse tepkimiz ne olacaktır? Boğaz dokuz boğumdur, laf bu boğumların hepsinden geçerken iyi tartılmalıdır… Sonunda, dudaklar arasından süzüldüğünde geri dönüş yoktur. Tıpkı tüpten çıkan macun gibi… Unutulmamalıdır ki, dış kamuoyu, içerisi gibi değildir. Burada bugün dersin, yarın tersini yaparsın, iki kere alkış alırsın ama dışarısı unutmaz, her fırsatta önüne koyar…

Finale geldik… Fırıldak Kubi‘ler, bitmiyor. Aday seçimleriyle ilgili birçok dedikoduların çıktığı, Meral cephesinde beklenenler oluyor… Eskişehirli Nebi,  Afyonlu Kubi’nin bayrağını ve de milyarlarca liralık teşvikleri aldı… Henüz seçimlerin kırkı çıkmadan böyle olursa, vay halimize… Bölgecilik görmeyin ama demeden geçemeyeceğim… AKP’den ayrılan Şanlıurfa Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba, Milletvekilliğinden istifa edip öyle İYİ Parti’ye katıldı… Aradaki farkı anlayın…

Hepiniz Allah’ a emanet olun. Hoşça kalınız…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!