Pınarların dereleri , derelerin ırmakları oluşturduğu maddi sistemin bir de manevi boyutu vardır… Duyguların oluşturduğu yumağın adı da hüzündür. Bu manevi lezzeti daha ne kadar yaşayacağımızı bilmeden , tadını sindire sindire hissetmek , yani çeşme akarken testimizi doldurmamız gerekmektedir… Hepinize Merhabalar olsun canlar…
Arkası Yarın sistemini pek sevmem , diyeceğimi bir kerede söyleyip neticelerini gözlemeyi tercih ederim ama , dün başladığım işi de bitirmek zorundayım… Suriye’ de ki bazı gerçekleri hatırlatmıştım. Bugün de Afganistan konusuna gireceğim. Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK , Afganistan’ a ayrı bir önem verirdi. Başarısız Sovyetler birliği ve ABD işgal teşebbüsleri de bu önemin hakkını teslim etmiştir. Afganistan , Anadolu kadar olmasa da , Asya’ nın stratjik bölgelerinden birisidir… Hayber geçidi gibi önemli bir yolun daha korkunç paralelinden geçen ve o bölgede , hayati tehlikeler yaşayan kimse olarakta , bir iki kelâm hakkım olduğunu düşünüyorum…
Bölge , dört etnik yapıdan oluşmaktadır. Esâs nüfûsu teşkil eden Peştunların yanısıra , Özbekistan Türkleri , Türkmenistan Türkleri ve kökeni Türk olan Hazara’ lar da bölgenin yekûnu içindedir… Önemli coğrafyayı karıştırmayı , politika haline getiren güçler çeşitli entrikalarla ; ikisi de çok değerli dostum olan , Özbek General Reşit Dostum ve Türkmen lider Abdûlkerim Mahdum’ u birbiriyle savaştırmışlardır… Ansiklopedi hacmi bilgilerin hepsini ortaya dökmeye vakit yok. Yalnız şunları da anlatmadan geçemiyeceğim… Farklı coğrafi bölge isimleriyle anılan özbe öz Türk Kardeşlerimizin bir kısmı Askeri yönetim zamanın da Ülke’ mize getirildi. Özbek Türkü kökenliler , Antakya’ nın , Ovakent denilen yerine yerleştirildi… Türkmenler de Tokat’ ın Yeşilyurt İlçe’ sine getirildiler. Ovakent’ te Özbekler ve Yeşilyurt’ ta Türkmenlerle yaptığım her toplantı ve çekimden sonra , Türk Kültürüne doymuş olarak aralarından istemiye istemiye ayrılırdım… Hele birde geçtiğimiz yıllarda rahmetli olan Mahdum Bey’ in evinde bizi ağırlayışı , elleriyle Özbek pilavı yapışı , her saniyesini değerlendirdiğimiz beraberliğin sohbetleri… Hepsinin lezzeti beynimizde ki ilgili notaya sabitlendi… Bu müstesna topluluklar , gerek Özbekler gerek Türkmenler birbirleriyle savaştırıldılar dersem inanırmısınız. Ama malesef öyle… Ben elimden geldiği kadar , hepsini birbirine yaklaştırmaya çalıştım… Dört etnik grubun temsilcilerini Stüdyoma toplayarak , canlı yayınıma çıkardım… Bir dostluk ve kardeşlik havası oluşturduğumu zannediyorum… Bunları anlatmamın sebebi , hem tarihe not düşmek , hem de genel olarak Afgan dediğimiz kimselerin içinde kimlerin de olabileceğinin hatırlanmasıdır… ABD ye köpeklik yapan , hain altyapılı kimseleri ayrı tutarak , Türk kökenli olanlara , sınırsız bir şekilde kucak açmalıyız… Arap göçmenler konusunda en net , Sn Özdağ konuşmasına rağmen , herkes Türkiye’ de doğduğu için Türk vatandaşı olan 700 bin çocuğun ne yapılacağını hem bilmemekte hem de söylememektedir… Bunların Anaları ve Babalarının statüsüde dikkate alınırsa , önümüzdeki yıllarda çok ciddi ve kalıcı problemlerle karşılaşacağız… Bir kurşun bile atmadan , Anadoluda ki Türk varlığı azınlığa veya yok olmaya doğru sürüklenmektedir… Bunun ; aşağı yukarı aynı doğum oranına sahip , Türk topluluklarıyla dengelenmesi aciliyeti vardır… Afganistan , Doğu Türkistan , Musul Kerkük vs gibi yerler ihtiyaç olan nüfûsü karşılayabilir. Populist ve bana ne politikalarından sıyrılarak gerçek ve radikal çözümlere ivedilikle ulaşmamız lâzım. Geçen her saniye aleyhimize çalışmaktadır… Kripto CHP sistemi geçtiğimiz günlerde , tıpkı devr-i sabık yaratmayacağız lafında oduğu gibi ” Seçmen listeleri elimizde korkulacak bir durum yok ” diyerek görevlerini ifa etmişlerdir… Bu sorumsuzluk aymazlı ve ihanet noktasına , Muzaffer Özdağ Ağabey’ in Oğlu rakamlarla cevap vermiş , Vatandaşlık verilenlerin iki milyona yaklaştığını söylemiştir… Seneler öncesi dediklerimiz arşivler de mevcût… AKP her gün anketler yaptıran bir sistem. Bu neticelere göre vatandaşlıklar vererek açığı kapatmaya gideceklerdir. Ne kadar lâzımsa 10 milyonluk depodan aktar iş bitsin… Şimdi anladınız mı Recep Efendi’ nin niye , bunlar için ” Biz göndermiyeceğiz” dediğini… Gelelim lafın özetine. Şuursuzca göçmenler gitsin lafı yerine , gayet şuurlu şekilde ” Bedeviler , yerlerine ” dememiz daha doğru olur kanaatindeyim… Yoksa bizi umut olarak gören ve de öyle olması gereken miyonları , en kötüsü , dışımızdaki Türk Dünya’ sını gücendirir hatta küstürebiliriz…
Bu bağlamda bir iki konuya daha girmek istiyorum… Geçenlerde bir haberle adeta irkildim. Türkye’ de mülk alanların başında Araplar ve Azeriler geliyormuş. Bre cahiller ,en başta , Azeri diye ne bir kavim ne de bir Millet yoktur… Onlar Azerbaycan Türk’leridir. Bu kardeşlerimizin Kendi Yurt’ ları da sayılan Ülke’ miz de ev sahibi olmaları bize sadece mutluluk verir. Keşke , şımarık Araplar yerinede bütün mülklerimizi onlar alsalar , emin olun kendim almış kadar mutlu olurum…
Bir ara da , en çok mülk alanlar arasında ” Iraklılar ” ın adı geçiyordu… Size Irak’ la ilgili çok kısa bilgi vereyim… Bu Ülke’ nin nüfûsu üç etnik unsurdan oluşmaktadır. Araplar ,Türkler ve Kürtler. Irak Türkmenleri ki , biz bunlara genel olarak Kerkük’ lüler deriz , diğer devletlede ki azınlık Türk gruplarının aksine , okumuş ve kültürlü bir gruptur. İçlerinde doktorlar , generaller ve daha nice üst grup insan vardır. Ellerin de genel olarak , bol da para bulunur… İşte Yurdumuzda mülk alan Irak’ lıların çoğunluğu bunlardır… Çok yüzeysel de olsa biraz bilgilendirebildim mi bilemiyorum ama , umarım genellemeler yaparken daha iyi düşünüp yaparsınız…
Hepinizi Datça’ dan sevgi ve saygıyla selâmlıyorum. Allah’ ıma emanetsiniz. Hoşça kalınız…