Gök gürültüsü, uğultusu, çatırtısı, patırtısı aklınıza hangisi gelirse gelsin, rahatlıkla duyabileceğiniz sesler artık çok yakınımız da… Yuvarlanıp gidenin tozu dumanı da sanki vokal yapıyor… Evet, 2022’nin gelişi muhteşem gibi görünüyor… Bize seçimi getireceği, demokrasiyi getireceği, Andımızı getireceği, TC lere kavuşacağımız , bayraklarımız elimizde coşkuyla sallayacağımız günlerin şafağı sökmek üzere… İnşallah, Ata’mızın huzuruna mahcup olarak, süklüm püklüm vaziyette değil, gururla çıkacağımız günler epey yaklaştı… Hepinize Merhabalar olsun , benim can kardeşlerim, merhabalar…
Hemen aradan çıkartıp , zihnimizi işgal ettirmeyelim. “Bu ara bizi kim eşek yerine koydu” bölümüne gireceğiz ama ufak bir değişiklikle, “Bizi kim eşekoğlueşek yerine koydu” diyerek başlayalım… Zirvenin ezeli ve ebedi sahibi öyle bir geldi ki , herkesin ağzı açık kaldı… Geçtiğimiz yıllarda da dövizleri bozdurtup perişan eden ve de milleti eşek yerine koyan RTE bu sefer rakip bulamayınca kendi kendisini aştı… Türk parası reel olarak resmi kurumlara göre, tarihinin en düşük seviyesine gelmişken, hazret, tekrar herkesin dövizlerine altınlarına ve kasada ki paralarına talip oldu… Bizim Urfa’da “Eşek olan bir kere düşer” diye bir laf vardır. İkinci kere düşene Eşekoğlueşek denilir… Köşe ismini yenileyişimizin sebebini herhalde anlamışsınızdır… Bütün bunlar aklımızda olduğu için de hepimiz kendilerine bir hareket yapıyoruz. Aman yanlış anlaşılmasın “Pışık” yapıyoruz…
Paramız resmi verilere göre Cumhuriyet tarihinin en düşük reel seviyesini gördü... Mevduat hesapları %62,3 ile dövize bağlandı. Bu da rekor… Türk Parası pul oldu. Herkes elindeki parayı çıkartmaya, mala çevirmeye uğraşıyor… Araya parantez bir soru… Yaparsa kim yapar? AKP diyenler geçti. Bay Kemal veya CHP diyenler incelenmeye alınacak. Sağlıklı bir neslin oluşması için , üremeleri , askıya alınabilir veya yasaklanabilir… Madeni parayla şu an sadece ekmek alınıyor. O da kısa süre sonra bitecek yerini kâğıt paraya bırakacak. Yüz lira bozuk para gibi oldu. Günlük alışverişlerin en çok kullanılan parası…EBK kuyrukları, kahve kuyrukları, ekmek kuyrukları, yakıt kuyrukları vs. yokmuş gibi, kitap yazarı, ekonomi ustası altı ay sonrasını işaret ediyor. 20 sene de yapılamayanlar altı ayda mı çözülecek? Ayrıyeten yirmi yıldır verdiğiniz tarihlerden bir tanesi bile doğru çıktı mı ki buna inanalım… Seveyim senin kitabını. Sen al o kitabı cebine sok bir daha, ayçekirdekçilere bile verme… Ayrıyeten, bu beceriksizliğe Allah’ı karıştırma, artık kimse kanmıyor… Bak “Suçlu Allah” moduna girersen, öyle bir çarpılırsın ki seni Emita bile tanıyamaz… Sonra yarım yamalak, bıçak sırtı Müslümanları da kaybederiz. Allah niye hep fakiri fukarayı, açlıkla terbiye ediyor da neden seni sürekli pas geçiyor diye günaha girip imanlarını sakatlarlar… “Demiştik” kısmına atıfta bulunarak bu bölümü bitirelim… Bu memlekette Allah’ın verdiği beyni kendilerine lüks ve gereksiz görüp toprağa gömenler olduğu, huri sayımız artıyor, bal ırmaklardan sadece biz istifade edeceğiz diye düşünenler olduğu sürece keşke biraz daha açlık çeksek diyenler tükenmeyecek ve istismarcı siyasetin malzemesi olacaklardır…
Lisan-ı münasiple suçu Allah’ın üstüne attıktan sonra tanıdık biri daha var. Stokçular… Hatırlayın, yüzlerce yıldır, kışın yiyeceğimiz patates ve soğanı depolayanların, nasıl stokçu ve vatan haini ilan edildiklerini… Filmin reytingi iyi bulunmuş olsa gerek, tekrar vizyona girdi… Otomobil stoklayarak halkımızın aç kalmasına sebep olan bir oto galerici tespit edilerek en yüksek cezaya çarptırıldı. Bugün, yarın da vatan haini ilan edilir…
Sırada, dükkanındaki mücevher ve altını stoklayarak, fakir fukaraya zulmeden kuyumcular var… Bazı lüks tekne ve yat üreticilerinin de satışlarını durdurup, stoka yöneldikleri sızan haberler arasında… Yaklaşan yılbaşı ve arkasından gelecek “Sevgililer Günü” de düşünülürse Vatandaşın ne hale düşeceğini anlamak zor olmasa gerek. Yakında, mevcutlara bir de kuyumcu kuyrukları eklenirse hiç şaşırmayın… Eeee, dış güçler zaten malûmunuz, ne yapsın bu garibim, hangi biriyle uğraşsın…
Birinci yastık altı operasyonu ve talebinde insanlar mahvoldu. Dolar ve altın bozdurduklarına bin pişman oldular. Yuvalar sarsıldı hatta yıkıldı ama “-ecek , -acak” ile biten cümleler asla “Du, Di“ye dönüşmedi. Türkiye, G-20’den düştü…Şimdi tekrar ““-ecek , -acak“lar bir daha gündeme geldi.
Verin paraları, Türkiye’yi ilk ona sokalım diyor… Hâlihazırı muhafaza et yeter… Yahu, Allah aşkına bir tane -ecek, -acak’ınız gerçeğe dönüşsün de hep birlikte dilimize pelesenk edelim, bir tane bir… Aç tavuk rüyasında kendisini buğday ambarında görürmüş diyeceğim ama , sizlerin aşırı tok olduğunu biliyorum.
Kıymeti kendinden menkul bitkisel, pardon, nebati zât ne söylediğini bilmiyor… Döviz her gün %3-5 değer kazanıyor. Yapılan müdahaleler, deveye çakıl taşı atma konumundan öteye geçemiyor. Tahmin ettiğim gibi ekonomi bitkisel hayata girdi. Hazret bir de felaket senaryosu üretmiş… Batarsak hep birlikte batarız diyor. Peki, işin bu hale gelmesinde sizden başka suçu olan var mı ki, birlikte batalım. Eğer batılacaksa bütün sebep ve neticelerinizle birlikte yerin yedi kat dibine batın da rahat edelim… Nebati’ nin tek iyi yanı, bize anlatılan masalları boşa çıkardı… Meğerse “Dış Güç” falan yokmuş… Model de ne Çin, ne Bangldeş, ne Kore’ymis… Laf aramızda, Ağasından iyi bir sopayı hak etti… Kemal (Unakıtan) Abisinin kulakları çınlasın…
Konu çok ama kâğıt bitti… Hepiniz Allah’ a emanetsiniz. Hoşça kalın…
