En büyük paramız artık yarım kilo peynir ve et alamıyor… Karşılığı, 6-7 dolar… Avrupa’da, 30-31 bin TL. karşılığında 1000 € kâğıt para varken bizim en büyük paramız onların bozuk parası ayarında… Sırf, seçim öncesi farklı bir imaj oluşmasın diye, basılması gereken 500 ve 1000 liralık banknotlar bekletiliyor… Düşünün bir kere, İstanbul Erenköy’den ev almak isteyen kişi 12 milyon için 600 tane 200’lük banknot tomarı taşımak zorunda. Bavullara sığmaz…Para pul oldu derler ya, bu olsa gerek… Ya sahilde 50-60 milyona alışveriş yapacaklar… Kamyon lazım…
Fırtına Kuşu, hayatta idolüm olmuştur. Onun kuvvetli rüzgâra karşı uçuşu ve de genelde başarılı oluşu, bana da güç aşılamıştır. İsmini hatırlayamadığım bir yazarımız da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, fırtına kuşuyla bütünleştirmiştir… Rüzgârı yenecek, fırtına kuşları olmak ve kalabilmek için motivasyonunuzu diri tutalım. Hepinize Merhabalar olsun…
Çakma milliyetçi Ca-Ce himayesindeki, cari sistem, ufak ufak adımlarla, kamuoyu tepkilerini not ediyor. İlk önce Arap alfabesiyle mesajlar, şimdi de Süper Kupa Maçımızın, Suudi Arabistan’a kaydırılışı, ilk yoklamalar… Tepki gelmediği sürece, istikamet bir adım dahadır. Taraftarı olmasam da Fenerbahçe Kulübünü tebrik ediyorum. Gösterdiği tepki, rakibi Galatasaray’ı da tetikledi, ama daha yüksek seviyeden bekliyorum… Yakın zamanın, Ali Efendi’si, Sayın Koç olma yolunu büyük bir hızla katederek, saygın konumuna ulaşmıştır…Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılık tek kıstasımızdır. Fanatizmler, bizim ilgi alanımız dışındadır…
Hatırlar mısınız, Çanakkale Köprüsü açılırken RTE ücret için ne demişti… “200 liracık”, Bir lider bu kadar mı ileri görüşlü olur. 200 lira hakikaten “Cık” konumuna geldi… En büyük paramız artık yarım kilo peynir ve et alamıyor… Karşılığı, 6-7 dolar… Avrupa’da, 30-31 bin TL. karşılığında 1000 € kâğıt para varken bizim en büyük paramız onların bozuk parası ayarında… Sırf, seçim öncesi farklı bir imaj oluşmasın diye, basılması gereken 500 ve 1000 liralık banknotlar bekletiliyor… Düşünün bir kere, İstanbul Erenköy’den ev almak isteyen kişi 12 milyon için 600 tane 200’lük banknot tomarı taşımak zorunda. Bavullara sığmaz…Para pul oldu derler ya, bu olsa gerek… Ya sahilde 50-60 milyona alışveriş yapacaklar… Kamyon lazım…
İstanbul – Ilgaz – Datça – Finike turlarını tamamlayarak, ana karargâha, kışlık mekâna ulaştık. Rengi beyaz da olsa kara kış dibimizde. Şimdiden nasıl geçeceği de aşağı yukarı belli… Konuyu dağıtmadan, çok sevdiğim ve de önemli dostlarım olan Finike‘den biraz bahsetmek istiyorum… Çok enteresan bir bölge. Efsanevi ve de son defa da görmek istediğimiz Başkanları Nail Dülgeroğlu, vakti zamanında her türlü tedbiri almasına, bankların yanlarına biri metal biri plastik iki tane çöp kutusu koymasına karşılık, insanlar yeri kirletmek için zoru seçmeye devam ediyorlar. Konu daha iyi anlaşılsın diye, bir resmi de yazının sonuna eklemek istiyorum. Yayıncı kuruluşun prensiplerine uygundur, yayınlanır İnşAllah… Datça’ya nazaran, dini altyapı daha kuvvetli olmasına rağmen, “Temizlik, imandandır” düsturu rafa kalkmış gibi… Ay çekirdeği kabukları ve sigara izmaritleri oturma alanları önünde adeta tabaka oluşturmuş durumda… Halihazır Belediye Başkanının öncülüğünde, çok insanı sevindirici bir olayla karşılaştık… Cihazlar kurulmuş, içine madeni bir lira atıyorsunuz, aşağı kaba, bir miktar kedi-köpek maması akıyor. Sahildeki çok beğendiğimiz belediye lokalinin önünde bulunana para attık, bir şeyler akmadı. Bir daha bir daha denedik, nafile… Telefonları yazan Timtaş isimli ilgili kuruluşu aradık, şu an %70 dolu, yem fiyatları çok arttı vs vs, bir saat kafa ütülediler ama paraların yutulduğu ve de maksadın hasıl olmamasına çare olacak durumlar oluşmadı… Bunlar, ilgililere mesaj kadrosundan eleştiriler. Şimdi de kanaatlerim sırada… Eski Ziraat Odası Başkanı, müstahsil, Bir zamanlar TV’lerde Erman Toroğlu’nun korkulu rüyası müstesna dostum, Hüseyin Uygun Bey ile bir araya geldik… Ramazan Kardeşim İstanbul’a gittiğinden, geçmiş olsun ziyareti yapamadık. Komşum, Diş Hekimi Coşkun Kardeşimiz, Adaşı karşı komşum, emekli TRT’ci Coşkun ve daha niceleri. Hepsi de müstesna insanlar, iyi ki var denecek kişiler… Sizin anlayacağınız, kıt beynimizin bir bölümü de oralarda kaldı. Yüreğimiz derseniz tamamı dostlarda zaten…
İki orta, bir sade hadi bana müsaade. Hepiniz güzel Allah’ıma emanetsiniz. Hoşça kalınız…