Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Ölürse emekli ölsün…

Ölürse emekli ölsün…

Birdi, ondu derken Nisan ayı da son baltayı bekler hale geldi… O göçüp gidecek ama beraberin de kaç kişiyi daha götürecek meçhul… Yapılan siyasi gövde gösterilerinin faturasını ağır ödüyoruz… Allah’tan gelen şeyler olmasına rağmen Allah’ın bahşettiği aklı ve emrettiği tedbirleri, çöpe atmaktan dolayı, epey çok etkileniyoruz… Hepinize merhabalar, can dostlarım.

Bugün çok ilginç bulduğum, işin başında ki tespitlerime uyan bir dedikoduyu paylaşmak istiyorum… Bazı yerlerde 30 bini geçen Corona kayıplarımızın çoğunun emekli oluşundan memnuniyet duyuluyormuş… Ellerini ovuşturanlar varmışEpey bir kısmı, ölen eşinin de maaşını aldığından bir ölüm, iki maaşın SGK sisteminden düşmesi demekmiş… Olayın ilk çıkışında yazmıştım. Yaşam süresinin uzaması, bütün dünyada sosyal güvenlik kurumlarını geometrik şekilde büyüyen kara delikler haline getirdi… Fransa’daki “Sarı Yeleklilerin” isyanlarının altında da bu durumun getirdikleri yatıyordu… Sosyal devlet ve demokrasi geleneği çaresiz kalınca, bana göre üretilen Covit 19 imdada yetiştiHer ne hikmetse, virüs, egemenlerin ve muktedirlerin başına belâ olan +65’lere dadandı… Bu gurup ilave olarak, hapsedildi, aşağılandı, kafasını dışarı çıkarmasından bile hesap sorulur hale getirildiBöylece, yaşam isteği yok edilerek ölüme hazır tutuldu, mahkûm edildi… İspat mı? Hepimiz ikinci aşıyı da olduk… 14 günlük bekleme dönemimiz de bitti… Niye hala izine tabiyiz… Niye seyahat kısıtlamaları sadece bize…

Birkaç dostum beklemiş… Sen muzip karakterli birisin. 1 Nisan’ı nasıl olurda atlarsın diye… Cevap veriyorum… 1 Nisan, senede sadece bir gün yalan söylemeyi mazur gören bir sistem… Biz de , senede bir gün, doğru söylendiği, o da isim sorulunca ,olduğundan, başka bir gün tespit edip o günde doğruyu konuşmamız gerekiyor

Türkiye’de yoksulluğu bitirdik” derken, yüzü kızarmayan, ar damarı çatlamış, sadece boynu eğri olmayan, zümrüt, pırlanta bir kıymetlimiz var ya, işte onun kuruluşu açıklama yapıyor… Memlekette gıda yardımı alanların sayısı, geçen yıla göre %102 artarak 6 milyon 630 bin aileye çıkmış… Şimdi hangisine inanalım… Anladınız mı neden 1 Nisan bize göre değil, bize her gün Nisan bir…

Dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Olayın şifrelerini de birlikte çözelim… Her ay otomatik olarak doğalgaza %1 zam yapılıyor. Sene de %12 eder. Kümülatif sisteme sokarsanız %15’e dayanır... Bu bir kenarda dursun… Kaç gün dayanacağı belli olmayan Merkez Bankası Başkanı “%5 enflasyon hedefine sadığız” diyor… Şimdi iki olayı çakıştırıp, şifreye ulaşalım… Devlet, enflasyonun en az %15 olacağını biliyor… Ama, masa başı oyunlarla sene sonu %5 ilan edilecek. Böylece, zaten inim inim inleyenlere %10 yıl sonu darbesi de vurulup, reel ücretleri eritilip sırtlarına binilecekArada ki fark mı… Muhteşem beşlere… Anadolu’da beş lafı çok makbul değildir. Bu yüzden kimse yanlış anlamasın, “beşi” adet, sayı anlamın da söylüyorum…

Ben yaştakiler hatırlar. Memlekette bir aralar banker furyası vardı… Domates almak için, pazarda 4-5 tezgâh dolaşanlar, gözlerini kırpmadan bu madrabazlara çuval çuval para teslim ettiler… Yanılmıyorsan adı “Yalçın“dı… Bir yerde çaycılık yapan bu 19’luk delikanlı, bir masa iki koltuk alıp levhayı astı… Banker Yalçın’a para yağdı… Sonra mı, malûm… O da tosunlar arasına katıldıÇiflikBank’ın dini bütün “Tosun“unu biliyorsunuz… O şimdi asker diyeceğim ama değil. Güney Amerika’daki kızların, muhasebe para ilişkileri kabiliyetini sınıyor… En son “Tosunumuz da” genç 27-28 yaşın da diğerlerine göre geç kalmış gibi görünse de “Milliyetçiliğinden” kaynaklanıyor… En azından paraları iç piyasa da tüketiyor, bizim mağdur kızlarımızı koruyup kolluyor, kanatları altına alıyor… Aklıma bir fıkra geldi… Zengin Adam , arkadaşı diğer bir zenginle konuşuyor… “Benim oğlan büyüdü, haylazlığa verdi, benim yanım da olmaz, hayatı öğrenebilmesi için senin yanında bir işe koyabilir miyiz?” der. Arkadaşı “Filan Şirkete Gn. Md. lazım 150 bin ile başlasın” deyince… Arkadaşı “Hayatı öğrensin, daha basit bir iş” der… “O zaman filan şirkete 80 bin TL maaşla üretim müdürü yapayım” der gene kabul görmez. Hayatı öğrenmesi mazereti öne sürülür… Derken en son, “Asgari ücretli gece bekçiliği kadrosu var ama o da sınavla” cevabını alır… Bu tosunları görüp , 200 kişi için açılan sınava 50 bin kişi müracaat edince aklıma geldi…

Bir de Milli Tosunlarımız var. Bunlar yasal ve istisnasız hepimizin başının tacı… Yenilmeleri gereken 2 maçı aldılar, yenmeleri gerekeni berabere bitirerek çok büyük bir avantajı heba ettiler… Bir hafta içindeki üç maçtan aldıkları primler dudak uçuklatan cinsten. Direkt oynayanlar 200 bin €, maça sonra girenler 175 bin € aldılar… Kulüpleri ile alakalı olanlar hariç. Bu sadece Milli maçlar için olanlar… Burak’ lar, Ozan’lar 200; Caner gibi şımarık ve yaptığı hatalarla iki gol yediğimiz gibiler 175 bin € aldılar… Ne yaptılar iki koştular, üç şut attılar… Bunun karşılığı Türk lirası olarak 1,8 milyon lira. Ankara’ da iki lüks daire ederBunun biri, 40 sene çalışıp emekli olan memurun rüyası bile olamaz… Peki, bizler vatan için canını verenlere, sakat kalanlara ne yapıyoruz? Uğraşmayın, ben diyeyim… Protezini haczediyoruz

Bu arada beni çok üzen bir olayla bitirmek istiyorum… Yılların Eskişehirspor’u, liglerin bitmesine haftalar kala, birinci ligden, ikinci lige düşmeyi garantiledi… Bir ara Yılmaz Büyükerşen Hocama seslenmiştim… Kurtarırsan, sen kurtarırsın diye, maalesef olmadı… Gençliğimizin ilahları, kırmızı şimşekler, tarihin derinliklerindeki yok olma yolculuklarına tam gaz devam ediyorlar… Ender Gonca‘lar, Feti Heper‘ler, Celal Sölpük‘ler, Aydın Begiter‘ler neredesiniz?  “Feti -Ender filelere gönder” tezahüratlarıyla, Eskişehir stadını inim inin inleten Pir-i Amigo Orhan nerelerdesiniz? Ne onlar kaldı ne stat kaldı, kalan sadece içimizde ki hüzün… Hepiniz Allah’ıma emanetsiniz. Hoşça kalınız…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!