İçeri başka, dışarı başka politikasını daha ne kadar sürdüreceksiniz? Yüzünüzde mi kızarmıyor, utanın utanın… Mahkemeyi Güney Afrika Cumhuriyeti açtı. Ambargoyu Hollanda koydu, F-35’ler konusunda İsrail’e rest çekti… Siz ticareti artan bir hızla devam ettiriyorsunuz, içerde de miting yapıp halkı boykota çağırıyorsunuz… Münafıklığın tarifi mi değişti, anlamıyorum…
İnsanın her istediğini kolay bir şekilde elde etmesi kadar büyük bir felâket, düşünemiyorum… İnanın, zahmetsiz elde edilenin hiçbir kıymeti olmuyor. Nasıl yani diyenlere, İskandinav ülkelerini işaret edeceğim. Herkesin, her şeye rahatça ulaşabildiği refaha sahip yerlerde intihar vakaları dünya birincisi. Hepinize merhabalar…
Çivisi çıkan memleketin olaylarını yazmaktan gına geldi. Ülke, yerli ve yabancı talancılar eliyle ne hale getiriliyor, her şeyi görüyor ve de film gibi seyrediyorsunuz. Yerli ve milli yalanlarının yanına “Türkiye Yüzyılı”nı da ilave etmekle, sömürge ülkesi olduğumuz gerçeğini değiştiremiyoruz… Ülkesinde bir yaprağın hesabını soranlar, ülkemizdeki kaynakları “Benden sonra tufan” mantığıyla talan ediyorlar… Sadece İliç değil, Kaz Dağları, İzmir, Bergama, Kütahya, daha niceleri, gözlerimiz önünde yok ediliyor. Yahu, sizler bu ülkeye niye bu kadar düşmansınız? Üzeriniz de hiç mi Allah korkusu yok? Artık ben de istiyorum, şeriat, bir an önce gelsin… Kimin eli kimin dili kesilecekse kesilsin de birazcık rahat, huzur yüzü görelim… İçeri başka, dışarı başka politikasını daha ne kadar sürdüreceksiniz? Yüzünüzde mi kızarmıyor, utanın utanın… Mahkemeyi Güney Afrika Cumhuriyeti açtı. Ambargoyu Hollanda koydu, F-35’ler konusunda İsrail’e rest çekti… Siz ticareti artan bir hızla devam ettiriyorsunuz, içerde de miting yapıp halkı boykota çağırıyorsunuz… Münafıklığın tarifi mi değişti, anlamıyorum…
Başımızdan bir türlü gitmeyen, kaderimiz olan biri daha var ki, hız kesmeden garip laflar üretmeye devam ediyor… O kadar çoklar ki, hangisi, dediğinizi duyar gibiyim. Hassseki’den bahsettiğimi anlayanlarınız, mutlaka çıkmıştır. Hazret ne dedi? “Depremde yıkılan evleri yerine yenilerini alan köylüler, iyi ki evlerimiz yıkıldı”, demiş… Bizim köylümüz başına gelen felaketleri, dua ile aşmaya çalışır. Anadolu’da, yağmur uzun süre yağmazsa, ahali, cami imamı eşliğinde araziye çıkar ve topluca dua eder, namaz kılarlar… Bunun ne kadar işe yaradığını, katılanlar benden iyi bilir de korktuğum başka… Hasseki’nin bu laflarından sonra, Millet, deprem duasına da çıkar mı, ne dersiniz…
Başka bir klasik yaklaşım da Kürt kökenli İngiliz Mehmet‘ten geldi. Yerli ve Milli olmanın gereğine şeffaflığı da eklediğinizde oluşan durum, her zamanki gibi bizlerle paylaşıldı… Maalesef kısa vadede umut verici bir durum yok ama, hazretin bildirisi, enflasyonun, temmuzdan itibaren düşeceği… Diş sıkma manyağı konumundaki halkımız için 3-5 ay ne ola ki ama, iş o kadar basit değil. Olay sanki, ince ekonomik tespit ve çalışmalar sonucu bildirilmiş gibi servis ediliyor ama komiklik de burada… Sürekli simit aldığım kişi de aynısını söylüyor. Geçen gün “Abi, temmuzda yaz şartları, ürün bolluğu sayesinde biraz rahatlarız ama Ekim’de tekrar aynı olur” dedi… İşte, “tam bakan olacak adam” diye, RTE ismini isterse verebilirim ama gerek yok. Hangi simitçiye sorsanız aynısını söyler… Kısaca ilk gördüğünüzü tutup, Maliye, Hazine Bakanlığına oturtun, iş hallolur…
Bir aralar, bu milletin başına bela olan Tansu diye birileri vardı… ABD’deki mal varlığı, inkarına rağmen, ortaya çıkınca “yurda getirip, şehit ailelerine dağıtacağım” gibi laflar etmişti. Bürokrasiden kaynaklı uzun sürecek işlemler herhalde sona ermek üzeredir… Az daha beklerse, yoldaşı Recep Efendi’nin 15 Temmuz şehit yakınlarına topladığı paralarla birlikte dağıtımı yapar ve de çok havalı olur.
İliç, biz kimyacıların turnusol kağıdına benzedi. Cahil ile alimi, siyasetçi ile madrabazı ayırabilir hal aldı… Bir Çevre bakamayanı günler sonra gidiyor ve fay hattından haberi olmadığını söyleyebiliyor… Sürekli denetimlerin yapıldığından bahsediyor ama 100 metre olması gereken yığının, nasıl 200-250 metre olduğunun gözden kaçmasını açıklayamıyor. Bu durumda bu garibe denecek tek laf var… Hassseki…
Şu seçim olsa bitse de kafamız rahatlasa. Genel seçimler kadar olmasa da gürültü patırtı çok fazla… Siz hiç, hangi adaya oy vereceğini ; ortada gürültü yaparak gezen minibüslere bakarak şekillendiren kişi gördünüz mü? Peki, o zaman bunlar niye dolaşıyor. Niye gürültü kirliliği yapıyorlar.
Her Cumartesi olduğumuz gibi yarın da beraber olma niyetindeyiz. Sizde durumunuzu ona göre ayarlayın. Vaktim yok, isim çok diye mazeret istemen, bilesiniz… Hepinizi Yaradan’a emanet ediyorum. Hoşça kalınız…