Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Mum Dibine Işık Vermiyor…

Mum Dibine Işık Vermiyor…

Zamanın, hiçbir hız kuralı tanımadan, baş döndürücü biçimde acımasızca aktığı bir hafta sonundan herkese merhabalar… Gözlerimin önünde ki kum saatine trans durumda bakıyorum… Kum taneleri, müthiş bir hızla alt göze boşalıyorlar. Gerçek Dünya’ dan tek fark, saatin üst tarafını göremiyor oluşumuz… Acaba görsek nasıl olurdu. Düşünüyorum da korkunç bir durum… Hayatımız ve Dünya herhalde alt üst olurdu… Her neyse felsefeyi, erbabına bırakarak biz mıntıkamıza dönelim. Hepinize kucaklar dolusu Merhaba…

Geçtiğimiz günlerde, normal şartlarda, çaycı bile yapılamayacak liyakatteki Valilerimizden, bir iki, tadımlık örnekler vermiştim. Bu seferde, beyin kıvrımlarım arasına Büyükelçilerimiz takıldı… Balık hafızalı oluşları, yöneticilerimize güç veren, Milletimize doğal olarak bazı hatırlatmalar da bulunacağız… Şaban Dişli dersem kaç kişi hatırlar. Hiç uğraşmayın, ben söyleyeyim. En fazla birkaç kişi… Bir zamanlar, iş takibi için aldığı bir milyon dolarla gündeme oturmuştu… Zamanın RTE kurtarıcısı, ana muhalefet lideri Deniz Baykal bile olayı tam bir “Rüşvet” olarak değerlendirmişti… “Balık hafıza” özelliklerini, iyi bilen sistemler bekleyip en uygun zamanda gereğini yaptılar. Bir zamanlar, İstifa etmek zorunda kalan Şaban Dişli, Hollanda’ ya Büyükelçi oldu… Hani derler ya “Adrese teslim” diye bu, onun da ötesi oldu… Adam (lafın gelişi) siyasete atılmadan, Hollanda da bir Bankanın Gn Md.ü konumundaydı… Tesadüfler zincirini görüyor musunuz?

Bakara, makara Egemen‘i tanır mısınız? Hani çikolatayı çok seven, Reza marka olanlarına dayanamayan, o kadar çok tüketmesine karşılık, şeker dahil hiçbir hastalığa yakalanmayan, bu değerine paha biçilemeyen dini bütün kardeşimiz de “Prag Büyükelçisi” oldular… Bir memleketin başına bu kadar talih kuşu birden konar mı demeyin gerisinde var. Genelde, hepsinde olduğu gibi Egemen Efendi’nin de evveliyatı, yurt dışına ABD ye dayanıyor. Yerli ve Milli olanların kulakları ne olursa olsun, biz konumuz dönelim. Bağış Bey, bir nevi bağış olan bahşiş paralarını, çalıştığı lokantada hakça bölüştürmemekle suçlanıyor. İlgilenenler detaylı araştırmaya girebilirler…

Gelelim açık ara hepsinin önüne geçen değerli Büyükelçimize. Kaç kere evlendiğine nasıl boşandığına kadar , gizemini koruyan bir çok olayın kahramanı , Merve Kavakçı kızımıza… Genelde ortak özellikleri olan bir durum… ABD Vatandaşı olmalarına karşılık; Yerli ve Milli olmanın kalesi konumlarını hep muhafaza etmiş , müstesna kişilerden… Bize , örnek olacak ve kesinlikle uyulması istenen kıyafet tasarımı ile TBMM’ye kadar sokulan bu kızımız görevini layıkıyla yaptıktan sonra, en az kendisi kadar yerli ve milli olan Bacısına görevini bırakarak, hariciye dalına adım attı…ilk önce Avusturalya (Camberra) daha sonra da yanılmıyorsan Malezya Büyükelçiliğine atandı… Bazı kendini bilmez densizler, oradaki iki kulenin sahibinin bu işi planladığını yaymaya uğraştılar ama halkımız ve de ben bu oyuna hiçbir zaman gelmedik… Bu değerli Aile hakikaten Milletimizin başına gelebilecek en fevkalade olaylardan birisi. Yatıp kalkıp şükretsek gene hakkını ödeyemeyiz… Mesela, bunların 21 yaşında, gene yerli ve Milli ABD vatandaşı bir kızları var ki, CB’mizin danışmanı… Ailemizin kıymetini varın sizler anlayın… Ne şanslı bir Milletiz. Böyle bir durum Dünya’ da kaç Ülke’ ye nasip olur…

Haberiniz.com.tr adresinde enteresan bilgilerle karşılaşabiliyoruz. Sık sık kontrol etmenizi tavsiye ederim… İlgilendiğimiz haber, Kutalmış Kardeşimizle alakalı. Yalnız bu Kutalmış, Soyadı “Türkeş” olanı… Evladımız, Sedat Peker ile fazla mı dostluk yaptı bilinmez ama, bayağı tehdit etmiş… Babasının izinden ne kadar gittiği, Rahmetlinin kemik ıstırabından belli olan, Kutalmışımız MHP Gn. Mrk. ini hedef almış… “Orada Babama hakaret edenler var” diyor ve göz dağı veriyor. “Gelirsem görürsünüz“e getiriyor. Merak ettiğim konu; bunu bir AKP’li olarak mı, yoksa Rahmetli Alparslan TÜRKEŞ’in oğlu sıfatıyla mı yapıyor… Eyyy Kutalmış. Evvela git Babanın mezarına, bir Yasin- i Şerif oku. Ondan özür dile “Babacığım. Senin mücadele ettiğin adamların safına geçtim, affet beni” de sonrada, istiareye yat, duruma bak ona göre davran. Baban Sağ olsaydı, kulakların büyük tehlike altında olacaktı… Şimdi mi aklına düştü, İsmi sana dert oldu… Sakın, Abim (üvey) de aynısını yaptı falan deme… MHP’dekilere de kızma, onlar iki kardeş yaptığınızın aynısını, topyekûn yapıyorlar…

Bu durumlar, Önemli Adamların kaderi olmuştur… Tevfik Fikret‘in, üstüne titrediği “Hâluk’u” hatırlayın, gitti papaz oldu… Nihal Atsız Hoca’mın oğlu Yağmur ortadaDemek ki mum dibine ışık vermiyor… Bu arada MHP’yi de uyarmak zorundayım… Kutalmış demiyorum, Kutalmış bile diyorum… Sizi yola çağırıyorsa, haliniz felâket… Kendinize acil olarak çeki düzen verin yani titreyin… DB’yi, Ağasının yanında çok terbiyeli ve saygılı görüyoruz. Bir ara Ecevit’in yanında sigara içmediği için gurur duyardık… Rahşan Ecevit’ in ” Eli kanlı kimselerle görüşme ” demesine rağmen, O, Sn. Ecevit’ e saygısını hiç kaybetmedi, dediğinden de çıkmadı… Aynı saygı ve terbiyeyi şimdi de göstererek, Siyasi Nezakete örnek oluyor… Yalnız, tedbir amaçlı birkaç uyarım olacak, muhtemelen haftaya…

Bu arada, iktidar ayağına sıkmaya devam ediyor… İstanbul, Adalar’daki At ve Fayton rezaletini, herkesi memnun edecek şekilde neticelendiren İBB Bld. Bşk.’ı İmamoğlu’nun ayağına gene kement atıldı... Eskiden, İlçe olan, daha sonra, İliğe terfi eden Yalova’nın ruhu, hemen karşısında olan, Adalar Kaymakamlığında vücut bulmuş…  Sevgili Kaymakam, Sen şöyle bir kenarda duruver. Atalar ne demiş “Atlar tepişirken, olan taylara olur “. Hükümete’ de bir çift lafım var: Yaptığınız her engelleme, karşı tarafa, mebzûl miktarda oy olarak yansıyor. Mağdurluk sistemiyle bu günlere geldiniz, aynı sistemle gitmek üzeresiniz…

Gelelim, Dünyanın bizi hayranlıkla izlediği (!!!) Corana Günlüğüne. Her şey serbest oldu. 1 Temmuz itibariyle düğünler bile yapılabilecek… Suudi Haccı iptal ederken, biz nazire yaparcasına, Cemaatli vakit namazlarına kadar serbest bıraktık… Sayı habire kabarıyor. Yaz böyle olursa Sonbahar hele kış ne olur, düşünmek istemiyorum… Bu acemi çavuşlar bizi felâkete sürüklüyor, benden söylemesi, şimdiden tedbirlerinizi alın, tedariklerinizi yapın… Bilim kurulu(!!!) toplanıyor, bir tek +65in yasağının devam etmesi uygun görülüyor… Yemişim senin gibi kurulu…tekrar ediyorum ” +65 e zûlüme oy yok ” %93 ölüm vakaları +65 diyeceksin. O zaman tedbirlerin hiçbir faydası olmamış ve her zaman olduğu gibi bizi geri zekalı yerine koyacaksın… Esas geri zekâlılar, tarafından böyle bir muamele görmek hakikaten zûl… Netice alınamayan tedbirlerde ısrar başka soruları gündeme getirir… Acaba bizlere, korunuyor gibi davranılıp, evlerde telef oluşumuz mu beklenilmekte… Dışarda olsak toplumu disipline ederiz. Uymayanlara “Baba” edasıyla ikazlarda bulunuruz… Üzerimizdeki yasaklar derhal kalkmalı. Ölüm yüzdelerine bakılırsa, zaten hiç bir fayda sağlamadığı ortada, merak etmeyin dışarda olsak % 94 olmaz daha aşağı düşer… Dünyada örneği olmayan saçma uygulama derhal son bulsun. Kış gelmeden rakamlar aşağı çekilsin… Rüyadan uyanalım. Almanya ve Avrupa “Türkiye’ ye gitmeyin” diyor… Bitiyor son… Kalın var ya, şu sözcü Kalın… Çarşamba Günü beyanat veriyordu. “Aldığımız tedbirlerin neticesini alıyoruz” diye… Avrupa’ da 30-40’lara inmiş seviye bizde 1400’lere çıkmışken… Kafası mı Kalın. Yok yok o kadar da haksızlık etmeyelim… İyi çocuktur. Sazda çalıyor… Demirtaş gibi. Allah sonunu benzetmesin. Anadolu’ da 40’ından sonra saz çalmayı pek hayra yormazlar. Bağlamamın telleri, gezdim gurbet elleri…

Allah’ tan yarın var. Ayrılık üzüntüsünü fazla hissetmeyeceğim. Peki yarın ne olacak. Aklıma getirmeyin… Hepinizi, yüce Yaratanıma emanet ediyorum. Hoşçakalınız…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!