Kurdun çakması olur mu? Kesinlikle hayır. Ona çok benzeyen ama karakteri tamamen zıt olan köpek, zaman zaman kurt gibi görünmeye çalışsa da, tasmasını veya ipini sahibinin elinde gördüğünüzde durumu derhal anlarsınız… Köpeğin de bazı özellikleri vardır ama bunlar, onu küfür yerine geçmekten alıkoyamaz… O tasması marifetiyle, beslenir, bakılır, el üstünde tutulur ama ihtiyaç olmadığı zamanda kapı önüne konulur… Karakterleri gereği, kapı önüne konsalar bile, sahiplerine yaltaklanmaya devam eder, sadakat gösterilerinde bulunurlar… Netice olarak köpeğin istikbali yoktur…
Hayvanlar alemi çok enteresan. Bazı hayvanlara benzemek küfür değeri taşır, bazılarına benzemek ise paye sahibi yapar. Mesela “Eşek” dediğimiz kimsenin akılsız; “Aslan” dediğimizi ise, kahraman olduğunu biliriz… Bütün hayvanların tek özelliği vardır. Yeri geldiği zaman, insanoğlunun maskarası olurlar. Bu işler için kurulmuş yerler “Sirk“ler, hayatımızın her evresinde, eğlence kaynağımız olmuştur. Her ne kadar istisnalar kaideyi bozmasa da belirtilmesinde fayda vardır. Tek örnek olduğu için bahsetmek yazı hacmimizi fazla etkilemez… “Kurt” denilen mübarek hayvanı, sirklerde göreniniz var mı? Kesinlikle yoktur… Neden? Çünkü, aylarca aç kalmış kurdun önüne 100 kg bonfile bile koysanız, sizin tasmanızı takmaz… Tıpkı “BOZKURT” denilen Mustafa Kemal ATATÜRK gibi… Türk Milletinin karakteri Kurda çok benzer. Bağımsızlığından taviz vermez. Gerekirse ölür ama esir olmaz… Bu yüzden “Ya istiklal ya ölüm” diyen Başbuğ’ unun arkasından seller gibi akmıştır… Kurdun çakması olur mu? Kesinlikle hayır. Ona çok benzeyen ama karakteri tamamen zıt olan köpek, zaman zaman kurt gibi görünmeye çalışsa da, tasmasını veya ipini sahibinin elinde gördüğünüzde durumu derhal anlarsınız… Köpeğin de bazı özellikleri vardır ama bunlar, onu küfür yerine geçmekten alıkoyamaz… O tasması marifetiyle, beslenir, bakılır, el üstünde tutulur ama ihtiyaç olmadığı zamanda kapı önüne konulur… Karakterleri gereği, kapı önüne konsalar bile, sahiplerine yaltaklanmaya devam eder, sadakat gösterilerinde bulunurlar… Netice olarak köpeğin istikbali yoktur… Sen siyaset yazarsın bunu niye yazdın diyenler çıkabilir. Bugün de böyle oldu, kimse öküz altında civciv aramasın. Hepinize merhabalar olsun…
Bir zamanların meşhur lafıydı. “Türkiye, küçük Amerika”, denirdi. Menderes döneminin yalancı baharları için bu laflar, toplumu uyutmak için denmişti. Maalesef o uyuma hala devam ediyor, ilave yalanlarla… Dünya kriz içinde, bizim gibi… Evet onlar da kriz yaşadı ama bir yılda toparladılar, biz ise bir türlü çıkamıyoruz… Almanya bizi kıskanıyor. Oradaki raflar boş, bizde dolu…İnanan kendini birinci kattan aşağı atsın… Her neyse laf başladı mı, bir tarafa gidiyor, eski rotaya dönebilirsen dön…Gelelim küçük Amerika olabilme durumuna… Trump 34 davadan suçlu bulundu, her an cezası infaz olabilir. Biden’in oğlu, bir silah edinme işinden mahkûm oldu…Eeee, küçük Amerika olmak kolay değil… Mesela bizde, bırak 34 davadan suçlu bulunmayı, hangi hâkim RTE’yi çok basit birinden bile mahkûm edebilir? Var mı öyle biri? Söyleyin bana, Bilal Oğlanı, şahit olarak bile çağırmaya cesaretli savcımız var mı? “Bunlar camide içki alemi yaptı, elimde görüntüleri var, yarın yayınlayacağım… Benim başı örtülü Bacıma, Kabataş’ta saldırdılar …. yaptılar, kaseti yayınlayacağım”, diyen kimseye, kasetler nerde, teslim edin diyerek, olmayınca da, halkı kin nefret ve ayrıştırmaya yönelik dava açacak savcı, anasından doğdu mu? Doğmayı bırak, babasında vitamin olarak bile bulunuyor mu? “Ahmak” lafı için, hapis ve siyasi yasak kararı verenler, “Sürtük” diyenlere neden sessiz? Şimdi anladınız mı? Türkiye değil küçük, molekül Amerika bile olamaz, ama ne hikmetse herkes bizi kıskanmaya devam eder…
Anadolu’da bir laf vardır. “El atıyla Gerede’ye gidilmez”. Anlayanlar, anlamayanlara anlatsın… Kardeşim. Sakın bize iyilik yapma, denecek olaylar cereyan ediyor. Hükümet, emeklilerin şehirlerarası otobüslerden %20 indirimli yararlanmasına karar verdi. Yazıhanelerde kavgalar oluyor. İnsanlara hakaretler, darplar oluyor. Yahu sen, elin arabasının fiyatına nasıl karışırsın. O zaman, bir genelde manavlara yolla, Emeklilere %40 tenzilat, bir tane fırına, Emeklilere beş ekmek bedava, bir tane de berbere vs yolla Emeklilere traş %60 ucuza diye, işi çöz. Bütün bunları, el kesesinden yap ama sakın elektriğe, doğalgaza, akaryakıta vs dokunma…Hatta habire zamlara devam et… Siz böyle, utanmaz, arlanmaz, pişkin bir yönetim gördünüz mü?
Finali yapmadan, yirmi senelik yalandan bahsedeceğim… “En kötüsü geride kaldı“. Bu lafı her sene RTE’den dinliyoruz. Her Maliye Bakamayanı’ndan dinliyoruz, artık gına geldi. Her şeye katlanalım ama sürekli aynı yalanlar, Çin işkencesi gibi oluyor… “En kötüsü geride kaldı” yalanına dur artık. Bana göre söylenecek tek cümle var: “Bu günleriniz, daha iyi günleriniz“dir. Hepiniz Yaradan’a emanetsiniz. Hoşça kalınız…