Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Kısır Döngü

Kısır Döngü

Millet’ler tarihinde bazı günler vardır ki, bunlar, keşke olmasaydı dediğimiz meşûm günlerdir… Tıpkı 15 Temmuz gibi. Buna benzer daha epey var da, şimdilik farklı bir polemiğe girmeyelim…

Sinema çıkışında, içeri girmeyi bekleyenlere “kız ölüyor” diyen, muzip ve çirkin kişi gibi algılanacak olsam da diyeceğim… 17-25 olayları olmasa idi , nasıl bir durum oluşacaktı… Hemen söyleyeyim… Bekir Bozdağ gibiler çıkıp “Siz sevseniz de sevmeseniz de Hoca Efendi muhterem bir kimsedir” diyecekti… İsmi mevzu bahis değil birileri “Gelll , gelll bitsin bu hasret” diyecekti… Biz de yırtınıp duracaktık.

Bu Adam (lafın gelişi) hain, aklınızı başınıza alın dedikçe “Din Düşmanı” ilân edilecektik… Peki 15 Temmuz’dan sonra neler oldu…
Tam anlamıyla yer değiştirdik… Şimdi onlar, hain diyor, biz ise FETÖ’cülükle suçlanıyoruz… Sizce, bu kadar arsız ve yüzsüz bir sistem olabilir mi…

15 Temmuz olayına haftaya da değinebilirdim ama o gün herkes döktürür, sonunda 15 Temmuz geğirirsiniz diye öne çektim…

Her kesin sövme ve saymada yarışacağı sisteme ben teşekkür ediyorum… Ya O olayı yapmasalardı, şu an tamamen ele geçirilmemiş bir yer kalacak mıydı… Ne iyi olmuş da erkenden deşifre oldular ve de bizleri haklı çıkardılar…

Peki sizce ders alındı mı? Kocaman bir hayır…
Sistem yeni FETÖ’lerin oluşması için elinden geleni yapıyor…

Gülenciler gitti, Menzirciler geldi, Işıkçılar geldi vs vs. Amiral elbisesi ile cemaat toplantısına katılan pervasıza ne oldu?
Ben söyliyeyim: “Efendim araştırılıyor, inceleniyor falan filan. Bir şey çıkar mı?
O da hayır…

Ta ki bir Corvet namlusunu, Beylerbeyi Sarayı’na çevirene kadar.
O zaman aslan kesilinir, hemen ardından da dinsizliğimiz gündeme otururdu.

Yani, sizin anlayacağınız, kısır döngü devam ederdi…
Ne demişler: “Hatalar devam etmese ,Tarih tekerrür eder mi?”

Siz iki ortak hesaplaştınız. Ne yaparsanız yapın ama soytarılıklarınıza bizleri de bulaştırmayın…

Ankara’nın bütün önemli meydanlarını, hatta TBMM önüne bile “15 Temmuz Destanı” diye hiç bir estetiği olmayan ucubelerle doldurdunuz. İ. Melih’in , gece yarısı, karısının ismini taşıyan okul levhasını alelacele indirişi gibi, yalakalık olsun diye koyduğu bu rezillikler hemen hurdacılara teslim edilmelidir. Bunları gördükçe, sizlerin neler yaptığını ve ortaklığınızı hatırlıyoruz. Bu yüzden “Kandırıldık” laflarına da itibar etmiyoruz.

Bir başka rezillik de, otobüslerde yaşanıyor. Kızılay yazacağına, 15 Temmuz, Milli irade falan filan gibi uzun bir yazı var. Okuyup, gideceğimiz yerin çıkmasını beklerken vasıta kaçıyor.

Bu arada bir de son sorum var. Şehitler için topladığınız para ne oldu? En son Maliye’deydi. Henüz sahiplerine aktarıldı mı aktarılmadı mı bilmek istiyoruz.

En önemlisi, muhteşem beşler payını aldı mı?

Netice olarak; aralarında, din istismarı altyapılı rant kavgası oluşması yüzünden çıkan kavganın, bütün topluma şamil edilmesi kabûl edilemez… Yemişim 15 Temmuz’ unuzu.

Gelelim Durmuş olayına. İş sadece durmaktan ibaret olsaydı problem yoktu. Bunun devamı var ve kafa karıştıran kısmı da O.

Durduyan, oturduğu yerde duruyordu. Biz de karışmıyorduk. Köşesine çekilmiş, Emr-i Hak’kı bekliyor diye üstüne gitmiyorduk. Adam, (lafın gelişi) meğerse uyuyan Hücre imiş. Bir yerlerden talimat geldi ve sistem çalışmaya başladı. RTE ziyaret etti. Saadet Parti’sinin geleceği konuşuldu. Ne sıfatla derken olay patladı…

Şimdi sizlere bir soru. Meselâ K. Kemal gidip Cemil Çiçek’le AKP’nin geleceğini, kongresini, Lider’ini vs. konuşsa, ne gibi tepkiler alır?
Hele hele Cemil Çiçek de 30 sene önceki ismi olan Camal Çiçekçiyan ismini değiştirmiş olsa.
Başta Mızıkacılar ve AKP çevreleri nasıl feveran ederlerdi.

Bu arada Cemil Çiçek’ten özür diliyorum. Ermenilikle hiç bir alakası yoktur. Sadece örnek olsun diye verdim.

Ayrıyeten bir zamanlar “Afedersiniz Ermeni” diyen birinin bir Ermeni’den medet ummasını nasıl açıklarsınız? Acaba; rakı, bira, şampanya fabrikaları açıcısı, Cennetmekân Abdülhamit Han Hazretlerinin dillere pelesenk olmuş Ermeni ağırlıklı kabinelerinden güç mü almışlardır? Yorum zenginliğiniz oluşsun diye yazıyorum. Başka bir maksadım yoktur biline.

Yarın bir gün bunlar karar alır, Bekri Efendi’mizi de Cennetmekân ilan edebilirler. Cenab-ı Allah’ın noter tasdikli vekaleti ellerinde ya!

Dönelim Durduyan’a…
Efendi (lafın gelişi) bildiğimiz kadar sen milliyetçiliği reddeden, ümmetçi bir altyapıdan geldin. Bu yüzden enternasyonalistlerden daha çok, Türk ve Türkçü düşmanıydın. Peki, bir Ülkücünün bile düşüneceği bu kadar iddiaalı bir ismi niye aldın? Maksadın neydi? Biz aşağı yukarı biliyoruz ama bir de senin ağzından duyalım. Zannetmiyorum ama “Biz Sizleri kavim kavim yarattık” diyen kitabımızın yoluna mı geldin?

Bu arada, 15 Haziran’da ertelediğimiz Kayı-Ilgaz-Kastamonu seyahatimiz ve ikametimiz gerçekleşti. Şu an dağın rutubetsiz serin ve sağlam havasıyla baş başayız…
Adı çıkan, Kayseri pastırmasına beş basar mamulümüz, lezzetli suyumuz, özel ekmeğimiz, Daday’da ki Memiş etli ekmek evi dahil bir çok güzellik yaşanmayı bekliyor…
“Balık Derya içredir, derya kıymeti bilmez ” gibi olmamak için her anı doya doya yaşamak istiyorum… Allah sağlık, afiyet verdiği sürece de niyetimiz budur…

Cennet bir köşeden, Cennet misali gönüllerinize ulaşmaya çalıştık. İnşallah başarılı olmuşuzdur. Yarın tekrar görüşmek dileğiyle, hepiniz Yaradan’ıma emanetsiniz. Hoşça kalınız.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!