Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Kanal İstanbul’u yapacak mısınız, yoksa yapmayacak mısınız?

featured

“İnadına yapacağız, inadına”. Bu lafı mutlaka hatırladınız. Kim söylüyordu demeyeceğim çünkü bu ülkede her lafı tek kişi söylüyor, bizler de kaval dinler gibi dinliyoruz… Bu kadar önem verilen rant projesi niye dile gelmiyor? İstanbul seçimleri mevzu bahisse niye konuşulmuyor? Ne Ağası ne de Kurum’u niye bahsetmiyor? Peki ben söyleyeyim… RTE’nin belki günde beş kere yaptırdığı anketlerde “İstemezükçüler” %70-80 civarında. Bu yüzden, seçim bitene kadar konu edilmeyecek, sonra da “İnadına” yapılacak… Akılsız, dolayısıyla beyinsiz muhalefete bir akıl daha vereyim, hem de bedava…Sürekli gündeme getirin. “Kanal İstanbul’u yapacak mısınız, yoksa yapmayacak mısınız?”, diye…

Her ne kadar mevsimler şaşsa da zemherinin ve Ocak ayının da sonuna geldik… Sonlu her şeye veda edip, sonsuzluğa gitme vaktine de her gün bir adım daha yaklaşıyoruz. Kışa girerken, odunumuzu kömürümüzü erzağımızı istifledik ama ebedi hayatımız için ne gibi hazırlıklar yapıyoruz veya yaptık… Hazırlıksız kışa giren donar, aç kalır. Hazırlıksız ahrete intikal eden de maazallah yanar… Hepinize merhabalar olsun can dostlar…

Yerel seçimlere adım adım yaklaşıyoruz. Ülke gündemi o kadar yoğun ki, henüz ağız tadıyla olaya motive olamadık. Kalabalık nüfusu ve iştah kabartıcı rantiyesiyle, İstanbul, seçimin tartışmasız tek efendisi… Bilinen rakipler Sn. İmamoğlu ve adıyla müsemma “Kurum” sakın soba bacasında biriken isi pisi anlamayın…

İnadına yapacağız, inadına“. Bu lafı mutlaka hatırladınız. Kim söylüyordu demeyeceğim çünkü bu ülkede her lafı tek kişi söylüyor, bizler de kaval dinler gibi dinliyoruz… Bu kadar önem verilen rant projesi niye dile gelmiyor? İstanbul seçimleri mevzu bahisse niye konuşulmuyor? Ne Ağası ne de Kurum’u niye bahsetmiyor? Peki ben söyleyeyim… RTE’nin belki günde beş kere yaptırdığı anketlerde “İstemezükçüler” %70-80 civarında. Bu yüzden, seçim bitene kadar konu edilmeyecek, sonra da “İnadına” yapılacak… Akılsız, dolayısıyla beyinsiz muhalefete bir akıl daha vereyim, hem de bedava…Sürekli gündeme getirin. “Kanal İstanbul’u yapacak mısınız, yoksa yapmayacak mısınız?”, diye…

Ecek, acak edebiyatı hız kesmeden devam ediyor. Gerçi biat ehli seçmene buna da gerek yok ama, galiba bizleri de ahmaklaştırmak için vazgeçemiyorlar. Neymiş, İst.-Ank. arası yeni hızlı tren projesiyle 80 dakikaya inECEKmiş… Yahu, Benim Hanımın taktığı adla Yavaş Hızlı Treni (YHT) halledin, bir türlü tamamlamadığınız tünelleri bitirin, seneler önce açılması gereken İzmir hattını vs. açın da ondan sonra Süper (!!!) hızlı trene geçin. Urfa’da bir tabir vardır. Anası çocuğa pasta için kırılacak on fındık vermiş, eve döndüğünde sorunca “Ana ağzımdakini kırınca dokuz kalacak” demesi gibi, hele bir ağzınızdakini kırın da…

Geçtiğimiz günlerde milli tarihimize acı dolu satırlardan biri daha yazıldı. Toplam 21 evladımız, Vatan’ları için, gözlerini kırpmadan kara toprağa düştüler. Mekanları Cennet olsun demeyeceğim, şehitlerin gideceği yer zaten Cennet’tir. Allah onlardan razı olsun. Sayelerinde sıcak evlerimizin televizyonları karşısına oturup, kestane ballı manda yoğurdumuzu yiyebiliyoruz. Medine hurma tabağı da yanımda duruyor, ister misiniz biraz sonra, Hanım ejder suyu da getirsin… İşte bu keyfi onlar sayesinde yapıyoruz. Onların bir diğer görevi de bedel ödeyen veya gatakulli yaparak çürük raporu alanların boşluğunu doldurmak… Hepsini kuru ekmeğe muhtaç edip, seçeneksiz bırakarak, üç kuruşluk maaş için telef olmayı göze almalarına sebep oluyoruz…

Bu konular çerçevesinde kafama takılan birkaç şeyi paylaşmak istiyorum… İlk önce, bu ülkede Genel Kurmay Başkanlığı ve sonra da Millî Savunma Bakanlığı yapan kimseden bavlıyacağım. İnanın ki adını bilmiyorum, öğrenmeye de niyetim yok. Sayın olup olmadığına da siz karar verin… Hazret Meclis’te konuştu. Bir yerde, “PKK can çekişiyor” dedi. Yahu, bunu, gazete kitap okumayan, televizyon seyretmeyen, Şıhının (!!!)  Sözünden çıkmayan Hasan Efendi bile dese hayretlere düşerim, gel gör ki Milli Savunma Bakan’ı dedi… Güneyimizde ABD’nin, on binlerce TIR malzeme verdiği ve modern usullere göre eğittiği 70 bin kişilik bir güç varken, nasıl olur da can çekişmeden bahsedilebilir? İkinci olarak da Özgür’ün yaptığı toyluktan bahsedeceğim. Bu çocuk hala oturamadı, gaflara ve rakip oyunculara asist yapmaya devam ediyor... Tahmin edeceğiniz gibi konu, bildiri. “Ben imzalamayacağım, daha sert kendi bildirimi imzalayacağım” dedi… Sahadaki durumu söyleyeyim. Herkese “İmzalamayacağım” kısmı dinletiliyor. Kırsal da herkes DEM Parti ile aynı düzlemde olduklarını düşünüyor.  Savaş, acemi değil, tecrübeli, usta komutanlarla kazanılır… Kimse unutmasın. Bir montaj video seçim kaybettirdi, açlık, yokluk kimsenin umurunda değil… Daha dikkat daha dikkat… Nasıl yapsaydı diye içinden geçirenleriniz mutlaka olur. Söyleyeyim. Elindeki daha ağır bildiriyi gösterip, sizinki hafif kalmış, bunu imzalayalım, diyebilirdi…

Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır‘ın Kulp ilçesinde üzücü, ilginç ve acı bir olay yaşandı. “Kaymakam, İmamı tartakladı” olayını kısaca özetlemek istiyorum… Muhtemelen, yoğun şikayetler üzerine, Kaymakam elinde hutbe metniyle camiye gidiyor. Dinliyor. Metnin eksik okunduğunu görüyor. İkaz ediyor, imam efendi mecburen kürsüye çıkıp tamamlıyor. Ne tesadüf ise, bu metin, şehitlerle alakalı olan kısım. Ne tesadüf ise olay, PKK ile anılan bir yerde cereyan ediyor… Olayın birinci tarafı, bürokrasiyi ele geçiren AKP’nin atadığı Kaymakam; ikinci taraf ise, arka bahçe konumundaki istismar alanımız… Biz bunların hepsini yok sayarak, Kaymakam Bey’i destekliyor ve de arkasında duruyoruz… Okunmayan kısım, bir iki satır falan olsa, sehven atlanmıştır diyeceğiz ama, neredeyse bir sayfa. Ayrıyeten, İmam’ın (!!!) “Baskı var, okumamı istemiyorlar”, dediği de konuşuluyor… Kurtuluş Savaşı dahil, her daim işgalci ve yabancılar tarafında duranları sadece, artist sarı Ali gibi yaş baklalar, destekler. “Vurun Kahpeye” gibi filmlere de konu olan olaylar çeşitli versiyonlarıyla tekrar ediyor. Kaymakam sonuna kadar haklıdır… Laf aramızda, bunlara haddini gene Ülkücüler bildirecek… Ayrı kamplarda olsak da er geç bir bayrak altına geleceğiz. Tekrar haykırıyorum, bu ülkenin kurtuluşu, selâmete erişi, Ülkücüler eliyle olacaktır…

Lafımı doğrular hareketler, toy çocuk tarafından geliyor… Sana da diğerlerinden farkın yok, demek üzereyim. Esasında avansın bitti, Eyyy gafil… Bu Dersim size adeta yapıştı. Sende mi M. K. ATATÜRK’ ün karşısına dikilmeye teşebbüs ediyorsun? Bu Kripto ABD’den, bir kamyon mu hamburger getirdi ne… Eczacı Efendi, DEM ile ilişkini tez elden sonlandırmak zorundasın. İstanbul-Esenyurt bu kadar kolay harcanacak, peşkeş çekilecek bir yer mi… Sana Azerbaycan Milletvekili Neriman Nerimanov‘un Meclis’te buna benzer bir durumda muhatabına söylediklerini yazmak istiyorum. Merak ediyorsan ara bul oku. Ben burada kaleme alamam…

Yarını atlamayın, yoklama var, ona göre… Hepiniz Yaradan’a emanetsiniz. Hoşça kalınız…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Avatar
    27 Ocak 2024, 08:18

    İnşallah geç olmadan bir bayrak altıda toplanırız. Yoksa çok geç kalınmış olacak.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!