Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Kahrol çiftçi, öl, emi.…

Kahrol çiftçi, öl, emi.…

Mayıs’a veda ederken, Haziran Ayına hoş geldin demeye hazır olalım…  Haziran’ın gelişinin, Mayıs’tan; Nisan’ın gelişinin Mart’tan, belli olduğu bir ülkede, ümitlenmek için kırıntıların bile olmaması ne kadar acı… Rezilliklerin, nimet olarak lanse edildiği ve de bunun itibar gördüğü Yurdumuz da yaşamanın zorluklarını taktirlerinize emanet ediyorum… Hepinize merhabalar…

Hiçbir zaman gevşemeyen, zaten sürekli gergin olan sinirlerinize iyi geleceğini düşündüğüm bir olayla başlamak istiyorum… Ağaçlar… Onların hayatımızda ki yerlerini hiç düşündünüz mü? İstanbul’daki arguvanları ele alın. Sadece görsel olarak değil, insanlara ne kadar huzur verdikleri ve de yaşama sevincine katkıları ortada değil mi? Ya laleler… Emirgan korusuna gidip, envai çeşitlerini huşû içinde seyretmenin değeri neyle ölçülebilir… İstanbul farklı ama, Ankara’yı bu olayın dışında tutamayızSiz hiç atkestanesi ağaçlarına dikkatlice baktınız mı? Onların piramit şeklindeki çiçekleri önünde dakikalarca durup “Ya Rabbi ne güzelliklere kadirsin” dediniz mi? Şu an sadece atkestanelerinin değil akasyaların da mevsimi… Bembeyaz çiçekleri sessiz sedasız açıyor ve soluyor… Aklıma çocukluğum geldi. Henüz Kocatepe Camii yapılmamıştı. Orası kır gibiydi. Yazın bu mevsimde mahallenin çocuklarıyla giderdik. Hepimiz, kendisine, bir ağaç seçerdi. Tırmanıp, uygun bir yer bulduktan sonra, çiçekleri yerdik. İçiniz de yapan var mı bilmiyorum ama, bizlere çok lezzetli gelirdi… Yar yolunu kolladım, ona mendil salladım, ona çiçek yolladım, akasyalar açarken- Yârimle biz giz gize, otururuz diz dize, sevişiriz göz göze akasyalar açarken… Şu an Ankara’da değilim. Sizlerle aynı duyguları paylaşacağım görseller çok uzaklar da. Döndüğüm de hiçbiri de kalmayacak. Bu yüzden şanslı olanlarınız, lütfen bu güzellikleri sindire sindire yaşayın. Onların içinde hatıralarınızla baş başa kalınız. Bunu yaparken beni de unutmayın, lütfen… İstanbul’un arguvanlarının sonuna geldiğimizde, bu şehri de çok seviyorum ama en çok sevdiğim şeyi “Ankara’ya dönüşü“…  İndi bahar Ankara’nın sisli yamaçlarına, Olmadı kaldı her emelim yarınlara, her gören ağladı kalbini dağladı Ankara Kızlarına…  Tabi işin bir de bu yönü var…

Yavaş yavaş gündeme ama suni olanlara değil gerçek gündemlere gelelim… Gene bir felâketle karşı karşıyayız. Her zamanki gibi, felakette, büyük başarı manşetleriyle sunuluyor… En belirgin örnekle başlıyayım… Buğday taban fiyatı 2250 lira olarak belirlendi. Çiftçinin beklentisi 2500 idi. Burada sanki fazla bir fark yokmuş gibi görünse de arkasında ki zihniyet teferruatta gizli…Ne mi? Geçen sene dışarıya kaç para verdik. Ton başına 2450 TL. Bu sene de herhalde biraz daha fazlasını vereceğiz. Bu demektir ki, biz kendi çiftçimizi dışarıdaki kadar düşünmüyoruz… Hani Reyis, sık sık der ya “Elin Hans’ını Helga’sını…” diye işte burada denilenin tersi oluyorBiz Mehmet’e, Ayşe’ye vereceğimizi, dediği gibi, elin Hans’ına Helga’sına vermeyi daha uygun görüyoruz… Bu nasıl mı çözülür, çok basit… Mehmet ve Ayşe kendisine bir şey vermeyene önümüzde ki seçimlerde hiçbir şey vermezse, sorun çözülür

Arkadaşlar. Bu ülkenin sağlık sorunu var. İşsizlik sorunu var. Enflasyon ve pahalılığın neticesi, geçim sorunu var. Bunların dışındakilerin hepsi, suni gündemlerdir.  Olaylara bakış açınız bu şablon üzerinden olsun. Bu bir yerde sizlere de verilen cevaptır. Ben suni olanları tespit edebiliyorum.  O konuların detayına da girmiyorum. Herkesin balıklama daldığı konuları yok saymakta mümkün değil. Bu yüzden makul bir orta yol izlemeye gayret ediyorum.  İşte bu “Teker” olayı da böyle bir şey. Maksatlı veya maksatsız ulaşan bütün bilgileri, uhdeme alıyorum ama sadece hülasasını aktarıyorum…Her gün yenisi çıkan bilgileri sanki bir tek ben biliyormuşum, ukalalığı da yapmıyorum…Bu yaklaşımlarım sizlerde cehalet veya yorum yapamaz olarak değerlendirilmeme sebebiyet vermesin…Bu olayın bana göre en kayda değer kısmı, Soylu Bakan’ın 10 bin $ maaşlı politikacı açıklaması

  1. Soylu, bunu biliyor veya işlem yapmıyorsa, demek ki başka bir maksadı var.
  2. Bu olay; maaş ehlinin hareketlerini sıfırlaması için, sopa olarak mı kullanılıyor.
  3. Soylu Bakan, suç ve suçluyu saklamanın da büyük bir suç olduğunu bilmiyor mu?
  4. Olay (10 bin $) üzerinden, meşhur “Bildiklerimi söylersem, yer yerinden oynar” tezgahımı oluşturuluyor. Böylece kimseye konuşma ve ortaya çıkma şansı verilmemeye mi uğraşılıyor.
  5. Binlerce örneği ile sabittir. Kim “Alçaktır, namussuzdur, şerefsizdir” gibi ibareler kullanıyorsa, bilin ki kendisiyle ilgili problemler var ve köşeye sıkışmış demektir…
  6. İç çamaşırların bile devreye girmesi, tonlarca kirli çamaşırın ortaya döküleceği anlamına mı geliyor… Bunları daha da uzatmak mümkün. Şimdilik kaymaklı kısımla idare edin… Bu arada RTE’nin konumu da yorum yapılamayacak kadar net… Zat- ı şahaneleri, bu konuyla İstanbul’un atlarıyla ilgilendikleri kadar ilgilenseler, mesele kalmayacak… Hazret, belki de kurtulmak istediği iki grubun birbirini yemesini bekliyor. Kalan yaralı ve yıpranmışı da pasivize etmek çocuk oyuncağı olacaktır…

Aradan geçen 20-25 günden sonra sahiplenmenin ve de destek çıkanın yorumları çok farklı… Bunların tezahürlerini tahmin ediyorum ama bekleyin… Macun, tüpten çıktı bir kere, geri döndüğünü de, şu ana kadar gören çıkmadıSanki iş mahrem ve gayrı meşru konulara kadar uzanacak gibi görünüyor… Çağdaş demokrasiler de, anında sistemin ters yüz olacağı durumlar, bizde normal olaylarmış gibi algılanmaya başladı. Devletin “mafya” ile haşır neşir olması kaynaklı mı bilemiyorum ama felâket durumlar cereyan ediyor… AKP Gn. Başkanı, ateşle oynuyor… “Rize’de kontrollü, ileri gitmeyen iyi bir ders verildi, daha neler neler olacak” diyerek, endişelerimize tavan yaptırdı… Ben buradan şunu anlıyorum: İleri gitmeyen tepkiler, bizim organizemiz…”Daha neler neler olacak” demekte, bundan sonra olanları da biliyor ve planlıyoruz, anlamı çıkıyor…

Hepiniz Allah’ a emanet olun. Hoşça kalınız…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!