10 Ekim sabahından cümlenize merhabalar…Tek tek hepiniz için; her türlü nimet ile tadını çıkaracağınız bir dünya diliyorum… Paylaşmanın, üretmenin, tüketmenin yerine hepsine sahip olmanın, üretmemenin, israf etmenin hâkim olduğu bir ortamda yaşayıp, evrensel değerler üzerinden yazı yazmanın tüm zorluklarını hissederek gene huzurlarınıza geldim ve sinenize sığındım…Beni kabul ettiğiniz müddetçe de devam edeceğim…
Türkiye’nin güzide bir kuruluşu vardır, “ENKA” diye. Bunun manasını düşündünüz mü? Uğraşmayın hemen deyivereyim… Enişte-Kayınbiraderin kısaltılmışı… Ülke için çok faydalı işlere imza atan kuruluşun adından çıkarak, bende mevcut olan ama adı konmayan başka bir şirketi duyurmak istiyorum…”KADA” ne mi? Aynı aceleyle, güzel beyinlerinizi fazla yormadan söyleyeyim…Kayınpeder-Damatın kısaltılmışı…KADA memleket için neler yapıyor zaman zaman bu sütunlardan kalem oynatacağız… KADA’nın en büyük icraatı, kimsenin rakamlara inanmamasını sağlamak oldu…Artık her kes ilânın; gerçeği değil, isteneni temsil ettiğini biliyor… Güven endeksi tespit kaynaklarının değiştirilmesinden sonra yapılan ölçümler neticesi %3 civarında bir artış tespit ediliyor… Şimdi gelelim bu güven artışının nerelerden kaynaklandığına:
- Amerikan ilaç firmaları, Türkiye’ye sevkiyatı kesmek üzereler. 230 milyon $ dan 2,3 milyar $ a çıkan borcun ödenmesini istiyorlar. Devlet ise “Borcu silin” modunda…
- 170 milyar karşılıksız para basılmış… Dış güçler lafı edemiyorlar, çünkü karşılıksız para basınca diğer kurların yükseleceğini, sokaktaki simitçi bile biliyor… Aylardır, bankamatiklerden gıcır gıcır paralar alışımızın, fiziki karşılığı da bu…
- Büyüme yalanı gene gündemde. Çok basit bir örnekle açıklayayım. Yerin 1000 m. altında ki adamı 100 m yukarı çekseniz bile gene 900 m diptedir…
- Bütün bu ve buna benzer sebeplerden dolayı, kredi değerlendirme kuruluşları notumuzu kıstı. Bana göre gene insaflı davrandılar B1 den B2 ye düşürdüler…
- KADA’nın kaprisi uğruna 120 milyar dolarımız kül oldu… Hatırlayın, bir ara dolar 6.99’a gelir ileri gitmez bir türlü “7” olmazdı… İşte bunu sağlamak için 120 milyar dolar heba ettik. Kim mi diyor. Ekonominin Patronu Ali Babacan diyor… Bu arada yabancı yatırımcı çok uygun fiyatla dolarını alıp gitti. %30’luk payını %5 e düşürerek…
- Hani, nerde faiz için söylediğiniz laflar… KADA, ne olursa olsun faizleri indirmeye kararlıydı. Ne oldu… Daha çok madde sayarız ama şimdilik yeter. Netice olarak, KADA tam gaz, Vatandaş mı ne âlemde…O da KADAVRA oldu. Hayrını görün…
Gelelim, yurdumuzdaki yeni dinin gelişmelerine… Yeni din diyorum, taze okuyucularım belki bilemeyebilirler… Tek maddelik, sadece baş örtmeyle sınırlı, çalmanın, çırpmanın, yalan söylemenin, vergi kaçırmanın veya vergiden kaçınmanın namusa-ırza göz koymanın vs.nin serbest olduğu dinden bahsediyorum… Ilımlı gibi laflarla yutturulmaya çalışılan, bu yeni dinimizde çok enteresan ve korkunç gelişmeler var…Adına, Cüppeli denilen adam (lafın gelişi) açıklamalar yapıyor…”Türkiye’de 2000 Selefi dernek var ve bunlar hızla silahlanıyorlar” diye, ve devam ediyor. Savcılar çağırırsa hemen 150 isim verebilirim diyor… Bunların mevcut ve potansiyel oy depoları olduğu düşünülürse, üzerlerine gidiliyormuş gibi görünülse de bir müddet sonra örtbas edileceği kanaatindeyim…
Mustafa Kemal Atatürk’ü her geçen gün daha iyi anlıyorum… İlk iş; dinimizin anlaşılması ve hurafelerden arındırılması için, Elmalılı Hamdi’ye yazdırdığı meali düşünüyorum da ne muazzam bir işmiş… Şimdi neler oluyor: Kuran Kurslarında neden bahsedildiği öğretilmeden ve bir kelimesi açıklanmadan sadece okuma öğretiliyor. Hiçbir şey anlamadan sadece okumayı bildiği için, empoze edilen “Biat Kültürünü” sesini çıkarmadan kabul eden nesiller oluşuyor… Bu da çakma mehdilere, madrabazlara, şarlatanlara kaynak oluyor…Sonrası, soytarıların maharetine kalıyor… Kimisi, elini öpenlerin; mahşeri, sıratı, hesabı kitabı by- pass yaparak direk Cennet’e gideceklerine inandırıyor… Bundan sonrası ise işin en kolay kısmı… Bu zavallıların, parasını al, köle gibi hizmet ettir, istediğinin namusunu ırzını pazar et serbest… İstersen işi daha ileri götür, fantezi bile olamayacak bütün sapıklıklarını uygula, bademle, tövbe haşa Allah’ın nurunu vücudunun batasıca uzvu ile zerk et (şirkin en dik alası) … İnsanların; niye dinden çıktıklarını, İmam hatipler de bile ciddi “Deist” grupların oluşmasını artık daha iyi anlıyorum… Bu dinsel görünümlü dinsizlerin, tekerlerine çomak sokan bizler için kullandıkları ve çok tesirli olan iki kelime vardır… Bunlar kafir, Bunlar dinsiz… Biline ki ben ve benim gibiler bu dinden değiliz… Biz Yüce Peygamberimiz Hz Muhammet’in dinindeniz… Onun bize emanet ettiği Kuran’a ve sünnetine tabiyiz… Gene soruyorum hep te soracağım… Eyyyy Diyanet denen aciz kuruluş. Milli eğitimden bile fazla bütçesi olan, vergilerimizin canavarı Diyanet. Daha ne kadar susacaksın. Biliyorsun ki sükût ikrardan gelir... Atatürk’ü hedef alan yegâne görevinin yanına, halkı bu sapkınlara karşı muhafazayı da ne zaman üstleneceksin… Sessizliğin, acaba elaman yetersizliği yüzünden mi… Alınacak 5000-6000 personeli bu kanala tevcihi mi planlıyorsun… Neyse fazla teferruata girmeden noktayı koyalım, çok doluyum, ağzımdan ve de elimden ters bir şeyler dökülecek…
Üzülmeyin, Yarına ne kaldı ki. Yattınız, kalktınız gene birlikteyiz… Hepiniz Allah’ a emanet olun. Hoşçakalınız…