… İsmet Paşa, İkinci Dünya Savaşında, Yunanistan’ı işgal eden Alman askerî harekâtına tedbiren, Kutsal Emanetleri, Anadolu’ya kaçırdı. Bu iş için en uygun yapı Cami olduğu için de buraya depo edildi. Taşıyan atlarda, bir müddet kapı önüne bağlandı. Kısaca işin aslı bu. Bildiğim kadarıyla, gizlilik esas olduğundan yerel halkta durumu kavrayamadı…
Dün 11 Nisan’dı. Belki sizler için pek anlamı olmayan bir tarihtir ama bizler, yani Urfalılar için çok önemli bir tarihtir. Kurtuluş Savaşı’ndan önce kendi kendini kurtaran üç ilimizden biridir Urfa… Antep’e “Gazi” Maraş’a “Kahraman” Urfa’ya “Şanlı” payeleri laf olsun diye verilmedi… Şahin Bey Antep, Sütçü İmam Maraş direnişinin liderleriyken Urfa’da herhangi bir isim telaffuz edilmez. Çünkü, topyekûn bir halk hareketidir… Bugünün, ailemiz içinde ayrı bir önemi vardır… Sevgili kuzenim Fatih Pasa’mızın oğlu Yücel Can’ın da doğum günüdür… Allah onu İstiklal Savaşı gazisi ve madalyalı, Dede’si Mehmet Fatih Ören’in ve de TSK’mızın değerli Paşa’sı babasının yolundan ayırmasın… Biraz özele kaçtı ama değerdi… Hepinize merhabalar olsun. Türkiye birden büyüktür. Bir ise sadece sıfırdan büyüktür. Allah ise hepimizden büyüktür…
Türkiye, din tacirlerinin din istismarına dayalı çok tehlikeli oyunlarına şahit oluyor. Makam ve mevkileri için, milyonlarca kişinin birbirini kırmasını umursamayacaklar gene iş başında… Hatırlatmak için sayısız örneklerden birkaç tanesini dile getirelim. “Bunlar Camileri ahır yaptılar, depo yaptılar” çokça duyduk, aslını öğrenene kadar çok da sinirlendik… İsmet Paşa, İkinci Dünya Savaşında, Yunanistan’ı işgal eden Alman askerî harekâtına tedbiren, Kutsal Emanetleri, Anadolu’ya kaçırdı. Bu iş için en uygun yapı Cami olduğu için de buraya depo edildi. Taşıyan atlarda, bir müddet kapı önüne bağlandı. Kısaca işin aslı bu. Bildiğim kadarıyla, gizlilik esas olduğundan yerel halkta durumu kavrayamadı… Gezi olayları sırasında, polis tarafından kovalanan göstericiler, Cami’ye sığındı. Bu arada, tekel bayiine ve de mezecilere uğrayıp, kaçışa öyle devam ettiler. Camide çilingir sofrası kuruldu… Bunlardan dinleyen sade vatandaş durumu ancak böyle kavrar ama Cami İmamı tam tersini söyledi ve de başına gelmeyen kalmadı. Yoksa tezgâh çok güzel kurulmuştu. İçki şişeleri bile basınımızın bazı güzide temsilcileri (!!!) tarafından getirilip içeri bırakılmıştı. Görüntüler incelenip, İmam’ın da dedikleri birleştirilince ,.koca kumpas boşa gitti… Kabataş olayları ise tam bir fiyasko… Değerli bir Belediye Başkanımızın çok değerli gelinleri ki, bildiğiniz gibi değil tam bir senaryo üstadı ve de fantezi mucidi olan kızımız sahneye çıktı… Her şey çok güzeldi ama, ah o kameralar yok muydu ah… Hiçbir şeyi görmediler… Esasen, deri kıyafetli kalabalık bir grup, bu başörtülü, dikkat, burası çok önemli, başörtülü kızımızı taciz etti… Neler neler yaptı, dilim varmıyor, yetmedi bir de idrar yaptılar… Hepsinin görüntüleri kaydoldu… RT yarın yayınlayacağım dedi, o da yoğun gündemin kurbanı oldu, bir türlü yayınlanamadı… Yenilerde , Saraçhane direnişi sırasında, asla son olmayacak bir kumpas daha sergilendi… Polis, göstericileri Camiye doğru sürdü. Bir kısmı İBB Binasına bir kısmı camiye sığındı, bu arada bir- iki mezar taşı zarar gördü, onlarda sabah belediyece hemen onarıldı… Gel gör ki, aynı beyanatlar gene havalarda uçuştu… “Cami Avlusunda içki içildi, mezarlar tahrip edildi” hiç yabancı gelmedi değil mi… Ben bu gençleri kutluyorum. Bir şişe içkinin 1500 liralarda olduğunu düşünürseniz, ceplerine ayda bu para girmeyenlerin, cami avlusunda, üstelik biber gazı yemiş halde, sırf RT ye koz vermek için içki partisi yapmaları çok büyük bir fedakârlık… Bitmedi, sonra da esas oğlanlar çıktı, sakalları ve peştemalleriyle cami içinde polislerle top oynadılar ama hepsi ayağını çıkarmıştı… Bu arada, hani şu meşhur dezenformasyon merkezimiz var ya, dokuz günlük tatildeydiler ey halkım… Sen ağzı açık vaziyette “Vay namussuzlar” dediğin sürece, bu film vizyondan çıkmayacak… Sen saf Müslüman rolünden vazgeçmedikçe, dindar değil, din istismarcıların yeni iftiraları devam edecektir. İslam’da yalan ve bu tip durumlar, kul hakkına girer. Affedilmeyecek iki şeyden biri olan kul hakkına bu kadar tecavüz edenler, Müslüman olabilir mi? “Ama abi bunlar Müslümancılara” ve de akılsız Türkmen’e önemle duyurulur…
Son olaylarla alakalı bir detay hala gözlerimin önünden gitmiyor. Dağılmak için kaldırımda yürüyen ve hiçbir saldırı emaresi göstermeyen bir gruba, sütü bozuk bir polis, yakın mesafeden sürekli gaz püskürttü. Sanki sivrisineğe gaz sıkar gibi keyif aldı. Sonunda başka bir arkadaşı mâni oldu, olmasa idi daha çok uğraşacaktı. Bu tip adamları (lafın gelişi) not alın. Bunlara ileride, o şerefli üniforma asla giydirilmemelidir…
Finali bir soru ile yapalım. AKP Genel Başkanı konuşuyor. “Turpların büyüğü daha heybede. Bunlar, bırak sizlerin yakınlarının yüzlerine bakamayacak hale gelecekler,” diyor. Peki de sen nerden biliyorsun? Bağımsız yargı (!!!) her şeyi senle mi paylaşıyor?
Allah’a emanet olun. Hoşça kalınız…