Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

İnanın kendimden utandım…

İnanın kendimden utandım...

Ağustos ayı da zaman tünelindeki yolculuğuna hızla devam ediyor… Vakti yaşamasına rağmen yarı ölümsüz pozisyonu ile adeta bizlere nanik yapıyor… Dünya kurulalı beri kim bilir kimlere, tebessüm etti, kim bilir bundan sonra da kimlere yâr olacak… Hepsi gelip geçecek , O ise kıyamete kadar hükmünü sürdürecek… Her neyse, Ağustosumuz da işine baksın biz de… Hepinize Merhabalar…

Aşağı yukarı, bütün insanların muhtelif konularda değişik fantezileri vardır…  Tıpkı benim gibi… Bunları zaman zaman sizlerle paylaşacağım… Bu günkü konum “Devlet Yönetimiyle” ilgili olanı… Ben aslen komşu ülke olan Meksikalı ama, oralarında marjinal dinlerinden birine mensup bir kimse olarak, Brezilya Devlet Başkanı olsam,  neler yapardım… İnanın ki neler yapabileceğimi bende merak ediyorum… En iyisi bir müddet, konsantrasyonumu sağladıktan sonra, hep birlikte şahit olalım…

Evvela bir Amerikan ajanı bulup ona kendimi, kendimi de ABD’lilere lanse ettirirdim… Beni çağırmalarını bana ilgi duymalarını sağladıktan sonra da her istediklerini yapacağım teminatını verirdim. Böylece işin %50’si kendiliğinden hallolurdu… Sonra istismara açık konuları çok güzel işleyecek, halkın nabzına göre şerbet verecek kimselerden propaganda ordumu oluştururdum… Bunlara kapı kapı dolaşmalarını tembih ederdim… Kilisedeki bütün rahip ve rahibelere, Hristiyanlığın yegâne temsilcisi ve hamisi olduğumu ezberletirdim… İspanyol asıllı olduğum ve , İspanyolcayı Ana dilim gibi konuşmayı eski ustamın İspanyol olmasına bağlayıp yola devam ederdim… Her ihtimale karşı, nüfus kayıtlarına ulaşabilmeyi de yasaklardım…

Bunları yaptıktan sonra başkan olmam için hiç bir engel kalmayacaktır… Seçildikten sonra şaşaalı gövde gösterilerine  Saray balkonundan yapacağım konuşmayla başlardım… Ülke Kurucusu ve yardımcısını , meselâ “iki tekilacı sarhoş” diye adlandırıp, yaptıkları her şeyi kötüleyerek kendime alan açardım… Amerika’dan gelen ekonomistlerin her dediğini uygulayarak nispî bir rahatlama sağlayıp, savaş sonu ülkeyi bu hale getiren “Tekilacılar“ı yerden yere çalardım… Korkunç bir koruma ordusuyla etrafıma zırh örerdim. Sınırsız yazıcıların hazırladıklarını, promterden okuyarak en az günde 3-5 defa ekranlara çıkardım… Halk sürekli beni gördüğünden, her türlü telkine hazır hale gelmiş sayılır. Bu fırsatı, kendimi  “Tüm Zamanların Lideri” olarak kabul ettirerek değerlendirirdim… Ele geçirdiğim medya vasıtasıyla pireyi deve yapar, yapılmayanları lütuf olarak gösterirdim… Her türlü sıkıntının mükâfatı olarak Cennette İsa Efendimize komşuluk pazarlardım…  Sürekli gri propaganda ile olayları çarpıtırdım… İki tekilacı zamanında Rio Jenairo’da50 araba vardı ben geldikten sonra 50 milyon oldu derdim… Bu memlekete çivi bile çakmamışlar diyerek yaptıkları her şeyi satarak paralar kazanırdım… Ailem ve yakını ne kadar kimse varsa , Saray’da veya rüşveti yasallaştırmak için kurduğum vakıflara, yüksek maaşlarla atardım… Anayasa’yı değiştirip yargıyı ele geçirirdim. Muhalefet etme cüretini gösterenleri, içeri tıkar veya bütün paralarını tazminat olarak alırdım… Atadığım hakimleri, sopam olarak halkın başında tutardım… Benden habersiz ihale ve arazi satışına asla müsaade etmezdim… Ne kadar kupon varsa, paravan kişiler vasıtasıyla , cebellezine yapardım… Ordunun başına , eski bir emekli Kardinali musallat ederek, her türlü iftirayı atardım… Sırtını sıvazladığım, Kardinal’in savcılarına her türlü desteği verirdim… O işini bitirdikten sonra, bende onun işini bitirirdim. Böylece iki beladan da kurtulurdum… Yaptığım nakit servet için saray da ve muhtelif yerlerde özel kasalar oluştururdum… Her ihtimale karşı dostum olan Umman Sultanına ve birçok bankasına paravan kişilerce hesaplar açardım… Değişiklik ve yaygın olsun diye Singapur’a ikiz kule bile yaptırırdım… Bu kadar soyguna memleket dayanamayacağı için, Umman’daki paralarımı, sanki O devlet borç vermiş gibi yüksek faizle gene talan ettiğim ülkeye kredi olarak verirdim. Ekonominin geçici toparlanmasını, üstün yönetimime bağlardım… Amazon vadisinde yaşayan balıkçılıkla geçinen, ormanlardan kaçak kesimlerle ayakta kalmaya çalışan halkıma ara sıra malzeme paketleri yollar, benden başka çareleri olmadığını kafalarına iyice sokardım… Hazinenin başına mutlaka güvendiğim birini gerekirse, mesela, gelinimi getirirdim… Karımı, kızımı seferber eder, az yemenin faydalarını anlattırırdım. Muhalefet bloğunu bozmak için, mutlaka bahçe malzemesi birini ayartır, kapıma bekçi ederdim… Adamlarına da ufak tefek ihaleler, çocuklarına iş falan vererek , susmalarını hatta , Adamlarımdan çok bağırmalarını sağlardım… Zaman zaman Meksika hükümetiyle, zaman zaman da ABD ile danışıklı problemler üreterek halkın dikkatini başka yönlere çekerdim. Kimseyi açlığından bahsedemez hallere sokardım… Elimizi bulaştırmışken sadece kendimizin değil, torunlarımızın bile abat olması için.

Halkın, torunlarını bile borçlandıracak sistemler icat ederdim… Ses çıkaranları da “Çatır çatır alırlar” diye tehdit ederdim… Nasıl olsa bir gün kaçıp, esas vatanıma döneceğimden her ihtimale karşı 8-10 uçağı hazırda bekletirdim…  Sadece bana ait bir havaalanı yapar, Uçakları oraya istiflerdim. Tabii ki bunlar yedekte beklerdi. Ben, uzun müddet daha ne kadar giderse gidecek şekilde yönetime talip olurdum. Her seferinde vaatler verir ama hiçbirini yapmazdım… Sıkıştıkça da Brezilya’nın Cennet koylarını teker teker satarak gerekli parayı sağlardım. İsteyen olursa memleketin tamamını bile satarım. Bana ne ki, ben nasıl olsa oralar da olmayacağım kaçıp gideceğim…

Yahu sormayın. Kendi kendime hayret ettim. Benim içimde de ne sahtekârlıklar varmış… İnanın kendimden utandım… Allah bu milleti benim ve benim gibilerin şerrimden korusun… Ama kimse merak etmesin. Dünya üzerinde ne böyle bir devlet olabilir ne de böyle salak bir halk…  İnanın çok utandım. Fantezi de olsa , sadece düşünce safhasında bile kalsa, içimde sınırsız çalma çırpma duyguları varmışta,  kendimi çok farklı şekilde satıyormuşum… Her neyse veda edelim de utanç son bulsun… Hepiniz Allah’a emanetsiniz. Hoşça kalınız…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!