Silindir gibi geçiyor ve geçmeye de devam edecek gibi. İlk başta 1 Mayıs , İşçi Bayram’ı. Hemen Ramazan-ı Şerif Bayram’ ı oluverdi. 3 Mayıs Türkçüler Günüyle tüylerimiz diken dikendi. 6 Mayıs Hıdırellezle , her ne kadar bir yaş alsamda , coştukça coştuk. Önümüzde 19 Mayıs var. Ve finalde , artık bayram olarak kutlanmayan , Millet’ imizin bir taraflarını sızlatan 27 Mayıs var… Hepsini geride bırakınca , dümdüz engebesiz Haziran gelecek. O mu iyi diğeri mi kararı siz verin… Hepinize Merhabalar olsun…
Seçimler için son viraja girmek üzereyken , taktik savaşları tepe yapıyor. İBB Başkan’ ı İmamoğlu’nun son atağını değerlendirmek için herzaman ki gibi , suların tortusunun çökmesini ve berraklaşmasını bekledim… Son lafı başta söyleyerek , motivasyon sıkıntınızı gidereyim. Anadolu’ da meşhur laftır. ” Erken öten horozu keserler ” diyip naçizane değerlendirmelerime geçelim. Evela ” Bayramlaşma ” yutturmacası , çocuklara bile inandırıcı gelmedi… ” Ben Bayramlaşma niyetiyle yola çıktım ama Halk’ ın teveccühü , miting boyutuna ulaştı ” demek bizleri üzer. Hepimiz bilir ki bu niyet için , özel hazırlanmış seçim otöbüsüne gerek yoktur. İstanbul’ dan veya yerel olarak temin edilecek vasat bir binek bu işi çok rahat çözerdi… İmamoğlu , kendisini ön plana çıkarmaya uğraşan tek adam genel başkanına , bayrak açmış burdayım ve varım demiştir. Her seferinde altılı masayı hatırlatarak, onların da desteğini istemiştir… Bu işin bu seviyeye gelmesi bana göre sadece İmam’ ın suçu değil… Kuzu görünümlü muhteris Başkan’ ı her fırsatta önlerini kesmeye çalışarak olayları adeta tetiklemiştir… İmam , panikleyerek bu tezgaha çabuk düştü… Buraya kadar , benim yaklaşımlarıma fazlaca etki edecek önemli bir durum yok… Olup biteni takip eden ama sadece işlerine ve sorumluluklarına odaklı Mansur Başkan sakince bekliyor… Çok korktum devreye girer diye ama şükrolsun olmadı. Bu olgunluğu ve siyasi terbiyeyi tebrik ediyorum… Sadece Ankara’ nın değil , işte Türkiye’nin Başkan’ ı diyebileceğimiz olaylar cereyan ediyor. Bravo Mansur Başkan bravo… Hani ” Senin gibi dost varken , düşmana gerek yok ” türünden olaylar da oluyor ama Mansur Başkan hepsini savuşturup , nötralize ediyor maşAllah…
Ekonomi , ekonomi herşeyin gelip kördüğüm olduğu nokta. Biat ehli grup hariç , halk perişan. Bu hiç bir tedbirle ortadan kalkamaz. Tek ilaç , demokrasidir… Demokrasinin en kısa ve etkili tarifi nedir bir hatırlayalım mı…” Demokrasi , kimsesizlerin , kimsesidir ” Bir Ülke’ de insanlar kimsesiz kalmışsa , demokrasi oradan uzaklaşmış demektir… Tıpkı şimdi ki gibi. Osmanlı döneminde ki Padişah’ ın bile bu kadar yetkisi yoktu…
Eskiden ilgimi çeken bir çizgi karakter vardı. Meraklıları bilir. İsmi Kaptan Mağara adamı idi. Bir mağara adamının , kaptan payesini alması ne kadar ters bir durumsa , şu an siyasette de buna benzer mebzûl miktarda olay var… Tahsili hakkında elle tutulur bir bilgi ve becerisi olmayan birileri , kalkıp hesap uzmanlığı yapmış kimseye ” Bunların kafası basmaz , ben ekonomistim ” diyebiliyor… Kitap yazdığını iddaa eden zatın , bir sayfalık makalesine bile rastlayamıyorsunuz. Kerrat cetveli bilgisinden şüpheye düşülen kişi , Merkez Bankasını , söz dinlememekle suçlayabiliyor… Peki bu ve buna benzer durumların neticesi ne oluyor… Şekil ” A ” da görüldüğü gibi , Yani akşam üzere dağılan pazar artıklarına yumulanların resmi gibi oluyor… Gözü bir türlü doymayanlar sabır-şükür tavsiyelerin de bulunuyor…
Herkesin tavrını aldıktan , oluşturdukları safları gördükten sonra bir iki değerlendirme de ben yapmak istiyorum… Çok değerli Ağabey’ im Muzaffer Özdağ’ ın oğlu , Ümit Özdağ ile bir canlı yayın meselesinden dolayı sıkıntılarımız olmuştu. Bu ikimizin de Ülkücülük bağlarına zarar veremiyecek bir durumdur. Bir zamanlar aynı siyasi oluşumlar içinde iken el bebek gül bebekken şimsi kamplar ayrıldı diye tu kaka edilenler , siyaset çirkefinin bir parçası olabilir ama bize yakışmaz… Sn Özdağ , ezelden-ebede ülküdaşımdır. Sıkıştığı her yerde , tekte kalsa ve kalsam daima arkasında olurum… Halâ kendine Ülkücü diyen ar edep kaçkınlarına diyecek bir iki lafım var… 1- Ey utanmazların önde gideni , Ca-Ce… Ülkücülük sana kö…..lik etme şartına mı bağlı… 2- Ey Dikbayır… Ortada bir tiyatro varsa , onu da her ay Karınla market market dolaşarak sen yapıyorsun… 3- Ey Devitoğlu… Truva Atı olduğunu birden bire unuttun herhalde ,lazım olacağın durumlar oluşuncaya kadar kendini belli etmemen gerekiyor… Ve ismini bile telaffuz etmenin zûl olduğu diğerleri… İnşAllah , gelmiş geçmiş en Soylu Bakamıyan , kısa zamanda sizler içinde ” Hayvandan aşağı ” der… Ve bizler de örnek davranışlarınızı takip ederiz… Eyyyy Soylu , iyi dinle… Bir Ülkücü , hiç bir zaman kendisine yapılanları affetmez. İş nereye kadar giderse oraya kadar gider.Sen başına öyle bir belâ aldın ki , tek kurtuluşun ;çok zor ama , ömür boyu İçişleri Bakamıyanı olarak kalman…Bana kalırsa , kısa yoldan , özür dile… Bir Ülkücü , aman dileyene kılıç sallamaz… Konu sonu : Sevgili Çakıcı Kardeş’ im. Bir Ülkücü ne olursa olsun Ülkücünün yanında durur… Unutma , senin kimseye diyet borcun yok. Çok istiyorsan arabul yoksa sessiz kal. Ufak siyasal hesaplar bizim harcımız değil. Bunu en iyi sen bilirsin…
Ülke’ mizde FETÖ Dönem’lerini çağrıştırır bir adalet katliamı daha gerçekleşti. İstanbul CHP il başkanı C.K. yargı kararıyla siyasi yasaklı durumuna düştü… Başka işler de yapsam , mühendis orjinli ve eğitimli bir kişiyim… Olaya teknik ve matematik penceresinden bakıyorum. Eksi ile eksinin çarpımı her zaman artıdır… Adalet negatif bir iş yaparak , süregelen negatif bir işi müspet olarak neticelendirmiştir. CK , geçen seçimler öncesi , Parti’ sini yarı yolda ve de zorda bırakarak istifa etmiştir… ATATÜRK lafını halâ ağzına almamaktadır. Ebedi Lider’ imizin çizgisinden uzaklaşan CHP nin manevi başkanı durumuna gelmişti… Mustafa Kemal’ in askeri olmadığını paylaşmış ama , kimin askeri olduğunu halâ söylememiştir… Olaya birde İslami açıdan bakalım. Bazı şer vardır , hayır getirir ; bazı hayır vardır , şer getirir , bunu biz bilemeyiz… Cenab-ı Allah’ a şükürler olsun ki bizi Şer’ iyle mükâfatlandırdı… Bu arada CHP yara alarak çıkacağı bir olaydan , puan alarak kurtuldu. Çok acele olarak , bayan tercihtir , bir ATATÜRK aşığını göreve getirmelidir. O da ilk iş olarak , Dolmabahçe’de ki ofise bakarak ” Geldikleri gibi giderler ” diyerek işe başlamalıdır… Konuyu fazla uzatmak istemiyorum. Gelişmelere göre ve de gerekirse gene yazarız. Şimdilik bu kadar…
Finali yapmadan , üzülerek söyleyeyim ki , İmam’ ın eriyişini hepbirlikte seyrediyoruz… Her ne kadar , ülküdaş’ ım Mansur’ un yanından bir adım başka bir yere atmayacakta olsam , bu çöküşü izlemek hoşuma gitmiyor… Toyluğun insanları getirdiği durum ortada. Sen nasıl olur , kimin aklına uyarak , bu Ülke’ nin en büyük camiasını karşına alırsın… O camia , en güçlü zamanında Fetoş’ a karşı durmuş . mücadele etmiş ve kazanmış bir camiadır. Fenerbahçe’ lilerden derhal özür dilesen bile hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söyleyebilirim… Önce de yazdım… Çok erken ötmeye başladın… Kriptonun istediği noktaya , kendi gayretinle gelmek üzeresin. Senin bir kıymeti harbiyen olmasa bile , İstanbul’ un geleceği açısından endişelerim var… Derhal geri dön , özür dile , yaptıklarını affettirmeye ve unutturmaya çalış…
Bu haftalık bu kadar. İyi ki bitti diyenler sağolsun… Bir şey anlamadık , tadı damağımızda kaldı diyenler de haftayı bekleyecek. Hepiniz Allah’ a emanetsiniz. Hoşça kalınız…