Beynimizin içinde o kadar büyük bir yoğunluk varki… Parmağımızı bastığımız yer adeta fışkırıyor. Allah’ ım , hangi biriyle ilgileneceğimizi şaşırdık. İki tavşanın peşinden koşan , hiçbirini yakalayamazmış , biz binlercesini kovalıyoruz… Arkadaşlarım , dostlarım hepinize merhabalar…
Çok genç yaşlar da , daha teferrüatlısını okumuştum. Geçtiğimiz günlerde de , gelen bir iletiyle kısaltılmışı paylaşıldı. Eski bir bilgi tazelemesi oldu. Bu iletinin , kritik cümlesini sizlerle aktarmak istiyorum. Yahudi asıllı ABD Vatandaşı ünlü zengin Rockkeffeler diyor ki… Mustafa Kemal’ in ortaya çıkışı , planlarımıza yüz yıl sekte vurdu… Dikkat ederseniz , vazgeçtik falan gibi birşey demiyor… Yani , bu laftan yüzyıl sonra , kaldıkları yerden devam edecekleri anlamı çıkıyor… Yüz yıl sonra tarih ne olacak , 2023 olacak… Bu tarihi en cok telaffûz eden kim… Cumhuriyet dönemini ” Reklâm arası ” ilan eden kim… Tam bu sıralar da ” Hilafet ” taleplerinin gündeme gelmesi , yüksek sesle konuşulması vs hepsi , tesadüf olabilir mi… Mutlaka ki olamaz… Cumhuriyetin ilanından , bugüne kadar ki bütün ihanetler , hilafet talepleri dahil ” Osmanlıcılık ” ismi arkasına sığınılarak yapılmıştır. Biliniz ki , birisi ” Ben Osmanlıyım ” diyorsa gerisinde Türklük’ le alakalı hiç bir kavram yoktur. Kendisinin Türk olmadığını bilenlerin , Türk’lükten intikam için bulundukları durumların genel adı Osmanlı’ cılıktır… Biz Hun’ cuyuz , Kutluk’ çuyuz , Gazne ‘ciyiz , Selçuklu’ yuz vs vs diyene hiç rastladınız mı. Rastlayamazsınız. Çünkü bunların hepsinin ortak adı Türk’ lüktür… Kendisini Türk olarak göremiyenlerin , Türk Yurt’ unda ki ihanet kamuflajıdır , Osmanlı’ cılık… Peki , hepinize bir soru… Osmanlı Hanedanı mensupları , şu an Avrupa’ nın muhtelif ülkelerin de yaşıyorlar… Eğer mağdur edildiklerini , saltanatlarının gaspedildiğini düşünüyorsanız , hepsini getirin Yurt’a , en yaşlısını veyahut , arzu ettikleri birini de ” Padişah ” ilân edelim… Sizce , böyle bir duruma en çok kim karşı çıkar… Evet tahmin ettiğiniz gibi ” O ” çıkar…
Daha önceki yazılarımın birinde bahsettiğimi zannediyorum… Bir kimsenin veya topluluğun , Türk olup olmadığını anlamak için çok basit bazı ayıraçlar vardır… Meselâ : Türk , yemeğin en güzel yerini sona saklar… Türk vitrine uzun süre bakar , ayrılmak bilmez , Almanya’ da (Alamanya’ da ) Hollanda’ da , Belcika’ da , bu tip insanlar gördüğünüz de ” Hemşehrim bu adres nire ” diye rahatlıkla soru sorabilirsiniz… Türk , herhangi bir tehlike anın da , asla çoluğunu çocuğunu öne sürmez… Türkiye’ nin güneydoğusun da bir ara polisimize , askerimize taş atan terörist gurupların yönlendirdiği çocukların aidiyetine bakın , anlarsınız… Filistin de , İsrail askerlerine saldırıp ölen çocukları , vs.vs. hatırlayın… Bunların örnekleri çoktur ama asla ve asla hiçbir Türk çocuğunun arkasına saklanmaz , oraya sığınmaz , göğsünü siper eder ölür ama bu şerefsizliği katiyyen yapmaz… Geçtiğimiz günler de Trabzon’ da , siyasetin katledilişini izledik… RTE nin ve birçok Bakan’ ının , arzu edilmeyen durum üzerinden , nasıl gevrek gevrek güldüklerini , ibretle seyrettik… Ey Halk’ ım. Etnik kökenin ne olurda olsun , inancın-tarikatin farketmez bu rezillikten sende utanç duydun mu , yoksa pişmiş kelle gibi sırıttın mı…
Gelelim, Bekir Bozdağ olayına. Bu isim benim için çok önemli. Önemini de , epey var ama iki söylemiyle , pekiştireceğim… Hiç hatırımdan çıkmaz. Bizler ve muhalefet bas bas bağırıp , Fetoş’ un ne olduğunu anlatmaya çalışırken bu Efendi (Lafın gelişi) çıkıp , o yumuşak sesiyle ” Sizler ne derseniz deyin , Hoca Efendi çok muhterem bir insandır ” diyerek hafızalarımıza kazınmıştı… Esâs beni derinden yaralayan olay ise aklımda kalan ikinci beyanatı… O zamanlar , Kayseri Erciyes’ te toplanan Ülkücüleri kasdederek ” Bunlar Kayseri’ de ulur , Ankara’ da havlar ” diyebilmiştir. Çakma Milliyetçi Ca-Ce bunları sineye çektiğinden , bizlerin sesi de cılız kalmıştır… Ekrem Başkan’ ın Balık yemesine kızan , ” Affını ” talep eden ; en kısa zaman da, İnşAllah Allah’ ın affına muhatap olacak , Ca-Ce bu konu da hala suskundur. Suskunluğun sebebi artık herkesçe malûm olan bu şahsı anladıkta , bunun etrafındakiler ne yapıyor… Yoksa ” Havlamayı mı ” benimsediler… Bu efendi böyle der de bunun Ağa’ sı durur mu… ” Siz hayvanarınızla birlikte olun , biz Eşref-i mahlûkatlayız ” diyerek , Bozdağ’ ın söylemini bir adım daha ileri taşımıştır… RTE için canını vermekten bahseden , tek CB adayımız diyen , halâ kalmışsa MHP ‘ li Ülkücü kardeşlerim , bu durumları biliyor musunuz yoksa unuttunuz mu. Bilip devam edenler zaten bozkurt olmadıklarını tescil ediyorlar , onlara diyecek tek bir lafım bile yok , ya bilmeyenler… Derhal kendinize uygun bir yer bulun , benim gibi geçici de olsa…
Bu arada dış basını takip edeniniz var mı bilemiyorum. En önemli konu İngiltere Başbakan’ ı Borris Johnson ‘ un , Corona tedbirlerine rağmen , konutun da yaptığı toplantılar… Çok sıkı bir şekilde eleştiriliyor. Ca- Ce nin ,İmamoğlu’ndan istediği gibi ,İngilizler’ de Johnson’ un istifasını bekliyorlar. İşin içinde balıklı bir olayın olup olmadığı da merak konusu… Geri zekalı Ca-Ce , utanmadan ve yarım aklını ikaz edecek kişi olmadığından cahilliğini sergiliyor… İmamoğlu ,balığa giderken , şahsına mahsus bir kar küreleme kamyonu da almış mış… Yahu geçen yazıda yazdık. Keşke okusaydı. Kar makinası arkadan geliyor. Yoksa Ekrem Başkan’ ın arabası mı , kar makinasına yol açıyor… Her neyse dönelim İngilizlere. Borris’ in bütün görüntüleri ,İngiliz basınının elinde. Peki size çok zor bir soru sorayım. Saray’dan tek bir kareye sahip miyiz. Bir ara Corana nın pik yaptığı zaman da kaçak çekilen sazlı sözlü birşeyler var ama… O kadar… Peki bu Saray’ ın , şu an için geçerli olan günlük 10 milyon masrafını kim karşılıyor… ABD de olduğu gibi Başkan yani , RTE mi karşılıyor. Tabii ki değil. Yoksa Saray’ ın bütün ışıkları sabaha kadar yanabilir mi.
Bir kaç gün önce , yılların basın mensubu olarak büyük bir hata yaptım… Beni AKP Ankara İl Başkanlığından aradılar. Güzel sesli bir kız , İsmimle hitap etti ve iyi olup olmadığımı sordu… Ben’ de ; yaptığınız zamlarla ,iyiyim diyecek kimsenin kalıp kalmadığını sordum… ” Anladım ” diyerek kapattılar… Şimdi ; Ülke’ yi bu hale getirenlerin ne gibi şeyler söyleyeceklerini merak ettim… Bu utanmazlığı ve arsızlığı , hangi propoganda malzemeleriyle kamuflaj edeceklerini de merak ettim. Sonuna kadar dinleme tahammülünü gösteren bir kişi lütfen yazsın…
Beyler , Kemalist kesimi nasıl , istismar ettikleri sömürdükleri ” Din” platformuna çekerek orda yok etme planları varsa ; aynı şekilde ATATÜRK saldırılarıyla , meseleyi sıradan bir hale getirme çabaları da mevcût… Bunun için en üst perdeden tepkiler vermeliyiz… Kabataş Lise’ si , Samsun Olay’ ları basit , sıradan ve münferit olaylar değildir… Bu yüzden gerekirse hapiste yatmayı göze alarak , bu durumu Dede’ min İstikâl Madalyası ile yanyana göğsümde seve seve taşımayı kabûl edebilirim… Eyyy Fahişe çocukları… Anadolu’ ya çıkan Yunan , İngiliz vs. askerlerinin bakiyeleri , sizi vücût uzantılarınızdan direklere asmazsak , gök girsin , kızıl çıksın…
Geldik mi gene veda kısmına. Biraz sonra kendimi öksüz gibi hissedeceğim , beş günlük zaman dilimi başlayacak… Nasıl ; çirkin olmasa güzelin kıymetini anlayamazsak , ayrılıkta olmasa , birlikteliğin değeri olmaz… Hepiniz Yaradan’ ıma emanetsiniz. Hoşçakalınız…
Mehmet Edip Ören
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı