Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Her gün binlerce, Yunan bize iltica mı ediyor?

featured

Edirne Valimiz de bu sözün peşine takılanlardan. Hazret, Yunan sınırına 8.5 km’lik duvar çekiyor. Göçükçe, kaçak göçü önlemek… Haklı, her gün binlerce, Yunan bize iltica ediyor…

Bugün yazıma bir cevapla başlamak istiyorum. Kimseyi deşifre etmeme alışkanlığımın ön planda olacağını belirtirim. Muhtemel sorular ve tepkilere de cevap teşkil edecektir. Ceberut içinde olmam mümkün değil… İsteyen okur, isteyen pas geçer. Okuyan, çok güzel bulabilir, az beğenebilir, kanaatlerini ve beklentilerini söyleyebilir, hiç de beğenmeyebilir.  Kimseyi kendi çizgime çekme çabam yok ve de olamaz. Yaptığım, kendi çizgimin arzıdır. Birçok kardeşim, paylaşım için izin istemiştir. Nezaketlerine teşekkür ediyorum ama izne gerek yok. Zaten herkesin ulaşacağı, ulusal bir sisteme yazıyorum… Beğenilerin, ezici ekseriyeti kaybettiğini anladığım zaman kalemi kırar köşeme çekilirim… Tek tük olan negatif tenkitleri de bertaraf için elimden geleni yapmaya çalışırım… Hepinize merhabalar olsun, can dostlarım. Türkiye birden büyüktür. Bir ise en küçüktür. Şüphesiz Allah en büyüktür…

Türk Milleti, gördükleri ve yaşadıklarını örnek alarak, kendi çapında dini bütün bir sahtekârlar topluluğu haline dönüştü. Ticaretin ve üretimin, sığınılacak en büyük dinamiği, mazot, iki üç kere indirim görmesine rağmen, zam için en büyük gerekçe olma vasfını koruyor… Bayram öncesini, fırsatçılık ve vurgun için bulunmaz fırsat belleyen nakliye firmaları, aşırı zamlarla gene gündemdeler. Haberlerde seyrettiğim, eşkıya suratlı bir yazıhaneci, utanmadan “mazot sürekli artıyor” diye fahiş zamları savundu. Geçtiğimiz aylardaki bir yazımda, hatırlarsanız sebze meyve fiyatlarının istismarını, rakamlarla paylaşmıştım. Maliyeti kg başına bir lira arttıracak mazot zammı, gerekçe gösterilerek, ana mala on lira olarak yansıtılıyor. Bu işi nasıl düzelteceğiz veya düzelir mi, hiç umudum yok. En az iki neslin geçmesi gerekir diye düşünüyorum…

Gündem bombardımanından yara almadan çıkmak niyetindeyim. Bu yüzden kısa kısa dokunuşlarla, kendi gündemimde kalacağım… “Demiştik” ve gene diyoruz… İmam’dan sonra sıra, Mansur Başkan’a gelecek. Bunu medyaları yazmaya da başladı… Sonra ortada, Özgür ve hala bir şeyler uman KK kalacak. Ne yapalım, mecburen birimiz aday olacak denilerek halk iradesi sınırlanacak… Buraya kadarını, yakın geçmişte demiştim. İsteyen geri giderek bulabilir… Kart Kripto (KK) pusuda da Küçük Kripto (KK) neler yapıyor? Bu dediklerimi gerçekleşmesi için, ellerinden geleni… Başta, yıkılmış boksöre gong olundu. Yumuşama vs. diyerek rakibe can suyu verildi… Sarı kart soytarılıklarıyla devam edildi… Kriptoluk gereği ve de hamburgerlerin ücreti açısından, ortada bir şey yokken, Mansur Başkan’a rağmen, önseçim icat ederek, İmam Başkan’ın tutuklanma sürecini hızlandırdı… Bu acemi Küçük Kriptodan, tez elde kurtulmadan, başımız beladan kurtulamayacak… Gündeme bu kadar bulaştık, yeter… Biz şimdi değil, önceden yazmıştık…

Gelen gideni aratır diye bir laf vardır ya… Yimpaş Fatihi Fuat Efendi’yi arar olduk. Yeni kapıkulu Cevdet Efendi ne cevherler yumurtluyor malûmunuz. En son olanı ise,  bizi eşek yerine koyan türden… Hazret, beyanat veriyor. “Gıda enflasyonunu, önümüzdeki aylarda düşürmeyi planlıyoruz“. Ya canım efendim, en azından Ramazan öncesi planlasaydınız da fakir fukara mağdur olmasaydı… Her neyse, en azından biraz gecikmeli de olsa, gıdamız ucuzlayacak… Şimdi bazı densizler çıkıp gayreti sıfıra indirip zayi ederler… Yaz geldi bolluk bereket geldi doğal olarak ucuzluk oluştu diye, işi hafife alırlar… Her neyse, sizler onları kaale almayın, Cevdet Efendi’yi dinleyin… Belki takip edemezsiniz diye, Ağustos Ayı beyanatını, ben özetleyeyim. Aldığımız tedbirler neticesini vermiş, gıda enflasyonu ay itibariyle makul bir seviyeye inmiştir

Akılsızlığın, makamı mevkii olmuyor. Geçtiğimiz günlerde, TBMM’yi izliyordum. Adını bilmiyorum, bir İYİ Partili milletvekili konuşurken, kürsüdeki sudan bir yudum aldı. AKP’liler laf attı. “Oruç değilsin” diye… O da şeker hastası olduğunu, kefaretini ödeyeceğini, hem de sizler gibi 180 lira değil, daha fazla, diyerek kendini savundu. Diyeceksiniz ki ne var bunda, gayet iyi açıklamış… Eğer karşınızdakiler, iblisin ortağıysa durum farklı olur. O arkadaşın, sadece Ramazan Ayı kürsüde su içmesi servis edilir. Sözleri verilmez. Altına da utanmadan su içerek oruçla alay etti vs. yazılır. Bu konu açılmışken bir iki hatırlatma daha yapacağım… Trafiğe çıktığınızda, kendinize hâkim olamayıp, kural ve hız ihlalleri yapıyor, sağa sola bulaşıyorsanız, arka camınızdaki “Mustafa Kemal ATATÜRK” yazan yazıları silin. Hele hele ATATÜRK’ün, Kocatepe’deki resmini hiç bulundurmayın…

Dedim ya, makam mevki akılsızlıktan muaf değil diye… Edirne Valimiz de bu sözün peşine takılanlardan. Hazret, Yunan sınırına 8.5 km’lik duvar çekiyor. Göçükçe, kaçak göçü önlemek… Haklı, her gün binlerce, Yunan bize iltica ediyor… Bir fıkrayla bitirelim. Gece karanlıkta bir grup tecavüz suçu işler. Kız perişan halde karakola sığınır. Polis şüpheli bulduğu kimseleri toplar, teşhis için mağdurun karşısına dizer… Kız “Komiserim, çok karanlıktı, hiçbirinin yüzünü görmedim” dese de, usulen bakman gerekir cevabı alır. Netice de birincinin önünde durur bakar, “Değil” der. Böylece dördüncünün önüne geldiğinde adamdan bir ses gelir. “Komiserim, aha bu kız idu“.

Hepiniz Allah’a emanetsiniz. Hoşça kalınız…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!