Geçtiğimiz günlerde araya karışıp gitti. Her ne kadar, Hoca’nın oğlu da bunun yalan dolan olduğunu söylese, yalanın sahipleri ve müdavimleri ahmakları kandırmaya devam ediyor. Gabar’dan, yüz bin varil petrol çıkaracakmışız. Karadeniz gazı ile ihracatçı konumuna gelmişiz, gibi sözler yeni ilaveleriyle yerel seçimlere kadar sizlere yalancı umutlar aşılayacaklar. Her daim olduğu gibi de alayınız kanacak. Bütün bu palavraları afişe eden bir olay yaşandı… Gabar Petrolü çalındı..
Eylül’ün de tepesinden aşıp, yokuş aşağı saldık. Bir büyük inişin, bir inişi daha olur mu? Ömür yolumuzun inişi ne alemde… Bileniniz var mı? İyi ki bilmiyoruz. Düşünebiliyor musunuz, eğer menzilinizi görebilseydiniz ne nahoş durumlar oluşabilirdi. İnanın dünya, yaşanamaz duruma gelirdi… Hepinize merhabalar olsun mu…
Adını hatırlamadığım ama fikirlerine itibar ettiğim bir düşünüre göre ilkel toplumları monarşi, gelişmekte olan toplulukları meşrutiyet, gelişmiş toplumları ise demokrasiyle yönetmek gerekiyor… Bu zaviyeden baktığımız zaman kendi içinde bulunduğumuz toplumu hangi bölgeye monte edeceğiz… Bir kere gelişmiş toplum tarafından uzağız. Zaten adı demokrasi de olsa, yönetim şeklimiz gerekli ipuçlarını vermiyor mu… Sizce; Ben k.. kılıyım, dolar bin lira da olsa oyum ona, çoluğum çocuğum eşim ona feda diyen toplum, düşünürün hangi kıstaslarına uymaktadır… Bu yüzden, Sokrates ve Aysun tabanlı yazışmalar yapıyorum… Demokrasi tabii ki , ddünyanın en iyi yönetim şeklidir. Bunda bir problem yok. Problem, toplumu oluşturan kesimlerde. Siz Afrika’daki Pigmeleri İngiltere’nin, yönetim anlayışıyla idare edebilir misiniz… Keza, İngilizlerin başına da pigme şefini, yanında ki büyücüyle götürseniz ne olur… İşte öyle bir şey olur, daha doğrusu olamaz… Değerli bir kaç dostum, benim demokrasi anlayışımı sorgulamaya kalkmışlar. Demokrasi anlayışıma göre saygı duyuyor ama katılmıyorum… Evvela aynı karatta kimseler olmamız gerekiyor. Ben nihai olarak her yolun demokrasiye çıkması gerektiğine inanıyorum, sizler ise gidilecek durağa kadar araç olarak görüyorsunuz…Daha net anlatabilir miyim…
Geçtiğimiz günlerde araya karışıp gitti. Her ne kadar, Hoca’nın oğlu da bunun yalan dolan olduğunu söylese, yalanın sahipleri ve müdavimleri ahmakları kandırmaya devam ediyor. Gabar’dan, yüz bin varil petrol çıkaracakmışız. Karadeniz gazı ile ihracatçı konumuna gelmişiz, gibi sözler yeni ilaveleriyle yerel seçimlere kadar sizlere yalancı umutlar aşılayacaklar. Her daim olduğu gibi de alayınız kanacak. Bütün bu palavraları afişe eden bir olay yaşandı… Gabar Petrolü çalındı… Yahu bu meret, burun damlalık şişesine konup ecza cemekanına mı kaldırıldı ki, biri gelip, ıyor…Bıyor…Bu durumlar , ekonomistlerle birlikte psikologlarca da incelenmeli… Yaşıtlarım ve de Ankara’da yaşayanlar hatırlar. Bir ara hava kirliliği had safhaya çıkmıştı. Soba ve kaloriferlerin yanması yasaklanmıştı. Yapılan ölçümler sonucu , Londra’ da , toplu ölümlere sebebiyet veren değerlerin on misli kirlilik tespit edilmişti ama kimseye de birşeyler olmamıştı… Bu yüzden diyorum ki , Millet’ imizin davranışları ve tepkileri , hiç bir kritere uymaz. Kimse , yaptığı labaratuvar çalışmalarının ışığında bir sonuca ulaşmaya çalışmasın , mümkün değil doğru netice elde edemez… En usta ekonomisti , isterse Derviş Kemal’ i mezardan çıkarıp getirin ,11 bin lira maaşla , dört çocuk bir Ana nüfusu , kira+elektrik+ ulaşım+ doğalgaz +su + telefon + gıda + giyim +eğlence (!) vs vs harcamalarını yaparak ay sonunu getiren adamın sırrına ulaşamaz…
Şimdi de geldik başka bir hüzne , veda hüznü kapımıza dayandı ve çaldı ama açmadan bir iki kelam… Türk Millet’ inin yetiştirdiği nadide insan ve siyasetçi Necmettin Cevheri’ nin vefatı nedeniyle , o kadar çok taziye mesajı aldım ki , hepsine tek tek cevap vermem mümkün değildi. Bu yüzden , prensiplerimi bozarak hepinize toptan teşekkür edeceğim. Allah sizlere ve yakınlarınıza , sağlıklı uzun ömürler versin… Bir tespitimi de paylaşmak istiyorum. Bilhassa gruplar içinde , misal: birinin teyzesi kızının arkadaşı nezle olduğunda geçmiş olsun mesajı gönderme yarışına giren belli kümeleşmeler , her nedense sessiz kaldılar. Benim onların ve onlar gibi , henüz önyargı sürecini savuşturmamış kişilerin ne taziyesine ne de varlıklarına ihtiyacım var… Bu yüzden kendimi kayıpta değil, bilakis kazançta hissediyorum, bilmelerinde fayda var… Hepsi , gene hümanist (!!!), çağdaş (!!!) , insancıl (!!!) postlarının içinde , yarattıkları iç gettolarında yaşamaya devam etsinler ama bize ve Millet’ inin değerlerine bulaşmadan… Son hatırlatma daha doğrusu müjde de sayılabilir. Safer Ayı, şükürler olsun ki bitti… Bu gün Bir Rebiulevvel… Hepiniz Yaradan’ ıma emanetsiniz. Hoşçakalınız…u durumlar , ekonomistlerle birlikte psikologlarca da incelenmeli… Yaşıtlarım ve de Ankara’ da yaşayanlar hatırlar. Bir ara hava kirliliği had safhaya çıkmıştı. Soba ve kaloriferlerin yanması yasaklanmıştı. Yapılan ölçümler sonucu , Londra’ da, toplu ölümlere sebebiyet veren değerlerin on misli kirlilik tespit edilmişti ama kimseye de birşeyler olmamıştı… Bu yüzden diyorum ki Millet’ imizin davranışları ve tepkileri , hiç bir kritere uymaz. Kimse , yaptığı labaratuvar çalışmalarının ışığında bir sonuca ulaşmaya çalışmasın, mümkün değil doğru netice elde edemez… En usta ekonomisti isterse Derviş Kemal’i mezardan çıkarıp getirin ,11 bin lira maaşla , dört çocuk bir Ana nüfusu , kira+elektrik+ ulaşım+ doğalgaz +su + telefon + gıda + giyim +eğlence (!) vs vs harcamalarını yaparak ay sonunu getiren adamın sırrına ulaşamaz…
Şimdi de geldik başka bir hüzne ve da hüznü kapımıza dayandı ve çaldı ama açmadan bir iki kelam… Türk Milletinin yetiştirdiği nadide insan ve siyasetçi Necmettin Cevheri’ nin vefatı nedeniyle , o kadar çok taziye mesajı aldım ki , hepsine tek tek cevap vermem mümkün değildi. Bu yüzden , prensiplerimi bozarak hepinize toptan teşekkür edeceğim. Allah sizlere ve yakınlarınıza , sağlıklı uzun ömürler versin… Bir tespitimi de paylaşmak istiyorum. Bilhassa gruplar içinde , misal: birinin teyzesi kızının arkadaşı nezle olduğunda geçmiş olsun mesajı gönderme yarışına giren belli kümeleşmeler , her nedense sessiz kaldılar. Benim onların ve onlar gibi , henüz önyargı sürecini savuşturmamış kişilerin ne taziyesine ne de varlıklarına ihtiyacım var… Bu yüzden kendimi kayıpta değil , bilakis kazançta hissediyorum , bilmelerinde fayda var… Hepsi , gene hümanist (!!!) , çağdaş (!!!) , insancıl (!!!) postlarının içinde , yarattıkları iç gettolarında yaşamaya devam etsinler ama bize ve Millet’ inin değerlerine bulaşmadan… Son hatırlatma , daha doğrusu müjde de sayılabilir. Safer Ay’ ı , şükürler olsun ki bitti… Bu gün Bir Rebiulevvel… Hepiniz Yaradan’ ıma emanetsiniz. Hoşçakalınız…cebine koyup götürdü…
Biraz da mesleğim gereği sizle paylaşmak istediğim bir konu var. Çünkü bu konu üzerinden , sınırsız bir istismar alanı oluşturuluyor… Anadolu’ muzunda bir çok yerinde petrol var. Belki yüzlerce kuyu açılıyor ama tekrar betonlanarak kapatılıyor. Detaya girmeden sebebini açıklayayım. İşletmeye uygun ve yeterli rezerv olmadığı için… İşte bu durum şüphesiz ki , yöneticilerimiz tarafından da biliniyor… Seçim öncelerinde yapılan sondajlara bir bakıyorsunuz ki petrol sahiden fışkırıyor ama gel gör ki işletmeye değer değil… Mesela : suni elmas yapmak mümkün , ama imal maliyeti , esas fiyatının çok çok üzerinde. Herhalde durumu biraz anlatabildim. Doğalgaz içinde aynı durum geçerli. Henüz tasdik görmemiş , rezerv üzerinden yapılan bütün işlemler afakidir. Artık doğalgaz ihracatçısı olduk gibi laflar , doğalgaz parası hanelere ulaşana kadardır. Hediye gibi görünenleri de ; en kısa zamanda enflasyon sepeti oyunlarıyla , sadece bir ay değil , bütün yıl ödeyerek anlarsınız…
Türkiye hiç bir hesaba , hiç bir kitaba uymayan garip bir Ülke. Akaryakıt fiyatları iki katına çıktı , yollarda tenhalaşmaya rastladınız mı. İktidar , bu durumu , biraz da haklı olarak kullanılıyor. Vatandaş zamlardan çok memnun diyen bile var…Ağlayan sızlayan açız diyen kişinin evine gidiyorsunuz , hakikaten buzdolabı çalışmıyor. Yiyecek birşey yok. Tam Acıyacakken , birde bakıyorsunuz , cebinden Amerikan Sıgarası çıkarıp yakıyor…Bu durumlar ekonomistlerle birlikte psikologlarca da incelenmeli… Yaşıtlarım ve de Ankara’ da yaşayanlar hatırlar. Bir ara hava kirliliği had safhaya çıkmıştı. Soba ve kaloriferlerin yanması yasaklanmıştı. Yapılan ölçümler sonucu , Londra’ da , toplu ölümlere sebebiyet veren değerlerin on misli kirlilik tespit edilmişti ama kimseye de birşeyler olmamıştı… Bu yüzden diyorum ki , Millet’ imizin davranışları ve tepkileri , hiç bir kritere uymaz. Kimse , yaptığı labaratuvar çalışmalarının ışığında bir sonuca ulaşmaya çalışmasın , mümkün değil doğru netice elde edemez… En usta ekonomisti , isterse Derviş Kemal’ i mezardan çıkarıp getirin ,11 bin lira maaşla , dört çocuk bir Ana nüfusu , kira+elektrik+ ulaşım+ doğalgaz +su + telefon + gıda + giyim +eğlence (!) vs vs harcamalarını yaparak ay sonunu getiren adamın sırrına ulaşamaz…
Şimdi de geldik başka bir hüzne , veda hüznü kapımıza dayandı ve çaldı ama açmadan bir iki kelam… Türk Millet’ inin yetiştirdiği nadide insan ve siyasetçi Necmettin Cevheri’ nin vefatı nedeniyle , o kadar çok taziye mesajı aldım ki , hepsine tek tek cevap vermem mümkün değildi. Bu yüzden , prensiplerimi bozarak hepinize toptan teşekkür edeceğim. Allah sizlere ve yakınlarınıza , sağlıklı uzun ömürler versin… Bir tespitimi de paylaşmak istiyorum. Bilhassa gruplar içinde , misal: birinin teyzesi kızının arkadaşı nezle olduğunda geçmiş olsun mesajı gönderme yarışına giren belli kümeleşmeler , her nedense sessiz kaldılar. Benim onların ve onlar gibi , henüz önyargı sürecini savuşturmamış kişilerin ne taziyesine ne de varlıklarına ihtiyacım var… Bu yüzden kendimi kayıpta değil , bilakis kazançta hissediyorum , bilmelerinde fayda var… Hepsi , gene hümanist (!!!) , çağdaş (!!!) , insancıl (!!!) postlarının içinde , yarattıkları iç gettolarında yaşamaya devam etsinler ama bize ve Millet’ inin değerlerine bulaşmadan… Son hatırlatma , daha doğrusu müjde de sayılabilir. Safer Ay’ ı , şükürler olsun ki bitti… Bu gün Bir Rebiulevvel… Hepiniz Yaradan’ ıma emanetsiniz. Hoşçakalınız…