Eylül Ayı bir yerde dert ayıdır… Küçüklük anılarım her Eylül gelişinde Ailemin sıkıntılara duçâr olduğunun hatıralarıyla doludur… Odun bu ay alınır… Sadece almak değildir olay… Rutubetsizini , ıslatılmamışını bulacaksınız. En iyisini bulacaksınız. Parçalamaya baltacı bulacaksınız. Taşımaya kamyonet veya at arabası bulacaksınız. Kömürlüğe taşımaya hamal bulacaksınız… Kömüre para yatıracaksınız. Bir ay sonraya gün verecekler, sonunda yarısı toz bir şeyler gelecek… Her birisi pahalı kalemler olan bu kısmı atlattıktan sonra ,çocuk başına , kıyafet, kitap, defter vs. derken Ağustos’un bolluğu bereketi birdenbire felâkete dönüşecek… Şükür olsun ki yeni Eylüller de bu tip sıkıntılarımız sona erdi… Oturduğumuz yerden zahmetsizce “Geçen ay 200 Liralık elektrik bu ay 500 Lira olmuş” gibi laflarla ve yakarmalarla işi kurtarıyoruz… Hükümetimizin hizmetlerini tümüyle çöpe atamayız… Mesela kömüre denk gelen doğalgaz yakarışlarını da, ilk faturaları alacağımız, Aralık ayına erteledik… Memura %5 verirken eli titreyenlerin , gaza yaptıkları %15 zammın acısı sonra çıkacak… Her neyse.
Herkese Merhabalar…
Ben artık kesinlikle eminim. Anadolu Coğrafyasında iki tane ayrı Türkiye var. Mesnedin ne diyenlere Recep Tayyip Erdoğan’ın geçenlerde yaptığı konuşmalar diyeceğim. Söylediğine göre tarım da ve teknoloji de Dünya standartlarını yakalamış durumdayız… Ekonomimiz çok iyi durumda , işsizlik neredeyse bitmek üzere… Bütün bunları 19 senelik icraatlar kategorisinde hepiniz dinledi… %60-70iniz fakr-û zaruret içinde çırpınıp, geçinebilme şaheserleri yaratırken bu lafları kızgınlıkla algıladı ve aklıyla alay edildiğini düşündü… Gelelim bunun sebebine. Türkiye’ de asgari %20 biat kültürüne körü körüne tabii bir toplum var… Bunlar ; Dünya’ da kuru ekmek bile tüketseler , Bal akan ırmak ve Huri’ lere kavuşmayı bekleyen ve şükür mantığı gereği, hiçbir şeyden şikayet etmeyen bir topluluktur. Fakirliğin ecirlerini arttırdığını düşünerek, daha da zelil olmak için dua ederler. Bir nevi, çivi üstünde yatan Hint Fakirlerinin muadilidirler… Oyları da, hiç araştırmadan ve daima, başlarına çulu (!) hediye edenden (!!!) yanadır… Bunların yanında ; %10luk bir çekirdek kitle var ki gelirin % 90ını bir şekilde elde eden yerine göre hepsi en az 15-20 asgari ücret olan, 3-13 maaşlı Kızılay Başkan’ ı gibi yüzü gözü nurlu kendilerine göre Allah’ın özel kulları olanlardır… İşadamı ve müteahhitlerin ballı ve hazine garantili işleri hazırdır. Her ne kadar kazancın hepsi kendilerine ait olmasa da , kayıp kısımlar sürekli uygulanan vergi aflarıyla telafi edilir… Bunlar öteki taraftaki Huri’ Nuri’yle, Kevser’le balla fazla ilgilenmezler. Dünyada ki güzellikler daha önemlidir. En genci bile Jeep hastasıdır. Milli içkimiz ayran yerine başka bir beyazla, toz olanlarla yetinirler… Kul hakkı, bir gece yarısı kararnamesiyle kalktığı için günah diye bir sıkıntıları yoktur… %5-7 nispetinde, itilip kakılmaktan, ayaklar altına alınmaktan zevk alan mazoşist yaklaşımlı , hoşa gitmeyen ihaleleri baş tacı eden , milliyetçi görünümlü bir kitlede bu sisteme kayıtsız şartsız yardım etmekte ve destek vermektedir… Canlı Cenaze ( Ca-Ce ) ve Destisini dolduranlar hala kendilerine inanan zavallıları beş paraya satmaya , hiç bir beis görmemektedirler… %1-2 nispetindeki ” Evet ama Yetmeciler, Alevi görünümlü yaş baklalar, sonradan olma küsürat Şeyhler… Bütün bunları topladığınızda %40 civarında bir potansiyel oluşuyor…
Bunlar bir Dünya ve Dünyaları da bambaşkadır. Sıkıntılardan uzak , hepsi kendi sistemleri içinde çok rahattırlar… Birde bunun tam tersi şartlara sahip %60lık bir kitle var ki; ortaya bir bulgur koyabiliyorsa, zar zor faturaları ödeyebiliyorsa çocuğun defterini kitabı nı borç harç tedarik edebiliyorsa , vs. memnun olan… Bu kesim borçlandıkça borçlanıyor. Kredi limitleri doluyor. İhtiyaç kredi geri ödemelerini yapamıyor. Bu durum Resmi rakamlara göre , bir önceki döneme göre de %59 artmış olsa da hiç bir destek ve yardım alamazlar. Ancak bir felâket anında en kabadayı üç ay fatura ertelemesi uygulanır, O’ da 4. ay faiziyle birlikte tahsil edilir… Bu örnekleri ansiklopedi müfredatına çıkartmamız çok kolay ama şimdilik maksat hasıl oldu gibi… Bu sebeplerden ötürü değerli %60cılar sizler RTE’nin konuşmalarını kendi üstünüze alınmayın… Şimdi anladınız mı RTE ve etrafındakiler pembe tabloları kimler için söylüyorlar… Sizlerin uğrayacağı sıkıntılar ise gene sizler tarafından aranızda halledilecek… Bu iş için “IBAN” formülü var. Toplanan paraların cüzi bir kısmı yaralarınızın sarılmasına harcanacaktır… Ne kadarı derseniz, Beşiktaş Şehitleri, 15 Temmuz Şehitleri için toplanana ve dağıtılana bakın yeter…
Bütün bu durumlar çerçevesinde , çoğunluğu teşkil eden perişanların sağlıklı olmasını bekleyebilir miyiz. Tabii ki hayır… İşte bu yüzden Ülkemizde Antidepresan kullananların sayısı altı milyonu bulmuş ve de geçmiş durumda… Bu duruma genelde aile reislerinin maruz kaldığı düşünülürse, bu altı milyon Ailenin felâketlerle yoğrulu halde olması demektir…
Bu arada muamma bir korona süreci yaşamaktayız. Şeffaf hiç bir durum yok. Ancak İngiliz’den, Fransız’dan bir şeyler öğrenmeye çalışıyoruz ama gene de her şeye Fransız durumdayız…
Hepiniz Yaradanıma emanetsiniz. Hoşça kalınız…