Günlerin hükümranlığının tepe noktası 21 Haziran’a gelmek üzereyiz. Gündüzün şerri, gecenin hayrından evladır diyen bir milletin ferdi olarak içimiz sevinç ve coşku dolu. Allah kimseyi ümitsiz, çaresiz ve naçar bırakmasın. Bütün duygularınız, 21 Haziran parlaklığı gibi olsun. Yüreğinizdeki kıpırtılar, yakamozlar sonsuza kadar devam etsin…Hepinize merhabalar…
Unutmadan bir iki zaruri hale gelen cevap hakkımı kullanarak başlamak istiyorum… Evet, Kriptoya ben de oy verdim. Defalarca, cesedinin gidip oy vereceğini yazmıştım, defalarca kerhen vereceğimi yazmıştım, defalarca çaresizlikten oy vereceğini yazmıştım, defalarca CHP ile hiçbir siyasal yakınlığım olmadığını yazmıştım, Ülkücü olduğumu bin kere söylemiştim… Bütün bunlara rağmen, hayatımın en güzel olabilecek, onbeş gününü de heba ederek, ikinci turu bekledim… Bu arada, onlar kendini bilir, birçoğunuz “Bitti bu iş” diye çekip yazlıklarına gittiler…Çoğunuz umursamazlık ve gaflet halindeyken, sizlere moral verdim. Tercihin, adayın yanlış olmasına rağmen genelde bozgunculuk yapmadık… Sözün özeti, ben sizden değilim, ortak paydamız Atatürkçülük olabilir ama siz o noktada da değilsiniz buna rağmen en fanatik taraftarınız gibi sonuna kadar mücadele ettim… Şimdi de beni tenkit ediyorsunuz…Siz o sistemin adamısınız, her şeye katlanabilir ve de kabul edebilirsiniz ama benden de aynı şeyleri beklemeye hakkınız yok… Hele hele, tek adamlığın da ötesine geçen bir arsız ve yüzsüz için böyle bir şeyi asla yapamam… Elimizi bulaştırdık devam edelim… “Z Kuşağı” diye bir şey icat ettiniz. Etmekle kalmadınız, medet te umdunuz. Onda da karaya vurdunuz. Bu Z Kuşağı dediğiniz kadar sorumsuz, vurdumduymaz bir topluluk yok. Ellerinden telefonu aldığınızda çoğu sıfır bile değil. Şimdi bir yaprak düştü, şu an hava da, şimdi yere indi, Aysu Ceren’in oğlanı kapmış türü edebiyat şaheseri olaylarla gününü geçiren, Ülke’nin Cumhurbaşkanını bilemeyen ve de çoğu oy vermeye bile gitmeyen asalakları kurtarıcı olarak görüyorsanız vay halinize… Bunları bir kenara bırakarak, Milli ve manevi değerlerini koruyan Ülkücü kuşaklar oluşturmadığınız taktirde, her zaman hüsran sırtınızın kamburu olacaktır. Bu arada hala LGBTİ olayı gündemde. Seçim kaybettirmesine rağmen, ısrar edilmesi ancak, Kriptolukla izah edilebilir… Neymiş, “Onur Yürüyüşü” iptal edilmiş… Bre yaş baklalar…Neyin onuru? Bir erkeğin koynuna giren başka bir erkeğin onurundan mı bahsediyorsunuz? Bu onur gizlediğiniz sapkınlıklarınızla size kalsın, bizim yakamızdan düşün… Özet olarak pirincimizin taşıydınız, pilav yemek uğruna razı olduk ama bu safhada yokuz… O kripto Kemal’i alın başınızın tacı yapın. Bu kafayla giderseniz, yarın Ana Muhalefet olarak bile varlığınızı koruyamayacaksınız. Kripto Kemal’in direnmesi, kendisine verilen görevi tamamlayamaması yüzündendir... Mart Ayındaki yerel seçimleri de hallettikten sonra gideceği kanaatindeyim… Geçen seçimde, henüz toy bir çocuğu, Binali-Recep kumpanyasının ortasına atarak, bitirmeyi planlamıştı, olmadı. Şu an o ve onun gibi yarım kalan görevleri bitirip gitmeyi planlıyordur…
Bu ülke ne çektiyse, ekonominin kitabını yazanlardan çekti. O olmadı gelsin yenisi. Mr. Shimshek geldi. Amerika’dan Merkez Bankası Başkanı da getirdi… Bir ara Kripto Kemal, ATATÜRK Havaalanı için uzay üssü projesi geliştirmiş gene ABD’den, NASA ile alakalı, Türk Karı kocayı getirmeye kalkmıştı da neler demişlerdi? Hatırladınız mı? Ama bu iktidara her şey serbest ve olağanüstü büyük avansları var…Gelelim Mr. Şimşekhs ‘e. Tanımayanlara biraz açıklamada fayda var… Ömründe ve lügatinde yalanın esamesi olmayan Reis’imiz ne demiş… “Bunlar Halk Bank’ı dolandırmaya kalktı“. Demek ki bir daha dolandırma vakti geldi… Peki benim bücür hemşerim bitkisel ne demiş “İngiliz Ajanı” Peki sonra ne yapmış, devir teslim töreninde öve öve bitirememiş… Mutlaka ki, imaj düşünülerek, Hafize Hanım, Merkez Bankası Başkanlığına getirildi. Bu olay İnşAllah tutar ama her zaman tutmaz… Reyisimizin, ablasını hatırlarsınız… Herkese iki anahtar demişti, elimizde mevcudu zor tutmuştuk… Sadece orada mı? Ne propagandalarla CHP içinde de Selin Sayak Böke Hanımefendi öne sürülmüştü. Şu an Seçim suçluları arasına dahil edilip tasfiye edildi…
Bir zamanların, tonton, demokrat, hoşgörülü amcası vardı, hatırladınız mı… Takkesi çabuk düştü, keli ayan beyan ortaya çıktı… Ne diyordu, “Hepiniz beni istediğiniz gibi eleştirebileceksiniz, hiç kimseye de bir şey olmayacak“. Ne güzel masallar anlatmış bizlere… Daha yeni dönem, muhalefetin ilk günlerinde, torbadaki suratını gördük… Eleştiren gazetecilere, yalan yazıyorlar mı demedi, satılık mı demedi, kısaca demediğini bırakmadlı… Ya Allah buna iktidarı nasip etseydi…
Anadolu’da bir laf vardır. “Ağlarsa Anam ağlar, gerisi yalan ağlar” denir… Babalar, malesef ağlayamaz bile… O sağlam durmak ve de hiçbir şeyi hissettirmemek zorundadır… Ağlarsa da için için ağlayabilir… Tüm Babalarımızın günü kutlu olsun… Hepiniz Allah’ıma emanetsiniz. Hoşça kalınız…