Pazar Gün’ ünün sessizliği , Hazanın son günleri , doğanın sükûneti , içimizdeki buruk coşkuları dengeleyemiyor. Yapmak istediklerimiz , yapmamız gerekenler mi , müthiş ikilemin esareti , benliğimi tamamen kaplamış gibi… Acaba , yeryüzünde ki bütün kuralları biz koysaydık , Dünya , en azından kendi Dünya’mız nasıl olurdu. Gene başkaldırı , isyan havası hakim olur muydu bilemiyorum… Ucunu bir gevşetmeyelim , hemen felsefeye dalıyoruz ama biliyorum ki , benden bekledikleriniz bunlar değil. İşimi yapmam en iyisi. Unutmadan hepinize Merhabalar olsun…
Bir sansür yasası Meclis’ ten geçti. En çok konuşulanı ise finaldeki resim oldu. Meydan muharebesi kazanmış komutanlar edasındaki bir takım insanlar ,Millet ve kendi tarihlerine , utanç abidesi olarak geçecek o pozu verdiler. Büyük bir ihtimalle çocukları ve torunları bu utanç tablosunu Reddi Miras yoluyla kabullenmeyeceklerdir. Mevcût iktidarın kalması hesabıyla , ABD tasdikli olduğu saklanmayan yasa muhtemelen yakın tarihten itibaren müsebbiplerini mahvedecektir. Ben , iktidar değişiminde hiçbirinin iptal edilmemesinden yanayım. Herkes kurduğu tuzağın tadına mutlaka bakmalıdır. Cenab-ı Allah ne diyor ” Kimse yaptıklarıyla yüzleşmeden , ruhunu teslim etmeyecek ”
ABD de kayıp zamanları olan , üniversite ve mali kuruluşlarla kamufle edilmiş , icazet maksatlı görüşmeleri yapan Kriptonun , bir zamanlar ağzından kaçırdığı ama hemen çark ettiği , ” Devri Sabık Yaratmayacağız ” olayının alenen peşinde olduğumu bir kere daha haykırıyorum… Bir önceki paragrafta belirttiğim gibi , kimse yaptıklarıyla yüzleşmeden ruhunu teslim etmesin. Örneğin ; Ordumuzun güzide elemanları , FETÖ kumpaslarıyla tarumar edilirken , ” Türkiye kalın bağırsaklarını temizliyor ” diyenlerin , kalın bağırsakları mutlaka elden geçirilmelidir…
Evet , meşhur sansür yasası çıktı. Ben merak ediyorum. İlk önce kimler tadına bakacak… RTE , sürekli , basın yayın organları vasıtasıyla , söylüyor. ” Çalışanlarımızı , enflasyona ezdirmedik diye… Peki Çalışma Bakamıyan’ ı niye ” Yılbaşında , enflasyonun tahribatını , çalışanlarımızın ve emeklilerimizin üzerinden kaldıracağız ” diyor… RTE nin yalandan arındırılmış bir kimse olduğu hatırlanırsa , bu Bakamıyan’ ın doğru söylemediği ortayada. Üstelik bunu da , basın yayın organları marifetiyle alenen yapıyor… Bence , ibret-ı alem olması açısından hemen içeri tıkılmasında fayda var…
Herhangi bir yanlış anlaşılma olmaması için değinmek zorundayım… Ortalıkta ki ” Fırıldak Kubi ” yoğunluğu da arttığından , mecburiyet hasıl oldu… Hayır dostlarım. Kanaatlerim ve düşüncelerim aynı. Hiç bir değişiklik yok. Halâ , Mansur Başkan’ ın , bu Ülke’ yi kazasız belâsız düze çıkaracağına inanıyorum. Yanılmıyorsam yazmış idim. Bu konuda çok hassas olmalıyız. Değerli ismi ,profesyonel linç ekiplerinin önüne atmamalıyız… İsteği içimizde tutarak dışa vurmamalıyız. Yoksa yalan yaymaktan ve kanûndan muaf kadrolar harekete geçmek için hazır bekliyorlar. Cezaevlerinde yatan hatırı sayılır miktar tutukluda , gizli şahit ve itirafçı olmak için sırada. Yerel Seçimler önceki olayları kabaca hatırlayın yeter…. Bu yüzden ismi fazla telaffûz etmiyorum. Ayrıyeten HDP ye de teşekkürler… Adaylığı söz konusu olduğunda , destek vermeyeceklerini açıkladı… Sağ olsunlar var olsunlar. Bu kadarı yeter , artar bile…
Eveeeet. Gelelim büyük yürek yarasına. Onlarca Canımızı kara madenden aldık , kara topraklara emanet ettik. Bu onların kara yazgısı mıydı , şimdi biraz da bu konuya çalışalım… Evelâ hepsine Allah gani gani rahmet eylesin. Alın teri-helâl kazanç sisteminin doruğu olan maden işçiliği , maalesef kırk bir evladından daha oldu… Üzüntümüz büyük ama esas en büyüğü edilen laflar. Çünkü bu laflar gösteriyor ki acılarımız eksilmeyecek , bilakis artacak… Netice fikrinizi baştan söyleyip devam edelim… Sen , almadığın tedbirler yüzünden oluşana kader dersen , kaderin sahibi olursun… Bana göre hemen Kelime-i Şahadet getirmen gerekir… Bu mantık , tövbeler olsun , suçu Allah’ ın üstüne atmak demektir. Acaba Cenab- Allah, niçin Avrupa’da ki , niçin ABD de ki madenlerde ” Kader Planı ” sistemini çalıştırmıyor da , bize gelince iş değişiyor… Müslüman olduğumuz için olabilir mi. Bakın iş nerelere kadar uzanabiliyor. Bunlar İslam’a en büyük zararı verenler arasında diyorum da , halâ şüpheyle bakanlar var. ” Bu olaylar olacak , bitmez ” denilerekte herşeyin eskisi gibi devam edeceğini ima etmek , ufacık olsada tedbir beklentilerimizi sıfırladı…Aradığım son yaklaşım , acaba iyi şekilde ölüp ölmedikleri. Bu konuda bir beyanat duymadım. Ya sizler… Biz başkalarının telefatını kadere bağlayacağız ama , kendi kaderimize elimizden geldiği kadar müdahale edeceğiz… Bu durumda , binlerce korumayla gezmeyi kaderin neresine monte edeceğiz… Acaba doktorlara gidip tedavi olanlar , ilaç alanlar , kaderlerine isyan mı ediyorlar. Tedbir almazsan kaderimi oluyor. Bizde 6.5 şiddetindeki depremlerde ölümler yaşanırken , niye Japonya’da 8.23 lük depremlerde kayıplar yaşanmıyor… Yoksa “Kader ” diyerek , seçimler öncesi , dini motifler kullanma trenine bir vagon daha mı eklemek istiyorsunuz. Çabanız bu mu… Bu Ülke’ de niye ,İş Güvenliği uzmanlığını oluşturdunuz. İşyerlerini mecbur tuttunuz. Yoksa , niyetiniz kadere karşı gelmek mi… Bırakın , bırakın artık Allah’ ı suç ortağı yapmayı…
Bazı beyanatları okuyorum. Kader değil , ilim gibi… İşte tam burada tuzağa düşülüyor. Zaten istismarcıların da beklediği an. ” Bakın bunlar inançsız , kaderi reddediyorlar ” diyebilmek için… Her iki görüşte yarım… Kader elbette var ama tedbirle birlikte… Anadolu’ nun meşhur lafıdır. ” Eşeğini sağlam kazığa bağla sonra Allah’ a emanet et ” derler. Yani sadece ne sağlam kazığa bağlamak yeterli ne de kuru kuruya Allah’ a emanet etmek. Herhalde meramımız anlaşılmıştır…
Bir Pazar daha , dolayısıyla haftalık beraberliğimiz bitti. Tekrar buluşmak üzere hepiniz Allah’ a emanetsiniz. Hoşça kalınız
Mehmet Edip Ören
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı