Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Ekmek 62,5 TL, makarna 11,75 Tl…

featured

Bir paket, 11,75 TL’ye makarna aldım. Yarım kiloluk bir paketi pişirdiğin zaman ekmek kıvamına geldiğinde bir kiloyu geçiyor. Yani kilosu,  11,75’e geliyor. Gelelim ekmeğe… 200 gramı 12,5 lira, kilosu 62,5 TL eder. Makarnaya fabrika gerekir, ambalaj gerekir, Bolu’daki fabrikanın ürününü, icabında Hakkâri’ye nakletmek gerekir. Bir de her buğday makarnalık değildir, sert durum buğdayı olmazsa olmazdır. Ayrıyeten, muazzam reklam harcamalarını da hesaba katınız…Mahalle fırını, en fazla iki sokak öteye nakliye yapar, fabrika, işçi vs. gerekmez, bir fırın ve genellikle Aile bireyleri yeterlidir. Bütün bunları da hesap edersek netice çok net olarak çıkar, karşımıza… Ekmek 62,5 TL, makarna 11,75 Tl… Siz hiç sürekli ağlayan, öldük bittik diyen makarna fabrikatörüne rastladınız mı?

Söylemek istenenler, söylenebiliyorsa demokrasi var demektir… Söylemek istenenlerin bir kısmı söylenebiliyorsa, baskı var demektir. Söylemek istenenleri, söylemek isteseniz bile söyleyemiyor “Laylaylom” konularla iştigal ediyorsanız da istibdat altındasınız demektir. Hepinize merhabalar olsun…

Çoğunuz pek farkında değil ama, adı konmamış bir iktidar savaşı var… Kahramanlarımız, Herşeyi anında kavramasıyla malûmunuz, Bilal oğlan, zarif çantaları ve engin öngörüleriyle Emine Sultan Hazretleri, bir zamanların gözdesi, ulusoylu damat ve göklerden inmeyen ama dayak yeme tecrübesi olmayan bir diğeri… Bana sorarsanız, Emita ismini taktığım, muhteremeyi tavsiye ederim… Bilal Oğlan, Galata köprüsünü mesken tuttu. Oradan geçerek iktidar yolu bulacağını düşünüyor. Konuşma ve hitabet stajını bu mekânda yapıyor… Her neyse, onlar kendi aralarında halleşsin, biz porsiyonlarımızı küçülterek, hatta mikroskobik hale getirerek, işimize bakalım…

Bir zamanlar köylerimizde okullar vardı. O okullarda, Mustafa Kemal’in askeri olan genç öğretmenlerimiz,  Anadolu’nun pırıl pırıl gençlerine ışıklar saçardı. Ecevit’in de dahil olduğu sistemler sayesinde o meşaleler buralardan uzaklaştırıldı. Köylerimiz sadece İmamların eline kaldı… Durum ortada. Ülkü Ocak’lı gençlerin okullara gireceğini, bir de bu açıdan değerlendirin… Çok yönlü düşünce tarzına yanaşmayan, marjinalliği bile kalmamış, Marksist – Leninist artıkları, Alevilik arkasına saklanmış ateistler, yetmez ama evetçiler, liboşlar vs bütün küsurat ve haşerat ayağa kalktı… Beyler Her Ülkü Ocak’lı, Anayasa’nın ilk dört maddesine laf olsun diye değil, ölümüne bağlıdır. Yani Laik ve Kemalist altyapılıdır. Bu evlatları, çoğunluğu İngiliz beslemesi tarikat yaş baklalarıyla aynı kefeye koymayın… Mesuliyet sahibi her kese düşen tek görev, körü körüne, bağnaz yaklaşımlarla değil, aklı selimle hareket etmektir… Çatı düşünce olarak, şunu söyleyebilirim. Okullara, öğretmen harici kimselerin girmesine karşıyım. Eğer girecekse, din tacirleri yerine Türk Milliyetçileri girebilir… Şunu da belirteyim. Ülkü Ocak’ları üst yönetiminin, tıpkı MHP gibi işgal edilmesi, alttaki mücevher gibi gençleri lekelemez… Bana kalırsa, herkes lüzumsuz korkulara kapılacağına, sevinmeli ve de arttırılmasını istemeli…

Gelelim, yalan-ı kebire… Kürtler bir şey istemiyor, sadece barış istiyor lafına… Peki bu PKK yokken savaş halinde miydik? Barış, kardeşlik yok muydu? Hem de en alası vardı. O bölgenin adamı olarak, bunu söyleyebilirim… En tehlikeli şey, bedava olandır. Anadolu’da bir laf vardır. Bedava peynir sadece fare kapanında bulunur… İşin gerçeği ne mi? BOP’ ta, sıra İran’a geldi. Türkiye, sırasını beklerken rahat dursun , ABD nin muhtemelen İran’a karşı kullanacağı 100 bin kişilik orduya zarar vermesin diye, en sadık adamı tarafından, bu proje gündeme taşındı… Taş atıldı, kuş vuruldu ama yetmedi, ikinci kuşta, gündem saptırması oldu. Asgari ücretliye ve emekliye öl denirken, imdadımıza yetişti… Beyinsizleri hesaba katmıyorum ama bizle resmen dalga geçiliyor, eğleniliyor… Sırrı Efendi, elindeki dosyayı, bir çantaya koyamaz mıydı? Hayır koymadı, gözümüzün içine soka soka elinde olarak içeriye girdi… Peki konuşulan ne, bir talebimiz yok, barış olsun istiyoruz… Urfa’da bir laf vardır. “Kandırdığını getir, beraber yolalım” derler

Ekmeğe zam furyasının başladığı dönemlerdeyiz. Fırıncıların kronik hale gelen ağlamaları, aklıma gene aynı düşünceleri getiriyor… Dün Mig…’tan, bir paket, 11,75 TL’ye makarna aldım. Yarım kiloluk bir paketi pişirdiğin zaman ekmek kıvamına geldiğinde bir kiloyu geçiyor. Yani kilosu,  11,75’e geliyor. Gelelim ekmeğe… 200 gramı 12,5 lira, kilosu 62,5 TL eder. Makarnaya fabrika gerekir, ambalaj gerekir, Bolu’daki fabrikanın ürününü, icabında Hakkâri’ye nakletmek gerekir. Bir de her buğday makarnalık değildir, sert durum buğdayı olmazsa olmazdır. Ayrıyeten, muazzam reklam harcamalarını da hesaba katınız…Mahalle fırını, en fazla iki sokak öteye nakliye yapar, fabrika, işçi vs. gerekmez, bir fırın ve genellikle Aile bireyleri yeterlidir. Bütün bunları da hesap edersek netice çok net olarak çıkar, karşımıza… Ekmek 62,5 TL, makarna 11,75 Tl… Siz hiç sürekli ağlayan, öldük bittik diyen makarna fabrikatörüne rastladınız mı?

Hepinizi Allah’a emanet ediyorum. Hoşça kalınız…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!