Bir kış haftası daha beraberliğimiz başladı. Sizler sıcacık yuvalarınızda , Aile’ nizle mutlu biçimde yaşarken , portakal sulu , simitli kahvaltılar hazırlarken , bir yandan da kestaneleri kavrulmasını beklediğiniz de… diye yazıma başlamayı , inanın ne kadar çok isterdim. Ama maalesef durum öyle değil. Bu Memleketin imkanları 85 değil 185 i de abat edecek durumda ama , gelirin %47 si %,1 tarafından har vurulup harman savrulursa , %99 da fakr-u zaruret içine girer. Atalar ne demiş ” Biri yer , biri bakar , kıyamet bundan kopar ” , Komünist zihniyetler hemen atlamasın. Bizim Milli ve Manevi dünyamız , bu ideolojinin bütün artılarına zaten sahipti. ” Komşusu açken tok yatan bizden değildir ” , demek herşeyi özetlemiyor mu…Her neyse. Hepinize Merhabalar olsun…
Geçtiğimiz günlerde , sadece ” Dostlar alışverişte görsün ” maksatlı bir deprem tatbikatı yapıldı. Yirmi bir senedir , sadece , deprem sonrası toplanma alanlarını , AVM lere çevirmekten başka iş yapmayanların , günah çıkarma türündeki bu davranışları , olayların farkında olanların , acı acı tebessümlerine
sebep oldu… Birde çıkıp 2035 in işaret edilmesi , O tarihe kadar gene derin uykuya geçileceğinin habercisi gibiydi… Bu konu sadece konutların dönüşmesiyle değil , topyekûn bir çalışmanın yapılmasıyla alakalıdır. Sizin eviniz ne kadar sağlam olursa olsun , gittiğiniz Cafe’ nin çürük oluşu veya para çektiğiniz Banka binasının dayanaksız oluşu direk hayatınızla alakalıdır. Bu yüzden Camisinden , postanesine kadar her yerin eş zamanlı olarak ele alınması gerekmektedir. Ayrıyeten ; Yaradan’la , 2035 e kadar deprem olmayacağına dair (Tövbe , tövbe ) bir anlaşmanız mı var…
Genelde olduğu ; diğer meslektaşlarım gibi , bir konuyu alıp sündürerek huzurlarınıza gelmek yerine , bir çok konuyu gündeme taşıma eğiliminde olmuşumdur. Bu çerçevede devam edelim… Eskiden bir Tarım Orman Bakamıyanımız vardı. Hani şu Ekrem’ in oğlan… Ukala , kibirli , antipatik mahluktan bahsediyorum. O gitti , asabımız biraz daha az bozulacak diye sevinirken , bir MEB ı çıktı ki , gelen gideni aratır dedirtti… Yahu , bu adamları ( lafın gelişi ) kaç imtihandan geçirerek buluyorsunuz… Bu insanlıktan , nezaketten nasibini almamış kişinin , bir saniye bile orada durmaması gerekiyor. Seviyeli , çağdaş , donanımlı insanlar yetiştirmesi gereken bir Bakan’lığa gelebilecek en son kişi. Hani 85 milyon sırasını savsada en son kişi olarak kalsa bile , olmayacak biri… Ekmeğinin derdine düşmüş , entrikalar yüzünden atanamamıs , bir öğretmen kızımız , elinde çiçekle , yokluk içinde bile nezaketin timsali oluyor ama bizim hanzo kulağını kaşıyor , bakmıyor bile… Bir başka gün , halk adına soru sorması gereken bir meslektaşım ve kameramanı darp ediliyor. vs vs. Ey gelmekte olanlar. Bu kareleri asla unutmayın. Bunların karşılığı mutlaka olsun , öyle bir olsun ki , daha sonra teşebbüs edeceklere de , caydırıcı olsun…
Bunu çok az kimse biliyor , ve de kimsenin bilmemesi için özel bir çaba sarf ediliyor… Türkiye kara paranın aklanması ve teröre kaynak sağlanması konusunda , Uluslararası beyaz listeden gri listeye indirildi. Bu olay Ülke için çok büyük bir handikap. Yurtdışında okuyan öğrencilerimiz , banka hesabı bile açtıramıyorlar. Bir adım ötesi kara liste ve , Dünya’ dan tecrit… Yurdumuz , Uluslararası mafyanın konakladığı , parasını getirdiği ve birbiriyle kıyasıya çatıştığı bir Ülke haline geldi. Bunun doğal uzantılarından biri olarak , uyuşturucu hapları , artık ilkokullar önünde satılıyor. Baronlarla birlikte resim çektirmekten başka ellerinden bir iş gelmeyenler ise sadece zırvalamakta , ettikleri sorumsuz laflarla , Ülke’ mizi uluslararası sıkıntı sahibi yapmaktalar. Gün geçmiyor ki , kokain ve esrar haberleri yayınlanmaya görsün… Merkez Bankamızda kaynağı belirsiz paralar dolaşmakta ve çatır çatır işlem görmekte… Evet gidecekler ama bize çuvallar dolusu sıkıntılar bırakarak…
Körün istediği bir göz , Allah verdi iki göz misali , Türk Tabipler Birliğinin (TTB ) ismindeki ” Türk ” ifadesinin çıkarılması için TBMM ine kanûn teklifi verildi. Türk kelimesinden ve olgusundan nefret edenlere bu kozu , terör sevici TTB Başkanı , altın tepsi içinde armağan etti… Fırsat kollayıcı gafiller… Bu Birlik sabit , yöneticileri gelip geçicidir ama sizin Türk allerjiniz tüm zamanlara aittir. O gafil Başkan , doktor bozuntusu ne kadar tehlikeli ise , sizler ondan daha tehlikelisiniz…
RTE , HDP yi denedi pek olmadı ama her iki tarafta kapıları tamamen kapatmadan , el altından ilişkilerin devamına mutabık kaldılar… Bu görsel temasın istenen neticesi , güya İYİ Parti’ yi köşeye sıkıştırıp , İttifak değiştirmeye mecbur bırakmak olduğunu düşünüyorum… Geleceksen gel yoksa yerine başkalarını alırız denmek istendi. Dansöz politikaları şiar edinip sakınca görmeyenler , herkesin kendileri gibi olmadığını anladılar… Bu dış politikada da aynen işliyor… Esasında Esat (Eset ) ile görüşmeye can atılıyor ama , Muhatap , doğal olarak düşmanına seçim öncesi , avantaj sağlayacak koz vermek istemiyor. Bu da bilindiği için , Suriye ile seçim sonrası yeni bir sayfadan bahsediliyor…
Her daim yapılan hava harekatları , bu sefer çok kapsamlı yapılıyor başlığıyla servis edildi. İlkokul müsameresi tiyatro kısmının ötesine geçmeyen harekat , benim düşünceme göre seçim odaklı… Konuya dalmak istemiyorum çünkü bütün kanallar günlerdir , müstesna (!) uzmanlarıyla kafanızı karıştırmaya uğraşıyor… Tek bir cümleyle noktalayacağım… 80-90 nokta yerle bir edildi denilenin ertesi günü , Yurdumuza roketler yağdı… Çocuklar , öğretmenler hayatını yitirdi… Yoruma girmeyeceğim , bu kadar…
Hepiniz Allah’ a emanetsiniz. Hoşça kalınız
.