Otuz sene hocalık yapan bir profesörün de diploması iptal olmuş. Yani kadıncağız şu an, lise mezunu konumunda… Peki, bu Hanımefendinin okuttuğu, mezun ettiği binlerce öğrencinin durumu ne olacak? İçlerinde profesörlüğe yükselen talebelerinin, öğrencilerinin hukuki durumları ne olacak? Daha başka, üst görevlerdeki kimselerin, müteahhitlik belgeleri, o belgelere istinaden yaptıkları işler ne olacak? Yarın bir gün bina veya köprü çökse kim yargılanacak?
Bir Bayram geçti. Esasında deldi de geçti. Burnumuzdan getirilecek hiçbir şey ihmal edilmedi. Eskiden, misafirlere ne ikram edeceğiz, çocuklara ne kadar verelim, baklava cevizli mi, yoksa fıstıklı mı olsun gibi şeyleri düşünürken, son yıllarda, otobüs firmalarının zamlarını konuşuyoruz… O dostlukları, sıcaklığı samimiyeti ve de kucaklaşmaları yaşayacağımıza, bilet bulabilir miyiz, zamlar gelmeden erkenden alalım gibi konular ön plana çıkar oldu. Hepinize merhabalar olsun. Türkiye birden büyüktür…
Türkiye’de, Adalet mi yoksa, madalet mi, hukuk mu yoksa guguk mu, hak mı yoksa gak mı, olduğunu herkes anladı… Bir tek, Allah’ın değil, bilmem kimin kulları anlamadı. Beyni başkalarının elinde olan, sadece tasmaları noksan kişiler de bir türlü anlamaz, hiç uğraşmayın…
Bu ülkede artık hiçbir evrağın kıymeti yok. Seçime girip kazansan, mazbatan iptal olabilir… Otuz yıl taşıdığın diploma, bir anda geçersiz sayılabilir… Evinin tapusu, rezerv alan vs gerekçelerle aniden yok olabilir... Kısaca aklınıza ne gelirse, sakın hiçbir şeye güvenmeyin, “Mart Karı” ile karşılaşabilirsiniz… Nisan’a ulaştık diye de rahatlamayın, bunlar Temmuz Ayında da “Mart Karı” oluşturabilir…
Şimdi gelelim, işin traji – komik kısmına. Otuz sene hocalık yapan bir profesörün de diploması iptal olmuş. Yani kadıncağız şu an, lise mezunu konumunda… Peki, bu Hanımefendinin okuttuğu, mezun ettiği binlerce öğrencinin durumu ne olacak? İçlerinde profesörlüğe yükselen talebelerinin, öğrencilerinin hukuki durumları ne olacak? Daha başka, üst görevlerdeki kimselerin, müteahhitlik belgeleri, o belgelere istinaden yaptıkları işler ne olacak? Yarın bir gün bina veya köprü çökse kim yargılanacak? Kısaca iş o kadar çetrefil hale sokuldu ki, burada, Devlet’in itibarı yok oldu… Ha birilerinin itibarına bir şey olmasın, o ölesiye göreve devam etsin, gerisi tufan deniyorsa da diyecek, hiçbir şey yok… İşlerin daha da çığırından çıkmaması için teklifim var… Mazbata, Diploma vs. uğraşmayın, İmam’ın Nüfus Kağıdını iptal edin işi kökten halledin... Gençliğimiz de bir skeç vardı “Yaşar ne yaşar ne yaşamaz” diye. Böylece yeni versiyon “Yaşar’la” tanışmış oluruz… Yarın, Devlet, herkes diplomasını getirsin, incelenecek, kontrol edilecek dese, bize bir şey olmaz, sadece nerde olduğunu ararız da ya diploması olmayanlar ne yapar… Düşünebiliyor musunuz, adam Başkan falan olmuş olsa, altına imza attığı her karar yok hükmünde olur. Özel durumlarda bile değil, Yüce Divan yerine, normal mahkemeler de yargılanır… Neyse, en azından ülkemizde böyle bir tehlike yok… Başka memleketler ise bizi ırgalamaz…
Devlet’in tepesini işgal eden kişiler, gözlerimizin içine baka baka doğru olmayan şeyleri söylüyorlar. Başta Madalet Bakamayanı olmak üzere, AKP sözcüsü Ömer Çelik bile, olanlardan haberimiz yok diyebiliyor, hemen hemen hepsi gerçekleri çarpıtıyor. Defalarca gidip aynaya bakıyorum. Her defasında, kulaklarım uzun değil normal ebatlarda karşıma çıkıyor… Artık kolayını buldum. Konuşmaların sonuna, “Yalancının” ibaresini ekliyorum. Sizde deneyin. İnanın, bayağı rahatlatıyor…
Gelen haberler bu mübarek günde, daha içten yaptığımız duaların gerçekleşmek üzere olduğunu, bildiriyor. Dualar ne kime mi yapıldı, şimdilik söylemeyeceğim…
Malazgirt, Türk tarihi bakımından, ziyadesiyle öneme sahiptir. Arap ve Kürt komutanların emrindeki, muhtelif Türk boylarından oluşan ordu, Bizans’a karşı çok büyük bir zafer kazanmıştır… Bir aralar FETOŞ, Ergenekon’u, terörle iltisakli hale getirerek, türeyiş destanımızı itibarsızlaştırmaya teşebbüs etmişti… Şimdi ise başka bir meczup, PKK’yı Malazgirt’e davet ediyor… Yani, bu mübarek coğrafyayı ve gerçeğini murdar etmeye uğraşıyor… Başaramadan, Allah onun bütün gücünü tüketir, İnşAllah…
Finali, bir beyin ekibinin yaptığı beyinsizlikle, yapmak istiyorum… CHP taktisyenleri, gene boşa vurdu. Tıpkı, sadece bir gün o da ite kaka gündemde kalan “Kırmızı Kart” olayı gibi 2 Nisan alışveriş boykotu da tam bir fiyasko…
- Daha önce ilan edilen boykot listesi, bütün Türkiye ile çakıştırıldı. Yani suçu olmayanlarda, boykot edilenler seviyesine çekildi…
- Bu memlekette AKP’ye oy verenler, ertesi günkü alışverişi de bugün yaparak olayı rahatça dengeleyebilirdi ve de öyle oldu…
- Başarı trendi yukarı doğru dik vaziyette yol alırken, birdenbire çakıldı. Psikolojik üstünlük, yerini tedirgin bekleyişe bıraktı. Karşı taraf ise rahat bir nefes aldı. Hamleleri boşa çıkarabileceklerini düşünmeye başladılar…
- Basit bir örnek: Bakkal amcam günde yüz ekmek satıyordu, bugün 20 sattı 80 i elde kaldı, bayatladı… Ne iş… Sempatiyi, antipati ye dönüştürmeyin…
Hepiniz Alah’a emanet olun. Hoşça kalınız…