Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Devletin resmî dili tartışmaya açıldı

featured

Perşembe günü bildiri okunduktan sonra, kaleme sarılıp, Cuma günü yayınlanan yazımı yazmıştım. Muhalefet liderlerinin tamamı, gün içinde dediklerimi tespit ettiler ve aynı endişeleri dile getirdiler. Bir devletin resmi dili hiç̧ bir zaman tartışmaya açılmaz. Bu soytarılar ordusu, zırva metnini ilk önce “Kürtçe” okudu. Sonra Türkçe okundu. İngilizce olanı da vardı. Bu şu demektir. Biz asla bir şeyden vazgeçmiyoruz. Kürtçe resmi ve ana dilimizdir. Yani federatif yaklaşımlar bile üstü kapalı reddedildi. Türkçe ikinci okunarak, büyük bir aşağılamayla birlikte ilk yaklaşım pekiştirildi. İngilizcenin olması çok geniş̧ bir anlamı içeriyor ama kısaca bahsedelim: Zaman zaman dile getirilen garantörlük anlatılmak istendi. Ermeni dönmeleri sevine dursun ama aklı basındakiler kan ağlıyor…

Konular önemli, gündem yoğun olunca bir ilave baskı ihtiyacı daha oluşuverdi.  Hepinize merhabalar. Türkiye birden büyüktür…

Ama Abi bunlar Müslüman“cılar ve beyinsiz Türkmen haricinde herkes, olan biteni pür dikkat ve de dehşet içinde izliyor. Ateşkes iki devlet arasında olur. PKK – Kandil, bazı şartlar öne sürerek, ateşkes ilan ediyor. Bu aşağılayıcı tutum karsısında, Ca – Ce mest oluyor, hemen telefona sarılıyor, Tenekehan’ı tebrik ediyor. Tenekehan da ne yapmıştı. Canlı Cenaze’yi arayıp geçmiş̧ olsun demişti. Sadece geçmiş̧ olsun mu dedi? “Bu memleketin size ihtiyacı var” dedi. Bak teneke, bizim kimseye ihtiyacımız yok, olsa olsa, senin ve senin gibilerin ona ihtiyacı olabilir. Yakında, el ele tutuşarak, Kandil’e gidip, bizzat teşekkür edersiniz. Serok Ca-Ce, biji Ca – Ce feryatları arasında, birbirinizi ister koklayın ister yalayın ama bize ve bu millete bulaşmayın. Kadere bak kadere bak, kimler kimlerle kadere bak…

Perşembe günü bildiri okunduktan sonra, kaleme sarılıp, Cuma günü yayınlanan yazımı yazmıştım. Muhalefet liderlerinin tamamı, gün içinde dediklerimi tespit ettiler ve aynı endişeleri dile getirdiler. Bir devletin resmi dili hiç̧ bir zaman tartışmaya açılmaz. Bu soytarılar ordusu, zırva metnini ilk önce “rtçe” okudu. Sonra Türkçe okundu. İngilizce olanı da vardı. Bu şu demektir. Biz asla bir şeyden vazgeçmiyoruz. Kürtçe resmi ve ana dilimizdir. Yani federatif yaklaşımlar bile üstü kapalı reddedildi. Türkçe ikinci okunarak, büyük bir aşağılamayla birlikte ilk yaklaşım pekiştirildi. İngilizcenin olması çok geniş̧ bir anlamıeriyor ama kısaca bahsedelim: Zaman zaman dile getirilen garantörlük anlatılmak istendi. Ermeni dönmeleri sevine dursun ama aklı basındakiler kan ağlıyor…

Bütün gazeteler de son şehidimizin eviyle ilgili görseller paylaşılıyor. Herkes harekete geçti. Bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Bu, tek tek sivrisinek öldürmek gibi bir şey. “Asker Millet” diye gecen kavmimizin getirildiği hal ortada. Parası olan askere gitmiyor, parası olmayan ise meblağı ödeyemediği için gidiyor. Teskere vakti geldiğinde de gene aynı sebeple sözleşmeli oluyor. Askerliği namus sayan, yapmayana kız bile verilmediği dönemlerden, geldiğimiz noktaya bakar mısınız? Bet sesli olsa ne derdi “Nereden nereye

Sayın Abdullah Öcalan hazretleri itini ne zaman çıkarmayı planlıyorsunuz? Sadece çıkarmak yetmez, TBMM’ye gelip konuşması da lazım. Bunun için, eskilerde olduğu gibi, mesela Siirt’ten veya Mardin’den bir milletvekili istifa ettirin, yapılacak ara secimle, parlamentoya sokarsınız, DEM Grubunda her gün konuşur. Ca – Ce de mest olur… Bana kalırsa, ara sıra MHP Grubunda da konuşmasında fayda var. Ayakta alkışlanacak hazirun mevcut… Alkışlamayacak azınlık da Ca – Ce’nin, Hadep’i kapatmadığı için Anayasa Mahkemesini kapatalım dediği, videoları paylaşır… Hatta Recep Efendiye söylediklerini de ilave edersiniz…

Yazımı,  ABD haydutluğuyla bitirmek istiyorum. Beyaz Ev’deki rezaleti hep birlikte seyrettik. Dengesiz bir Kovboyun neler yapabileceğini seyrettik. Üzüldüğüm bir şeyi dile getirerek devam etmek istiyorum. Eski, yeni, halihazır bütün komünistler aynı frekansa girdiler. Hepsi Trump’çı oldular. Keşke ağzını burnunu kırsaydı dediler… İçeride ne yapılıyorsa, dışarıda da aynısı yapılıyor. ABD de Rusya da dünyayı kutuplaştırarak, istediklerini elde ediyorlar. Dengesiz kovboy ve kopeği çok sinirlendi. Suudi Arabistan da ve de ondan önce 1,5 saatlik telefon görüşmesinde her şeyi paylaşmış̧ ve anlaşmışlardı… Her ikisi de bölüşmeyi Ukrayna üzerinden, Ukrayna’ya rağmen yapıp, gereği için komedyeni çağırmışlardı. Rusya, işgal ettiği toprakları yasallaştırmış̧, ABD ise kalan kısımdaki bütün rezervleri, sömürge mantığıyla işletme iznini almıştı. Zelenski’nin söz hakkı bile yoktu. Sadece imza için oradaydı… Bize göre sonuç̧: Ne ABD ne de Rusya, ideallerinizin devletleri değildir. Menfaatleri için gözlerini kırpmazlar. Sizde fanatizmi bırakın, Dünya paylaşımının figüranı olmayın…

Acaba, olayları seyrettikten sonra, Trump’la görüşmek için can atanlar “Dostum” diyenler nasıl etkilendi? Aynı şey benim de basıma gelir diye korktular mı? Ne dersiniz… Hepiniz Allah’a emanetsiniz. Hoşça kalınız…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!