Bugün Ay’ın on dördü, kız saçını kim ördü…psikolojik “tikime” geldik. Fazla strese girmeden başta deyip kurtulalım… Yoksa, yârin örmesine, ay karanlığına kadar uzayacak iş… Bu kadar şamata da yapmayıp kanser mi olalım, ülser mi olalım. Önce sağlık… Hepinize Merhabalar can dostlarım…
Havuzcuların ve yandaşların dikkatini çekmeyen bir haber araya kaynayıp gitti. Yerel seçimler zamanında olsaydı, sürmanşetlerin müdavimi olurdu… Yalnız bu sefer ki durum, takke düştü kel göründü türünden… Hatırlayın. Mansur Ülküdaşımı tökezletmek ve bertaraf etmek için icat edilen bir adam (Lafın gelişi) vardı ya… Ne demişlerdi onun için: Saygıdeğer iş adamı… İşte, çok fazla sabıkası olan o saygın iş adamı, Necmettin Kesgin; şantaj, özel hayat gizliliğini ihlâl, çocuk pornosu suçlarından mahkûm oldu… Bu FETÖ türü kumpaslar maalesef halâ uygulayıcı bulabiliyor… Bu ülkenin değerli Komutanları, terörist şahitlikleriyle mahkûm edilmedi mi? Mansur Başkanımız çok iyi gidiyor ama bir hata yaptı… Boğaziçi olayına girmeyecekti. Rakipleri onu belediyecilikten uzaklaştırıp günlük siyasetin içine çekmeye uğraşıyor. Bu yolla yıpranma oluşturup, 2023 şansını azaltmaya çalışıyorlar… Halk için yaptığı her şey çok taktir ediliyor. Hiçbir tenkide mahal vermeden, ona basamakları çifter çifter atlatıyor… Başkanım sakın gaza gelme, sadece işine bak, O sana yeter…
Arjantin Hükümeti varlık vergisi getirdi. Belli bir miktarın üzerinde parası olanlardan vergi alıp, ihtiyacı olanlara dağıtılacak. Yani olandan alıp, zordakine verecek. Peki bizde durum nasıl? Muhteşem beşlerin paraları ABD enflasyonu bile dikkate alınarak en ince hesaplarla zat- ı muhteremlere verildi… Kaynak temini kimin sırtına kaldı, yükselen faizlerle cebelleşmek kime ihale oldu, gelen zamlarla daha da fakirleşmek kimlere bırakıldı, tabii ki garip halka… Zaten ifşa gibi sinyali gelmişti… Zavallı milletvekili, bize, kuru ekmekten öteyi uygun görmemiş miydi? Bu arada geçen hafta dinlediğim bir haberden sonra, ağladım… 1.2 milyar dolara mal olan tünel için, şu ana kadar 3.6 milyar ödemişiz… Torunlarımıza kadar ödeyeceklerimiz de ayrı… Aklıma; Ekranlara çıkıp; “Bunların yapılması için hazineden bir kuruş çıkmadı” diyenler geldi ve aynı sizlerin de içinizden geçip, dudaklarınıza gelenleri hissettim… Sakın alenen demeyin, suç olabilir ben anladım…
Bu arada, sıradan haber olarak geçen veya “pot kırma” kadrosunda değerlendirilen aslında, hiç de öyle olmayan, çok önemli “mesaj“ları içinde saklayan birkaç olaya değinmek istiyorum… Bulu, esasında, silik, zavallı ve korkak biri. Her an bırakıp kaçabilir… Bunun için ilk mesaj ve tedbir, Gaziantep’te, AKP Bşk. Vekili Numan Kendini Kurtarmış tarafından alındı…İktidar Partisi Başkan Vekilliği yap, zamanında bir partinin Gn. Bşk.lığını yap, Prof.luk seviyesine gel, milletvekili ol ve bu çok basit hatayı yapıp, muhaliflerine koz ver… Kendini Kurtarmış, o Rektör’ün koltuğuna boş yere oturmadı… Rektör de yanında el pençe divan boşuna durmadı… Buradan bütün Rektörlere “Oralarda, sizler usulen oturuyorsunuz. Koltuğun esas sahibi biziz” dendi…
Ülküdaşım olmasından gurur duyduğum, Çakıcı bu sefer yanlış yaptı… Bu işe karışmayacaktı… Belki; kendisini damdan alanlara şükranı olarak değerlendirilebilir ama gene de olmadı… Aklıma bir fıkra geldi… Malatyalı olanlar bilir, Havlucu fıkralarından birisidir… Havlucu, etrafındakilere hararetli anlatmaktadır… Asker Kıbrıs’a çıkmış. Çok dar bir yerde sıkışık. Her an problem olabilir…Bülo (Bülent Ecevit) beni aradı. “Havlucu şu işe bir el at sıkıştık” dedi. Başımdan savdım… Ertesi gün Faho (Fahri Korutürk ) aradı… Onu kıramadım, fişekleri kuşandım, tüfeği boynuma geçirdim, bir sandal kiralayıp, Ada’ ya çıktım… Beşparmak Dağlarını tırmanıyordum ki, Yunan Fantomu pike yaptı. Uçak bana bir metre kadar yanaştı. Pilot camı açtı “Havlucu, Allah’ını seversen bu işe karışma” dedi… Çakıcı Kardeşim, bu işe karışma… Bu arada, öğrencilere de birkaç nasihatim var… Toplumun sivri noktalarına dokunarak haklılık değil sadece yalnızlık kazanırsınız… Size ne LGBT’liler Size ne Demirtaş’ın tutukluluğu… Bu yolla karşınızdaki cepheyi aşılamayacak kadar yükseltirsiniz… Dedikleriniz, çağdaş sistemlerin paralelinde olabilir ama, yaşadığınız toplumun değer yargılarına saygılı olmazsanız, ben de karşınıza geçerim…
Gelelim başka bir mesaja daha… Çorum Valisinin yaptığını kimse yapamazdı ve de kendisi yaptı… İskilipli şerefsizin murdar ettiği yeri ziyaret ederek ATATÜRK düşmanlarına gerekli mesajı verdi… “Bakın niyetimiz ve düşüncemiz bu… Biraz daha kuvvetlenirsek davranışlarımız sürekli böyle olacak” dendi… Bu; Hulusivil Paşa’nın Fesliyi ziyaretinin, Diyanetin hasbelkader başının, Ayasofya’da lanet okumasının bir devamı oldu… Ey vatandaş hala uyanmazsan, bütün bunlara rahmet okumak durumun da kalabilirsin…
Her zaman olduğu gibi, iki ileri bir geri taktiği uygulayanlar hemen CB danışmanlarından birine ATATÜRK’ü öven paylaşım yaptırdılar… Biz de salağız ya, olanları münferit olarak değerlendirip, unuttuk bile… Bu konunun örnekleri o kadar çok ki, zaman zaman tespitlerimi paylaşacağım…
Gelelim, zurnanın “zırt” dediği yere… Bugünün ne olduğunu hepiniz biliyorsunuzdur… Bugünü unutan; eşinden “Evlilik Yıldönümünü unutmuş” muamelesi görür… Ben de başta sevgili eşimin olmak üzere, sevgili kızımın, sevgili arkadaşlarımın, sevgili akrabalarımın, sevgili dostlarımın ve de en önemlisi, sevgili yurdumun, gününü kutluyorum… Hepiniz Allah’ a emanet olun. Hoşça kalınız…
