Çocuklara ne oluyor? Narin’in acısı hala yürekleri dağlarken, Şirin’in acısı da eklendi… Sivas’ta boş bir arazide parçalanmış erkek bebeğin haberiyle şok olduk. Belediye cesedi toplayıp gömdü. Mezar taşına ne yazıldı biliyor musunuz… Küçük Melek Kimsesiz… O artık hepimizin biricik bebeği, meleği oldu… Niğde’de Metin Muhammet bebek, hastanede doktor olmayan kişice sünnet ediliyor, yanlış ilaç uygulanarak , karaciğer yetmezliğinden hayatını kaybediyor… Annesi kaltak tarafından, komşuya bırakılan Sıla Bebek, orda da baba oğul tarafından tecavüz edilen iki yaşındaki bebeğimiz, iki yaşında yahu, iki… Ya hastanelerde 3-5 kuruş için heba edilenler…Gerçi onlar, Sağlık Bakamayanına göre, öldürülmek için değil SGK’yı dolandırmaya kurban gittiler. Daha sayarsak yazı biter, ne oluyor, neler oluyor…
Kış kapıya dayandı. Kara kış bembeyaz örtüsüyle Anadolu’yu yorgan gibi saracak. Çileler çekilecek mi, evet çekilecek. Ama, mutlaka her yerde sığınılacak bir güzellik de mutlaka vardır. Bize düşen görev onu veya onları bulup çıkarmaktır. Ne kadar çok bulursak, hayatımızın renkleri ve anlamı da o denli artar… Şu kış bir geçse diye gün sayarsak, ömrümüzü kendi ellerimizle tüketmiş oluruz. Halbuki, alınacak zevkleri, ön plana alırsak, günlerin geçmemesi için, kışın bitmemesi için uğraşırız. Bize göre ıskarta olan hayatın büyük bir kesimini de güzellikler arasına alırız. Sabahın olmasını, komşularla ahşap bir merdivene binerek kaymayı gözler, beklerseniz, inanın soğuğu hissetmezsiniz. Soba başında ellerinizi ovuşturarak sıcağı hissetmenin lezzetini mı? lüks restoranda bulamazsınız… Sadece kış mı? Bize kış gibi gelen ileri yaşımızın değerini de aynı yolla “Polyana Metoduyla” çözebiliriz. Bir köşede pineklemektense, dolaşmak iyi bir ilaç olabilir. Düşünebiliyor musunuz? Yarın, sınav yok, vize yok, imtihana hazırlık, dershane, erken kalkmak, taksit, vs. vs. yok…Yaşasın yaşlılık… Hepinize merhabalar olsun…
Çocuklara ne oluyor? Narin’in acısı hala yürekleri dağlarken, Şirin’in acısı da eklendi… Sivas’ta boş bir arazide parçalanmış erkek bebeğin haberiyle şok olduk. Belediye cesedi toplayıp gömdü. Mezar taşına ne yazıldı biliyor musunuz… Küçük Melek Kimsesiz… O artık hepimizin biricik bebeği, meleği oldu… Niğde’de Metin Muhammet bebek, hastanede doktor olmayan kişice sünnet ediliyor, yanlış ilaç uygulanarak , karaciğer yetmezliğinden hayatını kaybediyor… Annesi kaltak tarafından, komşuya bırakılan Sıla Bebek, orda da baba oğul tarafından tecavüz edilen iki yaşındaki bebeğimiz, iki yaşında yahu, iki… Ya hastanelerde 3-5 kuruş için heba edilenler…Gerçi onlar, Sağlık Bakamayanına göre, öldürülmek için değil SGK’yı dolandırmaya kurban gittiler. Daha sayarsak yazı biter, ne oluyor, neler oluyor…
Kadınlara ne oluyor? Gün geçmiyor ki yol ortasında biri katledilmesin. Gün geçmiyor ki birilerine yol ortasında, herkesin gözü önünde tecavüze yeltenilmesin, gün olmuyor ki biri camdan aşağı atılmasın, pardon intihar etmesin… vs. vs
Ağaçlarımıza, ormanlarımıza ne oluyor? Ne hikmetse, ileride otel olacak yerlerden, yangın eksik olmuyor. Çeşitli bahanelerle, park yapmak, cafe yapmak, maden aramak, taş ocağı işletmek gibi gerekçelerle milyonlarca ağaç kesiliyor… En son Dünya mirası olan, yurdumuzun oksijen deposu Kaz Dağ’ları yeni bir tahribatın eşiğine geldi… Nasıl mı? Hani mahrem yerlerimizde göz diken biri vardı ya… İşte o adam (lafın gelişi), bakır sahasını genişletti. Milyonlarca ağaç kesilecek ve ormanlarından bir çicek kopartmayan Kanada Şirketne bakır temin edilecek… Bu yeni din, İslam’ın her dediğinin aksine meylediyor… Dinimiz, “Yarın kıyametin kopacağını bilsen bile, elindeki fidanı dik” diyor, bunlar yarın kıyametin kopacağını bilsen bile, sana en yakın ağacı kes, fikrindeler…
Hayvanlarımıza ne oluyor? Öldürün kanunu çıktıktan sonra, bazı AKP’li belediyeler, durumdan vazife çıkartarak, gereğini yapmaya yani topluca katletmeye başladılar. Bu modası geçmiş sanatçılara(!!!) fırsat oldu. Ortaya çıkmaya çalışan küsuratlarla birlikte yaygaraya başladılar, biz buradayız mesajları verdiler. Toplumda, “Aaa bunları uzun süredir görmüyorduk” diye hatırlama yaptı. Bakın, kimsenin hiçbir canlıyı öldürme hakkı yoktur. Bu iş için, Amerika’yı, yeniden keşfetmeye de gerek yok. Onlar ne yapıyorsa, bize uygununu alıp sorunu çözebiliriz. Kısırlaştırma, barındırma yeterlidir diye düşünüyorum. Ayrıyeten mahallenin maskotu ve sevgilisi olmuş olanlar, durumlarını muhafaza edebilirler… Türkiye’de, bu badem aşısıyla yaşamak zor ama çocuk olarak, kadın olarak, ağaç olarak, hayvan olarak yaşamak çok daha zor…
Bugün içimizden böyle geldi. Yazmamız gereken şeylerin çoğunu yazamadık. Mesela Dünyayı yakından ilgilendiren konu, Trump’un yeniden seçilişinden bahsedemedik. En önemlisi bize artısı, eksisi ne olur idi. Bunu da bilmek basit. Önce yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır. Bana göre ne Suriye politikası ne F-35’lerin verilmemesi ne F-16’ların durumu ne de PKK- PYD olayı önemli değil, ekonomimizi bitirme tehditi de hava gazı,amma mal varlıkları konusu kırmızı çizgimizdir. Sn Trump, sakın o bölgeye girme yoksa buz gibi soğurum senden…
Beş günlük ayrılığımız, başlamak üzere. Ne yapıyorduk. Hepinizi en emin yere, Allah’a emanet ediyorduk. Hoşça kalınız…