Bir kereden bir şey olmaz diyenlere nazire yaparcasına bir işler oluştu. Geçen gün , Mutabakat metniyle ilgili ekstra baskı yaptıktan sonra , bir şeyler oldu ve bu günkü yazı ortaya çıktı. Neymiş Efendim… Bir kereden birşeyler olur muymuş… Ha şöyle siz yola gelirken bende Merhaba mı çakayım…
Ömür biter , tecrübe bitmez. Herşeyi biliyorum diyip , bilgelik taslayanlar daima yanılırlar ama çoğu zaman kendileri de farkına varmaz… Bu yüzden en iyisi , ” Bildiğim bir şey var o da hiç bir şey bilmediğim ‘ diyebilmek hatta daha ileri gidip , ” Hiç bir şey bilmediğimi de bilmiyorum ” denmesi de gerçek erdemdir…
Buralara nerden geldin , bizi niye meraklandırıyorsun diyeceklere az bi sabır diliyorum. Konuyu yakalamış ama , tadını çıkarmaya uğraşan biri gibi de olmak istemiyorum…Evvela , özeleştiri yaparak başlayacağım… Hakikaten , sıfıra yakınmışım… İnsanları gereği gibi tanıyamamışım… ” Adam sarrafı olduk ” gibi lafları haybeye söylemişiz… Altılı Masa toplantıları başladığından beri , Demokrat Parti Gn. Başkan’ ı Gültekin Uysal’ ı çok farklı değerlendirmişim. Yakın sohbet çevreme , ” İçlerinde en ağır başlı olanı bu ” diye lanse etmişimdir. Bre , kalıbıyla beyni ters orantılı adam ( lafın gelişi ) , hasbelkader katıldığın yeri , niye riske atarsın… Edepsizce söylediğin laflar , takkenin düşmesine sebep olmuştur. Evvela , kendine bak… Efsanevi Demokrat Parti geleneğini , ne hale düşürdün… Bu yükü taşıyamadığın belli… ” Çingeneye beylik verirsen…” lafını tescil ettin… Başımız bir edepsizle belâdaydı zaten…Farkında olmadan onun havlusunu mu kullandın ne… Bak Gültekin Efendi. söz ağızdan çıkana kadar , kişi efendidir , ağızdan çıkınca da ,O efendidir… Yapacağın tek iş , edepsizliği tescilli Ca-Ce ni konuşmasını dinlemiştim , aklım takılı kalmış diyerek , özür dilerim demendir… Karşında ki kimse şu an için ufak bir partinin başkanı gibi görünebilir ama sadece o kadar değil… Kendileri , dostum ve Ağabey’ im de olan , Türk milliyetçilerinin efsanevi aksakalı rahmetli Muzaffer Özdağ’ ın oğludur… Çeşitli düşünce platformlarında da yer almış fikirlerinden dolayı aranan , danışılan bir kimsedir… Akademik sistemin , en üstüne çıkmıs değerli bir Prof.tur… Şimdi sıkı dur..
Sapına kadar da Ülkücüdür… Şu an , orda burda dağınık durduğumuza bakma , bir anda ” Voltran ‘ ı ” oluşturabiliriz… Bak , bu olayı öğrenince aklıma ne geldi… Kanuni Sultan Süleyman’ ın , Fransa Kral’ ı Françesko’ ya yazdığı mektubun , baş kısmı Eğer rolleri dağıtmamız gerekirse , Sen , Françeskoyla çakışıyorsun… Bu arada bir iki kelâm da Cemal Enginyurt’ a : Ülkücülüğün zerresini taşısaydın o lafları etmezdin. Gerçi , senin büyüklerine nasıl davrandığını biliyoruz. TBMM ye girmek üzereyken Sn Sadi Somuncuoğlu’na nasıl yumruk atmaya çalışıyordum o resim herkesin daha doğrusu her Ülkücünün hafızasında… O zaman kimin adına bu gün kimin adına iş yapıyorsun bir değerlendiriver istersen…Edep Yahu , edep… Her kes haddini bilsin.
Belki ” Ağır olmuş ” diyecekler çıkar. İnanın ki , en frenlenmiş halimdeyim. Bu yazımı başka bir konuya geçerek gölgelemekte istemiyorum… Hepiniz Yaradan’ a emanet olun. Hoşça kalınız…
Mehmet Edip Ören
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı