Birçok şeyi kullanmak için ehliyete ihtiyaç var. Ben “Bozkurt” selamı verilmesinin de ehliyete tabi olmasını istiyorum. Son zamanlarda gördüğümüz kadarıyla, önüne gelen bu sembolü kullanıyor… Çok acil olarak, Aksakallar gurubundan teşekkül etmiş, eski bozkurtlardan oluşmuş, jürinin imtihanından geçmeden, kimseye kullanma ruhsatı verilmemeli… Bu Milli sembol selamının verilmesi, milliyetçiliği ayaklar altına alıp andımızı ve “TC”leri kaldıranlara da uygulanmalıdır. Başta, layık olmayanlara yapılması yasaklanmalı, yapanlar hakkında idari ve cezai işlemler acilen başlatılmalıdır. Geçtiğimiz günlerde baca ehli, Pendik Ülkü Ocaklarını ziyaret etti. Eline hiç yakışmasa da, bozkurt selamı verdi. Salon dolu idi ama herkesin suratı bir karıştı. Sebep olanlara lanet okudum… Kurum Efendi’nin, yılışık yılışık gülerek yaptığı bozkurt selamı, beni adeta çıldırttı. İşte bu yüzden, ruhsat ve ehliyet istiyorum…
Allah tarafından görevlendirilmesine rağmen, hiçbir iş yapmadan vazifesini tamamlayan varlık kimdir dersem ne dersiniz? İnsanoğlunun nereden aklına gelir, bilinmez ama geliyor işte… Peygamber efendimizin (SAV) sol tarafındaki melek… Bizlerdekilerin per perişan olup, fazla mesai yaptıkları düşünülürse, nereden akla geldiğinin cevabı da ortaya çıkıyor… Hepinize merhabalar olsun…
Dünya gıda fiyatları hızla düşüyor. Bizdeki aşırı yükselişi, “Dünyada da böyle” diyecek yüz derisine sahip arsız kimseler var mı, bilemiyorum, ama çıkarsa da hiç şaşırmam… Ülkemizde % 100’ün üzerinde enflasyon varken, % 4’ü aşmayan enflasyonlardan paniğe kapılan, acil tedbirler alan Avrupa ve Amerika’yı işaret ederek, “Sadece biz değil onlarda zor durumda” demek, iyi niyet ve çözüm odaklı bir durum değil, sadece toplumu yanıltmaktır… Türkiye’deki ismi Hafize olan, Gaye kızımız, kirada Manhattan’dan pahalı olduğumuzu söylemişti… Portakalın İstanbul fiyatının, Londra fiyatından pahalı olduğu da, basınımızda yer aldı… Et fiyatlarının da, Türk lirası karşılığı 300 TL civarı olduğunu biliyoruz… Peki, yabancı kahveciyi, yabancı emlakçıyı, yabancı pizzacıyı, hamburgerciyi getiriyorsunuz da niye yabancı kasapları devreye sokmuyorsunuz… Bizlere 300 TL ye bonfile biftek yedirseler, kötü mü olur… Tabi, olmaz. O zaman foyanız ortaya çıkar. İthal etten kimin ne kadar cebellezine yaptığı, kime de aslan payını verdiği anlaşılır…
Gelelim Hamas-PKK denklemine. RTE diyor ki, “ben Amerikalılara, Hamas’ın terör örgütü değil, direniş örgütü olduğunu” söyledim. Bu ifadeler ve arkasında duranlar, muhafaza edilmek istenen suyun, süzgece konmasından ibarettir…
- Durum, ABD’nin, Kuzey Irak ve Suriye’de, 70 bin kişilik ordu da kurarak, isim değişikliğiyle, PKK’nın ortağı ve de hamisi olmasına tepki olarak algılanabilir…
- Böyle olmadığını ispatı, İsrail’le ticaretin kesilmesidir.
- Türkiye, yani şu an itibariyle Recepland, ticareti arttırdığı gibi, silah yapım malzemeleri de yollamaktadır…
- “Dünya sadece ABD’den ibaret değildir” hatta denilene göre, “Dünya altıdan büyüktür” En azından Avrupa Birliği hedefimiz dikkate alınarak, Hamas değerlendirmesinde daha politik ifadelerin kullanılmasında fayda vardır…
- Böyle bir şey olmaması, olayın sadece iç politikada değerlendirilmesiyle alakalıdır…
- Politika ve devletler arası ilişkilerde, sert çizgiler asla yoktur ve olamaz. Açık kapı bırakmak, dış siyasetin gereğidir… ABD yarın, PKK’ya ihtiyacı kalmadığına kanaat getirirse, tekrar Türkiye’ye dönebilir. Buna benzer durumlar, Vietnam ve Afganistan’da yaşanmıştır… O zaman Hamas ne olacaktır? Bu durumun isimlendirilmesi, şu an itibariyle düşünülmelidir…
- Usame Bin Ladin, ABD’nin yapmayı planladığı operasyonların altyapısını hazırlayan bir Amerikan ajanıydı… Görevini de layıkıyla yaptı… Öldü dediler (!) ama şimdi kim bilir nerede, yeni yüzüyle yaşıyor… Hamas, İsrail’in, katliam boyutlarına ulaşan, Gazze operasyonlarını meşrulaştırmıştır. Yaptıklarıyla, şu an otuz binleri geçen çoluk çocuk ölüme sebep olmuştur. Gazze’nin, nüfus olarak Türkiye’ye taşınması fikrine hizmet etmiştir... Yanı başındaki, Mısır, soydaşlarına ilgisiz kalırken, Türkiye’de sahip çıkma, ensar-muhacir düşünceleri geri zekalı biat ehline şırınga edilmektedir. Anadolu’nun, Türksüzleştirilmesine de hizmet edecek Amerikan -Batı projesi, birilerine de eksilen oyları bakımından ilaç gibi gelmektedir…Bütün bu ve buna benzer birçok şey göz önüne alındığında, Hamas bizim için ne direnişçi ne de terör örgütüdür. Ancak ve ancak, ABD ajanı bir teşkilattır… Merkezinin Katar’da oluşundan pay biçin… Son olarak : İsrail, Türk kamuoyu tam hazır hale gelene kadar saldırılarını arttıracaktır… Bu kirli planları yok etmenin tek yolu, sandıkta atılacak silledir. Herkes bu mantıkla, oy pusulalarına mühür bassın…
Finale, bir dejenerasyona isyan ederek gideceğim… Birçok şeyi kullanmak için ehliyete ihtiyaç var. Ben “Bozkurt” selamı verilmesinin de ehliyete tabi olmasını istiyorum. Son zamanlarda gördüğümüz kadarıyla, önüne gelen bu sembolü kullanıyor… Çok acil olarak, Aksakallar gurubundan teşekkül etmiş, eski bozkurtlardan oluşmuş, jürinin imtihanından geçmeden, kimseye kullanma ruhsatı verilmemeli… Bu Milli sembol selamının verilmesi, milliyetçiliği ayaklar altına alıp andımızı ve “TC”leri kaldıranlara da uygulanmalıdır. Başta, layık olmayanlara yapılması yasaklanmalı, yapanlar hakkında idari ve cezai işlemler acilen başlatılmalıdır. Geçtiğimiz günlerde baca ehli, Pendik Ülkü Ocaklarını ziyaret etti. Eline hiç yakışmasa da, bozkurt selamı verdi. Salon dolu idi ama herkesin suratı bir karıştı. Sebep olanlara lanet okudum… Kurum Efendi’nin, yılışık yılışık gülerek yaptığı bozkurt selamı, beni adeta çıldırttı. İşte bu yüzden, ruhsat ve ehliyet istiyorum…
Final konumuz kısa olacak. Yeni Bakan ve müstakbel İBB Başkan adayı Hassseki, TOKİ mağdurları biraz sıkıştırınca sinirlenmiş… “Mikrofonu atar giderim” demiş… Mikrofona yazık, bir kenara yavaşça bırak. Hassseki şimdi de git, bir daha da hiçbir şekilde gelme…
Hepiniz Allah’a emanet olun. Hoşça kalınız…