Üç Nisan’ ı da bulduk. Ben bu kadar sert geçen bir Mart hatırlamıyorum… Kazma kürek sapı çoktan yandı da neredeyse dolap kapakları da gidecekti… Atalarımızın ” Mart Karı ” hakkında söylediklerine ifade olarak katılmamakla birlikte hak vermemek te mümkün değil… Her neyse nereye yağdıysa yağdı , İnşAllah bereket olarak geri döner… Hepinize Merhabalar , Can dostlar…
Kur korumalı , Özal dönemi yadigarı harika sistemin faturası netleşmeye başladı. Şimdilik üç aylık üzerinden yanıltıcı bir algı oluşturuluyor ama yıllık bazda , ilave riskler devreye girmediği taktir de 70 Milyar cıvarı bir rakam… Yani , Anayasa’ ya göre çiftçimize , köylümüze vermediğimiz miktarın , ve de bu yüzden ele güne muhtaç olduğumuz , miktarın iki mislinden fazla… Gelelim işin perde arkasına… İktidar ; bu malûm harika beşliye verdiği paralar bir yana , onların önümüzde ki 10-20 yıllarını da garantiye aldı. Bazı ne dediğini bilmez kimseler , bu paraların sadece beşlere gitmediğini söylese , hatta bir zamanların ABD Başkan’ ı da buna inanıp , benim par-u pâk Reyis’ imi tehdit etse de ben bunlara inanmıyorum ama , İngiliz mahkemeleri bile devreye sokularak işin garantiye alındığı da acı bir gerçek… Malûm taraf ve ortakları bu kadar garantilere gark olur da bunların bir alt kadrosu niye gereği kadar sebeplenmesin. Biri yer biri bakar , kıyamet bundan kopar lafıda ortada. Seçim ortamına da girdik. Yani tehlikeli yollardan uzaklaşmak lâzım… İşte Kur korumalı sistem bu nokta da devreye girerek değerli bademlerimizi de unutmadı… Leşten onların payını da ayırdı… Gelelim , 70 Milyarı kimin ödeyeceğine. Çok açık bir şekilde hazinece karşılanacağı söyleniyor… İşte bu yüzden , Ramazan’ da pideyi 6.5 liraya yediğinize , şekeri 15 liraya , eti 150 tl ye vs. aldığınıza şükredin , oturun oturduğunuz yerde… Et diyince aklıma geldi. Bir söz vardır herkes ismiyle müsemma olur diye… Bazan mesleğiyle de olur. İşte o örneklerden biri Et Süt Kurum’ u Gn. Md. ü… Et beyinli , kıymeti kendinden menkûl bu zavallı konuşuyor… Argoda bir deyim vardır ” Ağzı olan konuşuyor ” diye , işte buda o gerekçeden dolayı konuşuyor… Değerli Bademimiz , tam ramazan arefesi yapılan zammı ” kuyrukları azaltmak icin yaptık ” diye savunuyor… Balkabağıyla ilişkilendirilen bir durum vardır ya , işte durum tam da bundan ibaret…
Bayrak ve Ezan gene gündeme taşındı… Açıkçası çok korktum ve tedirginim… Bitkisel bücür ” Bayrak inmeyecek , ezan susmayacak” diyerek , denizin bittiğini açıkladı. Ben çok iyi bilirim ki , hiç bir ümidin kalmadığı durumlar da bu cümleler ortaya çıkar…
Günümü gün edeyim , her gün bir yerde yiyip içeyim , duyguları dışında ki kimseler yani ben gibiler , arasıra kasıtlı olarak bazı konuları tetikleriz. Gelen tepkiler, varacağımız neticelere ışık tutar… Yalnış ve objektif sonuçlar ikilemin de kandillerimiz olurlar… Bu çeçevede ilk değerlendirmemi yapıyorum… Olumsuz , ne yaparsa yapsın , asla vazgeçmeyen RTE sempazitan ve taraftarlarından özür diliyorum. Ben karşı cepheyi farklı bilirdim çünkü demokrasi ve özgürlük yanlısı imajları var dı. Ama görüyorum ki , ” Tencere dibin kara senin ki… ” Malesef onlar da, tutuculukta fanatiklikte hiç aşağı kalmıyorlar. Sadece nokta nokta yerde ki isimler değişiyor… Çeşitli vesilelerle vardığım sonuçları peyderpey paylaşacağım. Şimdilik bu bir olsun…
Geçtiğimiz günler de araya karışıp gitti. Bana göre çok önemli bir konuydu. Akçakale Bld. Bşk ı değerli dostum Mehmet Yalçınkaya devri özetledi… Tunceli de uygulanan sistemin , niye orada da uygulanmadığı sorulduğun da ” Onlar köklü ve sağlam Alevi kültüründen geliyor. Burada aynısını yapsam , mazotu da nohutu da geri alamam ” diyerek bizlerin ( Yezitlerin ) ne durumda oduğunu itiraf etti. Belki hatırlarsınız epey zaman önce bir yazımda bu iktidarın gelişiyle suç oranların da nasıl bir patlama olduğunu , emniyet kayıtları üzerinden yazmıştım. Sn Başkan’ da bunu adeta teyit etti , etti de ne oldu. Parti sözcülüğüne soyunan , bu arada ATATÜRK lanetlemeyi de ihmal etmiyen gerçek lanetliler ne yaptılar…
Geldik , reytingi en yüksek köşemize… ” Bizi , kim eşek yerine koydu ” diyeceksiniz , ” Kim koymuyor ki ” her canı sıkılan gelip , polenimizi alıyor. Geçtiğimiz hafta Mahir sıra aldı. 19 yıl hazırlık dönemiydi. Esas şimdi başlıyoruz diyerek , hepimize kılcal damarlarımıza kadar eşekliğimizi hissettirdi… Reyis’ inden bildiğimiz kadarıyla , çıraklık kalfalık ve ustalık dönemleri var… Gerçi , bizler ustalık dönemini hepbirlikte yaşadığımız için , Mahir ‘ inkinin safhalarını uzun uzun beklememize gerek yok , ne olup biteceğini aşağı yukarı tahmin ediyoruz…
İşte lider dediğin böyle olur. Bir insana ” Asrın Lider” i diye boş yere demezler… Halk’ ının her şeyini düşünür. Kendinden ayrı tutmaz. Neslimizin sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi için lâzım olan formülleri de paylaşır. İste onlardan birini hûşû içinde dinledik… Kaçıranlar için bir daha tekrarlayayım. 1- Manda yoğurdu. Organik olmasına dikkat edilirse fayda katsayısı artar… 2- Medine hurması. Kudüs ve İran hurması gibi ucuz olanlarla beklenen fayda sağlanamayabilir… 3- Kestane balı. Bunun yerine Anzer Balını da tercih edebilirsiniz ama gösteriş çılgınlığıyla suçlanabilirsiniz…4- Yulaf. Organik olanı tabii ki tercihimizdir. Yerine arpa da olabilir ama , durduk yerde kimliğinizi sorgulatmayın… Bir ilave de benden diyeceğim ama diyemiyorum , unutulduğu kanaatindeyim… Ejder suyu ile açar , gül yağıyla da rayiha verirseniz , alâlıktan çıkar alûyulâla olur… Bir tavsiyem var RTE ye. Hani sık sık yaparsınız ya. Arabadan inip ayarlı taksi duraklarına , balıkçı gibi yerlere uğrarsınız ya… İşte bu sefer harika formülü , lütfen et yağ ekmek vs kuyruklarında bekleyen vatandaşlarla paylaşınız… Gariplerin ömrü sıralar da geçtiği için televizyon seyredememiş olabilirler… Siz çok kültürlü birisiniz. İlminizden haşa kimsenin de şüphesi olamaz… Fransa Kraliçesi Marie Antoinette’ yi mutlaka duymuşsunuzdur. Onun da halkı için çırpınışları dillere destandır… Bulamadıkları ekmek yerine , pasta tavsiye edişi herkesin bilgisi dahilindedir… En son lafını da , celladına söylemiştir… Giyotin’ e giderken , ayağına bastığın da ” Bayım canınızı yaktım mı ” demiştir… Sizin , siyasi giyotininizi de halkımız hazırlıyor. İnşAllah 2023 seçim sandıkları bu işi sağlayacaktır… Sonrası mı. Bol bol vaktiniz olur. Kimbilir kapı kapı dolaşıp ne harika formüller önerirsiniz…
Yazının sonuna geldik. Nerden mi anladım. Dudaklarım da bir türkü belirmeye , dolanmaya başladı… ” Manda yuva yapmış , söğüt dalına , yavrusunu da sinek kapmış gördün mü ” Eeeee Kastamonu eniştesi olmak kolay değil… Laf aramız da , halk arasın da bu duruma ” Hanım Köylülük ” te deniyor.
Hepiniz Allah’ a emanetsiniz. Hoşçakalınız…
Mehmet Edip Ören
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı