Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Bir adam kendisini nasıl sıfıra indirir, Orhan Abi’nize bakın yeter…

featured

Bir adam (!!!) kendini nasıl sıfıra indirir. Öğrenmeniz çok basit. Orhan Abi’nize bakın yeter… Şarkılarıyla, filmleriyle halkın kalbine taht kuran, herkesin gönlünde mutlaka bir yer bulan, Abi’nizin (!!!), son bestesi Kurum Efendiye bestelediği “Yalakalıkta sınır tanımam” türküsü, başta İstanbul olmak üzere her yerde dönmeye başladı. PKK ve Apo sever, aynı zamanda hamisi olan, Akil (!!!) Adam (!!!), zerre kadar utanmadan, yaş baklalığa devam ediyor… Bak salata malzemesi., sırtını dayadığın, menfaat birliktelikleri, harç ortadan kalkınca yıkılır yok olur ama sen bizle beraber kalarak, zilletin daimî adresi olacaksın…

Birinci Cemre’yi geçip, ikincisine ilerlerken, yüreğimiz ve de bütün hücrelerimiz, kıpır kıpır olmaya başladı. Hepimizi uzun ve meşakkatli günler bekliyor. Üçüncüsüydü, Mart’ın biriydi, dokuzuydu, on dokuzuydu, çaylağı, filizkıran fırtınası vs. derken bir de bakacağız ki bahara ermişiz… Menzilin civarındaki dansımız ne kadar sürer, taktir; bunun uzatabilme çabalarımız tedbir, sınıfında değerlendirilecek. Bir de büyük değerlendirme var ki, orada yardımımıza kimse gelmeyecek. Ana, baba, eş, çocuk birbirinden kaçacak… Elimiz, dilimiz, ayağımız, her organımız, aleyhimize şahitlik edecekler… Onlarla karşı karşıya gelmemek için yapılacak yegâne şey, Yaradan’ın emirlerine uymaktır. Allah, hepimizi, yolundan gidenlerden eylesin. Hepinize merhabalar…

Bu emekli işi, bir türlü rayına oturmadı. Davranışlarında, şeytana tabi olmuş kimselerin taktikleri sayesinde, olay hükümetin sırtından, diğer emeklilerin sırtına yüklenmiştir. Beyinsiz, zavallılar ve istismar avcısı muhalif medyada, olaya dört elle sarılarak, maksada hizmet etmiştir… SSK ve BAĞ-KUR Emeklileri, bu hale gelme sebeplerini bir köşeye iterek, memur emeklileri ile uğraşmayı tercih etmişlerdirKibritçi Kız hikayesini mutlaka okumuşsunuz. Milli Eğitimin bize kazandırdıkları arasındadır. Dede Korkut hikayelerini bilmeyiz ama, Hans Christian Andersen ve La Fontaine‘ni ezbere biliriz. İşte Kibritçi Kız da, çocukluğumda Andersen’den okuduğum çok duygusal bir hikayedir… Fakru zaruret içinde hayatını kibrit satarak kazanan kimsesiz bir kızın hikayesidir… Bir Noel günü herkes eğlenirken, 1-2 kutu satıp eve 3-5 kuruş götürme çabasındadır, gel gör ki, kimse almaz. Eve parasız gitmek istememektedir, donan ellerini bir kibrit yakarak birkaç saniye ısıtır. Bu süreler içinde hayaller görür. Kimi kibritten, sıcacık soba, kimisinde mükellef sofra başı hayalleri oluşur… Derken, sağken kendisine hamilik yapan babaannesi belirir…  Hayal, gitmesin diye peş peşe bütün kibritleri yakar. Son kibritte ise Babaanne torununu da alarak gider… Sabaha karşı eve dönenler, yanmış kibrit çöpleri yanında, kızın morarmış ve donmuş cansız bedeniyle karşılaşırlar… Niye anlattığımı merak edenleri fazla bekletmeyeyim… Hükümet emeklilere yalandan bir zam yaptı… Recep Efendi bir kibrit çaktı %5 ilave etti… yetmedi bir kibrit daha %10-15 ilave daha… Yetmedi,  gene kibrite müracaat, emekli bayram ikramiyesi dedikodusu ve 1000 TL sadaka daha… Anladınız, siz onu… Bütün kibritler bitene, yani seçime kadar böyle idare edilecek… Sonrası… Veleddalin ve de âmin…

Bir adam (!!!) kendini nasıl sıfıra indirir. Öğrenmeniz çok basit. Orhan Abi’nize bakın yeter... Şarkılarıyla, filmleriyle halkın kalbine taht kuran, herkesin gönlünde mutlaka bir yer bulan, Abi’nizin (!!!), son bestesi Kurum Efendiye bestelediği “Yalakalıkta sınır tanımam” türküsü, başta İstanbul olmak üzere her yerde dönmeye başladı. PKK ve Apo sever, aynı zamanda hamisi olan, Akil (!!!) Adam (!!!), zerre kadar utanmadan, yaş baklalığa devam ediyor… Bak salata malzemesi., sırtını dayadığın, menfaat birliktelikleri, harç ortadan kalkınca yıkılır yok olur ama sen bizle beraber kalarak, zilletin daimî adresi olacaksın…

Bir zamanlar, komplo teorileri vardı. Mesela, İ. Melih, Ankara’nın dört bir yanına, giriş yapıları inşa etmişti… Bunlar için, gizli frekans ve dalgalarla girenlerin beyinlerine hükmedildiği söylendi, dedikodu kulaktan kulağa bana kadar geldi. O zamanlar gülüp geçtiğimiz şeyler, bu devirde “Acaba olabilir mi?”  bandına geldi… Bardağı taşıran son damla,  Adıyaman’da  karşımıza çıktı… Bir yılda 319 bin konut sözü veren Recep Efendi, tam bir yıl sonra 2000 konut dağıttı. Toplamda 40-45 bin biten ev, sözün %10-15 doğruluk aralığını işaret etse de Meydanın karşısındaki binaya boydan boya asılan afiş dikkat çekti… Kahtalı Mıçı’nın hemşerileri “Duyanlara duymayanlara, Babalar sözünü tutar” koca afişi hepimizi derin düşüncelere gark eyledi… Acaba toplum bir şekilde ipnoz, trans konumunda mı? Beyinlerine kumanda mı ediliyor… İnanın ki, inanma inanmama çizgisi üzerindeyim… Hadi buna bir gerekçe bulduk da iş orada da kalmadı… Recep Efendi, afişi işaret ederek, “Afişteki gibi biz sözümüzü tutarız” dedi ve kalabalıktan çılgın bir alkış koptu… Kesin toplu bir ipnoz var… Bir ara buna benzer olaylar olmuştu. Yurtdışında birileri, TV karşısındaki milyonları ipnoz edeceğini iddia etmişti, netice ne oldu bilmiyorum ama, olmuştu…

Seçim iyice yaklaştı. Çirkeflikler, döneklikler, yalanlar, sahtekarlıkların bini bir para. Hepsine aşinayız, alayına da olabilir diyebiliriz ama, boşasak da bir parçası bizden ya, tahammül edemiyorum iğreniyorum, tiksiniyorum, öğürüyorum, kusuyorum… Meral, bu kadar basitleşeceğin aklıma gelmezdi. Git, Tansu Abla’nın dizinin dibine otur, çayını çorbasını servis et, bizim evin kızı ol, ama başımıza bela olma… Aşağı yukarı görevini tamamladın, eski ortağına uğra sana bol bol hamburger yedirsin… Duamız odur ki, hiçbiri de çıkmasın, içinde kalsın…

Bugün Berat Kandili. Ramazan’dan önceki son durak. Kapı iyice aralandı. Rahmet, bereket ve mağfiret günleri yanı başımızda. Hepinize mübarek olsun. Allah’a emanet olun. Hoşça kalınız…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!