Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Benim Vazgeçilmezim Mustafa Kemal Atatürk’tür

featured

Bu sürate can dayanır mı? Zaten dayanmıyor da. Her gün bir dostumuzun ebedi yürüyüşüne şahit oluyoruz. Hepsi, kendilerini topyekûn götürürlerken, bizlerden de parça parça bir şeyler alıyorlar yanlarına… Nasıl olduğunu anlayamadan, Nisan ayı da bizlerle sonunu paylaştı. Kıyamet alâmetlerinden biri de zamanın çok çabuk geçmesidir, derler… İsrafil Hazretleri herhalde hazırlanmaya başladı, ne dersiniz… Hele Ramazan’ın bitişine henüz alışamadık. Son günlerinin hüznünü atlatsak bile içimizdeki özlem ateşi henüz sönmedi. Kulağımız ezanda, O iftar sofralarındaki huşu, kuruyan dudaklardan dökülen dualar, zaman zaman gözyaşı ve yutkunmalar… Ne kadar güzellermiş… Allah’ım, bir dahakine bütün sevdiklerinizle birlikte ulaştır… Hepinize Merhabalar, değerli kardeşlerim…

Nerede kalmıştık… İki yazılık bayram arası ve anti siyasal yaklaşım sona erdi. Biz eski aşinalarımızla buluşmaya hazırız…Siz de “Canımıza minnet” diyorsanız, buyurun başlayalım…

Bizim yazılarımızın geçiş üstünlüğü olan tek konusu, Mustafa Kemal ATATÜRK’le alakalı olanlarıdır. Bu yüzden suya indirilen uçak gemisi törenindeki olayları mercek altına almamız gerekir. Müzikteki ATATÜRK kelimesi sehven değil kasten çıkarılmıştır. Bunu yapan, böyle bir haltı, korunacağını bilmeden yapamaz. Korumanın garantisi de en tepe noktadır. Nerden bakarsanız bakın ipin ucunun çıktığı nokta Hulusivil Paşa’nın ta kendisidir. Yani ipin ucu bu zattadır… Yıllarca Harp Okulu’nda “1283” numara okunduğunda “içimizde” diyen bir kimsenin ihaneti mevzu bahistir…  Bunla başlayan bütün olaylar, belli kesimlere verilen mesajlar çerçevesinde gelişmektedir… Mesela Hüda-Par olayı da böyle… Kimse yarım milletvekili oyu yok niye, Çinci çomara bunları tercih ettiler diyebilir… Bakın, bu olaylar “Demokrasi amaç değil araçtır, istediğimiz yerde ineriz” diyenlerin takiyesidir… Kemik oyların yetmediği yerlere, liboşları ve yetmez ama evetçileri  katanlar, gerçek niyetlerini belli edemezler, ancak, Hüda-Par gibi sistemleri yana alarak ve onları konuşturacak gerçek niyet mesajı verirler. Durum çok basit olarak, bundan ibarettir…

Milletvekillerinin dillere destan iş takipleri, arabuluculukları vs zaten herkese malum olmuş durumda… Peki bitince ne oluyor, emekli oluyorlar, ömür boyu 51 bin lira (Şimdilik) maaş alıyorlar… Kırmızı pasaport, bakmakla yükümlü olunanlar dahil, yurt içi yurt dışı, istenen hastane bila ücret. Uçaklar sürekli VİP servis ve sayılamayacak nice imkân… Hal böyle olunca rağbet fazla. Bu imkanları yakalamak için her türlü ihaneti göze alabilirsiniz. Bu yüzden Aksakal’ı eleştirmeyin… Ecevit’in kemikleri sızladığıyla kalsın… Bakın yaş bakla Malatya’da neler yaptı… Karşı tarafı küffarlıkla suçladı. Bu gidişle Ca-Ce’yi sollar bu…

Evlere şenlik sadece Destisini dolduranımız var ya… Gene yapacağını yaptı. Sap ile samanı her zamanki gibi karıştırdı… Suyun öbür tarafından girdi ama nerden çıktığı belli olmadı. Bu adama (Lafın gelişi) bazı hatırlatmalar yapmamız lazım… Geneli Karaman civarından, Rumeli’ye yerleştirilen ve Evlad-ı Fatihan da denilen kimseler bu milletin öz ve öz evladıdır. Boşnaklar ise, Slav kökenli olmalarına rağmen, kendilerini Türk kabul ederler, tıpkı düşmanları gibi… Sırp Kasabı Radovan Karadzic bile meşhur katliamdan sonra “Türklerden, Sırpsındığı’nın intikamını aldık” demiştir… İhanet adımlarından biri olan TRT Kürdi ve Arap kanalı açılırken, Boşnaklar içinde düşünce vardı.  Ama onlar kabul etmediler… Bu yüzden bu kardeşlerimizi asla rencide etmemeliyiz… Başka bir tarafımızla değil, ağzımızla konuşmaya çabalamalıyız. Biliyorum, malûm kimselere kolay olacak bir iş değil ama gene de gayret lazım…

Seçimlere az bir zaman kalmışken, çok garip şeyler oluyor… 21 yıldır iktidarda olan sistem sanki, yeni iktidar adayı gibiymiş gibi davranıyor ve sürekli vaat ediyor… Yahu, Padişahlarda olmayan yetkilere sahipsiniz, elinizi tutan mı var, hemen yapın…Niye 10 GB’ı seçim sonrasına bırakırsınız, bir kararnameye bakar… Mesela mülakat olayı. Madem iyi değil hemen yapın. Gerçi bunların hepsi, muhalefet vaatleri… Şimdi anlaşılıyor. Seçim sonrası yerine getirildikçe, bizim vaatlerimizi çaldılar pişkinliğinde bulunacaklar… Şu an sadece metro olarak on inşaatı olan İstanbul için, utanmadan bir çivi çakmadılar dediler mi… Bir siyaset bu kadar yalanı kaldırmaz. Kaldırmaya çabalanırsa da sizi kaldırıp atar ona göre… Bir başka yalanda, artık kendilerinin de inanamadığı, PKK iş birliği olayı. Yahu YSP (HDP) farklı bir ittifak içinde, aleni olarak çalışıyor, ayrı milletvekili adayları var vs… Muhalefet, Apo itinin aranan kardeşini TRT ekranlarına mı çıkardı. Seçim öncesi alelacele İmralı’dan mektup mu getirdi ki, PKK iş birliğiyle suçlanıyor…

Vatandaş olarak, kendi hesabıma konuşacak olursam, biraz kafamız kalınlaşmış herhalde… RTE, ekonomik sıkıntı yok, her şey tıkır tıkır işliyor diyor… Bir başka, günde, bu pahalılığı ve krizi de biz çözeriz diyor… Şimdi ; cebinizi ve vitrinleri, devre dışı mı bırakarak, her şeyin çok güzel olduğunu düşünelim yoksa, durum berbat ama, düzeltirse bunlar düzeltir mı diyelim… Sizce hangisi durumu açıklamaya daha uygun…

Hepiniz Allah’ a emanetsiniz. Hoşça kalınız…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!