Benim Bayrağım kutsaldır, her önüne gelen için yarıya inmez. Buna şiddetle karşı çıkıyorum ve yok sayıyorum… RTE gene iç piyasa için “Libya gibi, İsrail’e de girebilirim” dedi… YİD projeleri ile sadece beni değil, torunlarımızı bile soyanlar, gene torunlarımızın torunlarını bile etkileyecek, herhangi bir maceraya sakın girmesin… Bu milletin ana kuzuları, senin maraban veya başka bir şeyin değildir. İsrail’e gireceksen, sahte sakat raporlarıyla askere gitmeyen, gitse bile paralı yapıp, birkaç haftada terhis olanları ve de mitinglerine, kefen giyip gelen soytarıları topla, İsrail’e öyle gir…Tabi kimseyi bulabilirsen…
Arılar balı yaparken ne kadar yer gezerse veya gezdirilirse, ürün de o kadar değerli olur… Ataların, “Çok gezen mi, çok bilen mi?” dedikleri nokta, işte burası olsa gerek. Evliya Çelebi için de söylenir. Şefaat isteyeceğine yanlışlıkla, “Seyahat, Ya Resulallah” demiş. Ben de de onun genleri mi ne var anlamadım. Sabah kalktığımda, bazan nerede olduğumu şaşırıyorum… Her neyse, hepinize merhabalar olsun…
Gelelim, Abbas’ına, Haniye’sine ve bilumum karın ağrılarına… Bu Mahmut Abbas denilen dürzü, sözüm ona, Filistin Devlet Başkanı. Henüz dünya tamamında tanınmayan bir ülkenin Başkanı… Hal böyle iken bile, Önemli bir Dünya gücü olan Türkiye Cumhurbaşkanının davetine icabet etmiyor… Hem de bu davetin gerekçesi, Binyamin Netanyahu’nun ABD Kongresinde yaptığı ve ayakta alkışlandığı toplantıya karşılık olması… Buna rağmen gelmiyor ve de Reyis’imi acayip sinirlendiriyor. Kararını değiştirse bile, özür şartına tabi tutuluyor. Bu Filistin denilen balçığı, bataklığı kısaca tanıyalım mı? Bunlar, İngiliz’le bir olup, Lavrens’in peşine takılarak, din kardeşlerini kesti. Birçoğu, topraklarını, İsraillilere sattı. Türkiye Cumhuriyeti’nin başına bela olmuş ne kadar adam ( Lafın gelişi ) varsa, hepsini eğitip, ülkemize saldı… Bunların en bilinenleri, Deniz Gezmiş ve Apo İtidir… Bu Bedeviler, onla da yetinmedi, Kıbrıs Rum Kesimi ve Ermenistan ile dayanışma içinde olduklarını, her sefer ilan etti, ortak basın toplantıları düzenledi… Hatta, sözde soykırım anısına pul bile bastırdı… Muhtemelen gazete sorumluları, yayımlayacaktır…
Bir diğer karın ağrısı, Haniye‘ye de gelelim… Unutmadan Ahmet Devitoğlu‘ndan da bahsetmek gerekiyor… Mahmut Abbas, Reyis’i ters yüz edince, Bu Karaim Türk’ü, “O zaman Haniye’yi çağırın” dedi… Hay senin ağzının uğurunu seveyim… Esasında, birkaç baş belasının ismini daha telaffuz etse, çok iyi olacak… Haniye kimdir? Bana göre Usame Bin Ladin’in yeni versiyonudur. Görevi bölgedeki ABD ve dolayısıyla İsrail menfaatlerine uygun müdahale gerekçeleri üretmektir Ağası nasıl ABD’nin Irak ve Afganistan harekatlarına altyapı oluşturduysa bu da aynı şeyi Gazze için yaptı. Şu ana kadar akan kanın ve ölen masumların tek sorumlusu, Haniye’dir. Peki bunun bize bakışı diğer Araplardan farklı mıdır… Asla... Sorumlumuz Feridun Yıldız Kardeşimiz umarım bu belgeyi de yayımlar. Nasıl, hoşunuza gitti mi? Peki bunları ben biliyorum da Devletin, bütün arşivlerini ellerinde tutanlar bilmiyor mu, derseniz, mutlaka biliyorlardır derim. Ammaaa, olay iç siyasete, halkın İslami duygularını istismara evriliyorsa, iş değişiyor demektir…
Geçtiğimiz Cuma Kastamonu Kayı Köyü Camiine gittim. Yüzü, vicdanı, içi sakalları kadar kara olan bir İmam, Cuma vaazında, Filistin’i, Hamas’ı, Gazze’yi, yere göğe sığdıramadı. Osmanlıya yaptıkları orada kalmalıymış, şimdiye bakmak gerek diye, incir çekirdeğini dolduramayacak kadar aklıyla, cemaati yönlendirdi. Haniye için gıyabi cenaze namazı, Cuma sonrası kılınması gerekirken, kimse gitmeden, hemen farzın arkasına kıldırdı… Mustafa Kemal ATATÜRK için bir kelime etmeyenler, çapulcu için cemaati kullandılar… Böylece, bu gündemle daha çoook zammı afiyetle yer, bir güzelce de hazmederiz… Sırf, İsrail karşıtlığından dolayı bu bedeviler yanında duranlara, şunu söylemek istiyorum. İsrail, şu an çekilse, bunlar beş parçaya bölünür, “Allahu Ekber” nidalarıyla birbirlerine saldırırlar… Haaa, İsrail, sınırımıza dayansa bile, Rusya, İran, Hindistan, Çin vs, bizim saflarımızda sıcak çatışmaya girer. Buna kimse cesaret edemez, ABD bile… Konu derin de şimdilik bu kadar…
Gelelim neticeye : Benim Bayrağım kutsaldır, her önüne gelen için yarıya inmez. Buna şiddetle karşı çıkıyorum ve yok sayıyorum… RTE gene iç piyasa için “Libya gibi, İsrail’e de girebilirim” dedi… YİD projeleri ile sadece beni değil, torunlarımızı bile soyanlar, gene torunlarımızın torunlarını bile etkileyecek, herhangi bir maceraya sakın girmesin… Bu milletin ana kuzuları, senin maraban veya başka bir şeyin değildir. İsrail’e gireceksen, sahte sakat raporlarıyla askere gitmeyen, gitse bile paralı yapıp, birkaç haftada terhis olanları ve de mitinglerine, kefen giyip gelen soytarıları topla, İsrail’e öyle gir…Tabi kimseyi bulabilirsen… Rüştü kardeşimin kulakları çınlasın…
Bugün sizi teselli edecek bir durumda değilim. Herkes, haftaya Cunartesiye kadar dövünebilir. Yapacak bir şey yok. Hepiniz Allah’a emanet olun. Hoşça kalınız…