Derin kuyulardan , zifiri gecelerden , uçsuz bucaksız sonsuzluklardan , ağır uykulardan , bitmeyen rüyalardan , upuzun çöllerden , çıkmış gibiyim. Hangi halin kendime geleceğini bilmiyorum… Var oluşum tek gerçek gibi görünse de , hayal olup olmadığından şüpheliyim… Yazıma başlamadan bu duygular içindeydim… Okuyucuyla hiç bir gizlimin olmaması prensibiyle , düşünmeden aktarmada bulundum. Eğer sizlerde benim dünyamın herhangi bir yeriyle kesişiyorsanız , paylaşımlarımızın altyapısı oluşmuş demektir. Geriye ne kaldı… Sizde okumaya hazır mısınız…
Beklediğim ve korktuğum şeyler oluşmaya başladı… Beklediğimden başlayayım : Acaba ne zaman bir ABD gemisi daha kıyılarımıza yanaşarak , bu sel felaketini tetikledi yoksa Haarp ın başka bir marifetiyle mi karşı karşıyayız… Peki bu şirkin farklı bir ilanı değil mi. Hem Cenab-ı Allah istemezse , yaprak kımıldamaz diyeceksin , hemde bir Devlet’ i sorumlu göstereceksin… Amentu’ yu dikkatlice okuyun. Sadece okumayın , anlayın. Allah’ ın talimatıyla hareket eden Mikâil Hazretlerini de ıskartaya çıkartmayın… Ve bu gemilerin arkasına da sığınmayın… Becereksizliklerinizi ve ihmallerinizi örtmek için çok tehlikeli virajlarda geziniyorsunuz… Gelelim korktuklarıma : Adı önemli değil , hatta batsa da umurumda değil , soyadı Şenocak olan bir zavallı , sel felaketini 6284 sayılı kanunun varlığına bağlıyor. Yani , kadını rahat rahat dövemediğimiz için Yaradan bizi cezalandırdı diyor… Peki bu Yaradan’ ın garezi sadece bize mi… Avrupa’da ki , Amerika’ daki kanunlar daha ileri derecede ve ahlak çöküşü had safhada. Niye bunlara bir sel bir deprem denk gelmez… Parti sözcüsü , Hükümet sözcüsü , Bakanlık sözcüsü kadrolarını anladık ta , Mevla’ nın sözcülüğü kadroları ne zaman ihdas edildi… Ben bu yolun olduğunu biliyorum. Peygamberler bu işle de görevli mubareklerdi. Gel gör ki , en sonuncusu da geldi geçti… Bu yenileri nereye koyacağız… Hadi bu olayda bir ara yolu bulduk , bundan sonra hangi kanûnlara karşı hangi felaketler gündeme gelecek (Tövbe tövbe ) merak etmeye başladım… Testi kırıldıktan sonra dayak bir işe yaramaz. Bizde felâket olmadan tedbirleri almalıyız. Aracıların , sözcülerin tez elden başımıza bir şey gelmeden gerekli ikazları yapmalarını bekliyoruz…
Şimdi de isterseniz , yerimizin yettiği kadarıyla bir durum değerlendirmesi yapalım. Neticesinde beni daha iyi anlayacağınızı umuyorum… ABD derin devletinin projesi , Millet süzgecinden geçti ve yarısı bertaraf edildi… Netice olarak Kriptonun yanına Milli güçler monte edildi. Hepsi Proje olan karşı tarafa bakarak , yarısı Milli olan kısma , kerhene yakın bir destek vereceğimizi söyledik… Dünya’ nın bütün sistemlerine müdahale eden Küresel derinciler gayet tabi ki boş durmadılar. Destek vereceğini söyleyen HDP şemsiyeli kesim yan çizmeye başladı.Görüşme çok basit sebeplerle ertelendi. Esasında , piyasaya el altından sürülen ABD kaynaklı isteklerin değerlendirilmesi ve başka çare olmadığının anlaşılmasına kadar iptal edildi… Kısaca ABD , ya bütün açıklarını bildiğini veyahutta , müttefiki PKK nın işin içinde bulunacağı sistemi istiyor. İşi daha da emniyete almak için , ince bir siyaset daha uygulamaya da başlayarak , İnce’ yi devreye soktu… Paravan şirketlerce , oy oranı %1-2 cıvarında olan Muharrem Efendi’nin oyu birden bire patladı. Destek mesajları verirken birdenbire adaylık histerisine girdi… İkinci tura kalma hesapları yapmaya başladı…Yani Kripto’ nün , HDP ye teslimiyetiyle neticelenecek süreç başlatılmış oldu… Demiştik diyeceğim ama çokta sırası değil. Mansur Başkan’ ı istememizin sebepleri daha iyi anlaşılıyor mu. Biz bunları aşağı yukarı gördük. Hatta her seferinde iki parti yani CHP+İYİ olarak girin , şimdikinden çok oy alırsınız ve birinci turda biter diye dilimizde tüy bitti. Bundan sonra dönüş yok. Seçmen bu manevraları kaldıramaz. Bu yüzden tek şey kalıyor…Her ne kadar , sonradan görüşsede ilkini erteleyen HDP protesto edilerek devre dışı bırakılmalıdır. CHP , ATATÜRK’ çülüğe sımsıkı sarılarak yani fabrika ayarlarına geri dönerek , Muharrem İnce olayını aşabilir… Yoksa ikinci tura kalacak seçim , kitleleri demoralize eder. HDP bazı isteklerini daha yüksek sesle gündeme getirebilir. Mevcut iktidar elini güçlendirir. Birde 15 günlük arada ne olabileceklerini tahmin edebiliriz. Kaybettikleri ve yenileyip kazandıkları seçimi hatırlayın… Çok tenkit ediyoruz ama , olaya bir de M. İnce tarafından bakalım… ATATÜRK çizgisinden ayrıldığını gördüğü hatta bağıra bağıra söylediği , yuvasının düştüğü hali içine sindiremiyor… Bunu en iyi anlayabileceklerden birisi benim. Sayısız arkadaşımınla birlikte MHP den ayrılmamın da sebebi de bu değil mi… Vakti zamanında Akdeniz de ( White Ses ) gezerken korsanlar tarafından ele geçirilip gemisiz kalan hatta köle konumuna düsen kişiler gibiyiz… Bu korsanlar postmodern bir şekilde şu an siyaset içinde görevlerini yapıyorlar… Bütün gemiler teker teker ele geçiriliyor. O gemileri, Septe boğazından İspanya’ya çıkanlar gibi yakmamız gerekiyor. İlk merhaleyi atlatırsak hepsi olur. Mevcût Proje’ den kurtulup yarı projeye geçmemiz ilk adım olacaktır. Bu yolda tahmin ettiğimiz veya edemediğimiz bir çok engelle karşılaşacağız. Allah yolumuzu açık ve aydınlık etsin. Yolumuz uzun ve incedir diyerek , Ozan-ı Cıhan’a da selam edelim…
Hepiniz Allah’ a emanet. Hoşça kalınız…