Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

AKP’li Özlem Zengin’in geçmişinde çobanlık da var mı acaba?

featured

Özlem Zengin diye sanırım hukukçu olan avukat bir kızımız var. Kendileri aynı zamanda AKP Grup Başkanvekili… Anayasa darbesi sırasında, kürsüye çıkıp, CHP sözcüsünün el kol hareketlerini kastederek, “Elini, kolunu sallayamazsın” dedi… Peki, kısa süre önce yaptıklarını unuttu mu da böyle konuştu diyeceğiniz aşikâr. Biz gene de kaçıranlara özet geçelim… Genel Kurul’da, o anki duruma tepki olarak, grubunun sıralarının önüne geçerek, el kol hareketleriyle herkesi dışarı gönderdi… Ben bu hareketlere aşinayım. Köylük yerlerde, tavuk ve davarları yerlerine kışlamak için yapılan bir harekettir…

Bazen çok sıkıntılar içindesinizdir… Kafanızdaki problemler, sinsi bir uğultuya dönüşmüşse, karanlıklar gittikçe koyulaşarak yorgan olmak yerine, sarma sıkma halini almışsa,  saate sık sık bakmanıza rağmen yerine çakılmış gibiyse… Tan yerinin ağarması, Kristof Kolomp’a verilen “Kara göründü” lafı değerindedir. Kalkar, aydınlığı kucaklamak istersiniz… Peki ülkenin aydınlığını ne zaman bağrımıza basacağız, belli değil, hatta tünelin ucu görünmüyor bile… Bu durumda, her sabahki kalkışlarınız da bütün gününüzü etkileyecek vücut dinamizminizi nasıl sağlayacaksınız, yoksa, her daim psikolojik olarak güne bir – sıfır, yenik mi başlayacaksınız… Hepinize merhabalar olsun…

Gazetecilere ve de bizim gibi, bir şeyler karalama çabasındaki insanlara, sınırsız imkanlar sağlayan, ülke gündemini takip etmek, o hengameye katılmak ulema yaklaşımlı aynı tür paylaşımlarda bulunmak, hiçbir zaman şiarım olmamıştır. Benim için dramatik arka planlar ve enstantaneler daha önemlidir. İşte böyle bir durum daha bütün acılarıyla karşımda duruyor… Ortam TBMM, Zaman millet iradesinin anayasaya darbeyle, yok sayılması; Bahse konu kişiler, Ca-Ce ve Bekir Bozdağ… Bu Bekir Efendi, esasında nereli, inanın ki bilmiyorum ama bana sorarsanız, büyük ihtimalle Sivas ilinin, Kangal nüfusuna kayıtlıdır diyebilirim. Gerekçe, içime öyle geliyor… Peki, Bekir Efendi, benim gibi Ülkücülerde ne gibi travmaya sebep olmuştur? Anlatayım… Yumuşak sesli parlak Bekir, Ülkücülerin, Kayseri-yayla toplantılarını kastederek, “Bunlar, Erciyes’te ulur, Ankara’da (Meclis’te) havlar” demiş ve Ca-Ce bu lafları sinesine çekmiştir... Gözlerimiz arasa da Cahit Tekeli gibi bir milletvekili çıkmamıştır… Bunlar yaşananlar, bu utancı ve kini nasıl sonlandıracağımızın iç kabartısı hala ilk günkü gibi… Peki, üstüne üstlük neler oldu… Hakkındaki iddialara henüz cevap vermeyen Ca-Ce, bu Bekir Efendi’yi Anayasanın yok sayıldığı, mahkeme kararını okuttuğu için tebrik etti… Başkaca da diyeceğim bir şey yok… Ca-Ce’nin yüksek taktirlerine mazhar olan bu parlak oğlan nereli diye merak ettim, kimse cevap veremedi. Benim hayat tecrübelerim ışığındaki değerlendirmelerine itibar edecek olursanız, sanki Sivas-Kangal’lı gibi

İkinci bir örnekte TBMM gibi bir kurumun ve de mekânın vazgeçilemez sahipleri olan mebuslarımızın düştüğü durum… Özlem Zengin diye sanırım hukukçu olan avukat bir kızımız var. Kendileri aynı zamanda AKP Grup Başkanvekili… Anayasa darbesi sırasında, kürsüye çıkıp, CHP sözcüsünün el kol hareketlerini kastederek, “Elini, kolunu sallayamazsın” dedi… Peki, kısa süre önce yaptıklarını unuttu mu da böyle konuştu diyeceğiniz aşikâr. Biz gene de kaçıranlara özet geçelim… Genel Kurul’da, o anki duruma tepki olarak, grubunun sıralarının önüne geçerek, el kol hareketleriyle herkesi dışarı gönderdi… Ben bu hareketlere aşinayım. Köylük yerlerde, tavuk ve davarları yerlerine kışlamak için yapılan bir harekettir… Ben orada, kol kaldırmakla görevli AKP Milletvekillerinden biri olsa idim, yerimden kımıldamazdım. Bu hareket en basit tabiriyle, çok ayıp… Hele hele bir bayan tarafından uygulanması da asla kabul edilebilir değil… Manzaranın vahameti, beni araştırmaya sevk etti… Karşıma, gerçek olmaması için dua ettiğim, korkunç bir olay çıktı… Özlem Hanım’ın kardeşi Eyüp Bey, bir kadınla suçüstü basılıyor. Her ne kadar AKP iktidarınca zina suç olmaktan çıkarılsa da doktor koca ve yanındaki binbaşıya baskılar başlıyor. Abi ve ihanet eden eş Özlem Hanım’ın devreye girmesiyle serbest bırakılıyor… Durum kısaca bu. Ben bu iftiralara inanmıyorum ama hanımefendinin agresif hareketleri de “Acaba” dedirtiyor… Bu işin, aydınlanması için tek çözüm, Hanımefendi’nin açıklamaları olacaktır. Eğer çıkar, “Aslı yok. Belgesi olan getirsin, yoksa hakkımı aramak için adli işlem başlatacağım” derse mesele yok, demek ki yalanmış der geçeriz ama Allah korusun “Bunu söyleyenler, alçaktır, namussuzdur şerefsizdir” derse, demek ki doğruymuş zannına kapılabiliriz…

Bunlar kesin olarak, yalan söylemeye yemin etmiş. Artık hiçbir şüphem kalmadı. Eski Bakamayanlardan Kurum, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına soyunduktan sonra, çıktığı bir TV canlı yayınında, depremde ölenleri 130 bin kişi olarak açıkladı. Devlet’in açıkladığı rakamlar 50 bin idi… Yahu bir rakamınız da doğru çıksın. Bozuk saat konumundan bile fersah fersah uzaktasınız. Devlet ciddiyetini yalama yaptınız. Allah sizleri bildiği gibi yapsın… Ha bazı aklı kıt ve tahsisli olanlar, Efendim, şu ana kadar olanlar depremlerden bahsetmiş diyebilirler. Kurum efendi de yarın çıkıp, “Uganda, Japonya ve Angola da son 500 yılda olanları kastettim” diyebilir, hepinizde ağzı açık tasdik edersiniz… Fıkra bu ya, adam, herkesin içinde Cumhurbaşkanına sövmekten hakim karşısına çıkar. Kurtuluşu yoktur. Can havliyle “Hâkim Bey, evet sövdüm ama Uganda Cumhurbaşkanına” deyince, Hâkim, gözlüklerinin üstünden bakarak, “Ben hangi Cumhurbaşkanına sövüleceğini bilirim, çabalama” der. Murat Efendi, kıvırma sanatının inceliklerini sergilemeye çabalama, biz hangi lafa inanacağımızı biliyoruz…

Bir siyaset klasiği gene sahnelendi. Bizlerin, uzun seneler kimlere inandığımız, adeta kafamıza fırlatıldı… Bir gün önce, partilerini yere göğe sığdıramayanlar, aday ilan edilmeyince, neler neler dedi hep birlikte yaşadınız… Kıymeti kendilerinden menkul bu kişileri, sınırlı zannetmeyin, en az %50 bilesiniz…

Final: Artık uzayda bizde varız. Yörük oğlu gezdi geldi, ne avladığını da hepimiz, bizzat istasyonun içinden izledik. Benim aklımdan, o top deneyi çıkmıyor… İlk başta ufak toplar, arkasından da futbol topunun inanılmaz davranışlarını ağzı açık, hayretler içinde izledik… Dünya’da olmaz denilen şeyler, demek ki uzayda olabiliyormuş. Sırf bu deney, muhtemel uzay maceramızda bizlere 40-50 yıllık avantajlar sağlamıştır diye düşünüyorum… Sadece, TV’lerde yayınlanması pek iyi olmadı. Bu müstesna ve ulaşılamayacak bilgiler, bütün Dünyanın da eline geçmiş oldu…

Sakın, yarınki buluşmamızı unutup, herkese bol keseden randevular,  sözler vermeyin… Hepiniz Allah’a emanetsiniz. Hoşça kalınız.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!