Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

70’lerdem aklıma takılanlar…

70'lerdem aklıma takılanlar...

Cüce Şubat’ın da sonuna geldik… Birçok çelişkinin ev sahibi Mart bir adım ilerimizde… “Kapıdan baktırır, kazma kürek sapı yaktırır”dan tutun, “yarısı kış, yarısı yazdır”a kadar birçok şey denilen Martımıza yarın kavuşacağız… Bahar aylarının da ilki olması ayrı bir coşku olur içimize… Sadece “Mart karı” pek makbul sayılmaz…

Merakla beklediğinizi, kes salatayı dediğinizi duyar gibiyim. Endişelenmeyin, bugün nostalji günümüz… Kalemin siyasete doğru kayarsa lütfen ikaz edin…

Benim ve benim gibi kimselerin hayatında şarkı ve dolayısıyla şarkıcıların, önemli bir yeri vardır… “Şarkılar seni söyler, dillerde nağme adın” veya “Ben seni çoktan unuturdum, ah o şarkılar olmasaydı”ya kadar her melodi, gönül derinlilerimizde mutlaka yer bulmuş ve iz bırakmıştır… İşte, bugün elimizde vefa kazması, özlem küreğiyle, Gönül sathına veya bir iki metre derine değil bayağı aşağılara ineceğim

Al aşkım beni yanına

Dalmışım sarhoşluğuna

Bir ömrü senle aşalım

Al uçur beni sonsuza

Kaybetmek varsa ne çıkar

Aşkta yer yok hiç korkuya

Öyle günler var ki baştan sona gelmiş

Böyle istenmiş

Sen yaşamalısın

Ayrılık beter ölümden Tanrı yazmasın

Aşkımı benden kimse ayırmasın

Biz dünyayı çok sevdik

Ölüm bizden uzak olsun

Âşık olduk yüreklendik

Kader bizden yana dursun

Hasretliği çektirme Tanrım

Gözümüz yolarda kalmasın

Ne istersen al götür ama

Sevda bize Aşk bize kalsın

Bu dizeleri dinlediğinizde pek etkilenmeyebilirsiniz. Ama Oya-Bora’nın “Ölüm bizden uzak olsun” şarkısı İnternette mutlaka vardır. Dinlediğinizde içiniz çeşitli duyguların hercü merç olduğu bir hal alacaktır… Bugün birçok radyo olmasına rağmen seslerine pek rastlamadığımız kimseleri hacmimiz yettiğince ele alacağız… Oya ve Bora ilk önce Grup Denk diye piyasaya çıktı… Hayatları bire bir çakışmasa da Yeşilçam’da adını unuttuğum bir filmle konu oldular…Yukardaki şarkı da film müziği olarak kullanıldı… Uzun beraberlikleri sonrası evlendiler bir kızları oldu. Bu sektörün alışılmışının hilafına hala mutlu bir evlilikleri var… Seni Bana yazmışlar, sevmek zamanı, bana bir masal anlat baba gibi güzel besteler ürettiler…Son yazdığım şarkı, “Süper Baba” dizisine jenerik müziği de oldu…

Her şey bitmiştir artık

Yolumuz ayrılıyor

Senin de benim gibi

İçerin kan ağlıyor

Çok yalvardım bir zaman

Dinemedin hiç beni

Gururumla oynadın

Artık affetmem seni

Sakın çıkma karşıma

Dönemem sana artık

Ne güzel alışmışken

Bu aşk da bitti yazık

Selçuk ve Rana Alagöz’leri bilmem hatırlasınız mı… Selcuk 1944 İstanbul doğumludur. Hürriyet Gazetesinin açtığı Altın Mikrofon yarışmasının ikincisinde ilk üçe girerek müzik hayatına başlamıştır. Bunun olma sebebi çok ilginçtir ama iş çok uzar. Rana ile kardeştirler… Edremit Van’a bakar, Malabadi Köprüsü altın plaklı parçalarıdır…

Son verdim kalbimin işine

Aklım ermedi gidişine

Olmaz olsun onun aşkı sevgisi de

Her gün yeni bir aşk arıyor

Kendini bilmem ki ne sanıyor

Kararlıyım onu bırakmaya

Tak dedi artık canıma 

Yıllarca gülmedi yüzüm bir an

Sonunda baktım hep zararla ziyan

Son verdim kalbimin işine

Aklım ermedi gidişine

Yukardaki şarkı sözlerini duyunca hem hatırladınız hem de içiniz kıpır kıpır oldu mu? Mutlaka olmuştur… Seyyal Taner bana göre döneminin bir numarası, bilemediniz ikisiydi… Bizlerle yaşıttır. 1952 Urfa doğumludur. Belki İstanbul veya İzmir doğumlu olsaydı daha açık olurdu şansı… O tarihlerde Şanlıurfa’da henüz Oxford açılmadığı için hemşerim şimdiki adı Boğaziçi Üniversitesi olan, Robert Koleji bitirmiştir… Seyyal sahnelerde , bir ilki de gerçekleştirmiştir… Dans ekibiyle sahne alıp aynı zamanda onlarla dans şov da yapmıştır…O zamanların ilk olanını , kendisinden başka becerebilen de çıkmadı… Nanay, Dünya, Yalnızım, Yanmışız gibi bir çok parçaya hayat vermiştir…

Gençlik başımda duman, ilk aşkım ilk heyecan

Kovaladıkça kaçan ateş böceği misin?

Aşk bahçemi süsleyen inci çiçeğim misin?

Gecemi aydınlatan ateş böceği misin?

Bahar dalında yaprak, yıldızdan daha parlak

Gözyaşımdan yuvarlak ateş böceği misin?

Güzin ile Baha desem hatırlar mısınız? Yeni nesil bilmez ama bizim nesilden birkaç kişi hatırlayabilir… Sempatik ikili sanat hayatına tiyatrocu olarak başladılar. Gerçi Baha, basgitar çalarak çeşitli orkestralarda bulunmuşsa da bir araya geldikleri yer, Gönül Ülkü-Gazenfer Özcan tiyatrosuydu… Aynı sahneyi paylaşma işi, ikiliyi birlikte müzik yapmaya ve evliliğe kadar götürdü… Uzun yıllar sempatik sahne şovlarıyla gönüllere taht kurdular… Aysel Gürel imzalı şarkıları da yedeğine alan ikili uzun süre birlikte yürüdüler… Nazar tabi ki vardır. Nitekim geldi onları da buldu…Ayrıldılar… Zaten yaptıkları son beste olan “Olamam ki Senle de sensiz de olamam ki” durumu özetliyordu…

Ben alışmadım ki sensiz

Güzelliğin tadına

Ben adamışım ömrümü

Seninle paylaşmaya

Yüreğimde bir sevinç

Gönlümde bir heyecan

Beni dinliyor musun?

Sen yarattın beni

Bendeki güzeli

Bu güzellik seni

Bana mahkûm etti

Aylin Urgal desem… Birazınızın aklına gelmiştir… Ali Kocatepe‘nin himayesiyle, fırtına gibi girdiği müzik Dünyasında yıldırım hızıyla merdivenlerin basamaklarını onar on beşer atlayarak zirvede ki platformda yerini aldı… Sayfalara sığmayacak kadar güzel eser oluşturan değerli sanatçı bir gazetenin satırları arasına sıkışacak kadar yerle aramızdan ayrıldı gitti… Asla kaza yapmaz denilen Varan Turizm, ilk ve son kazasını yaptı. Otobüs, gece yarısı Bolu Dağ’larından aşağı yuvarlandı… Aylin’in de araların da olduğu onlarca kişiyi aramızdan aldı…

Sevgili okurlarım, bugün benim bölgemden nostalji yaptık. Esas ağırlığı, yönetmen olmadan önceki kameramanlık hayatımda bahsettiğim ve bahsetmediğim diğer kişiler ile çok yakınlığımız oldu… Aynı ortamda saatlerce, günlerce çalıştık. Problemlerimizi çözüm masasına yatırdık. Güldük eğlendik, bazen de birbirimize kızdık… Mesela Antalya stadyumunda ki konserde Sezen Aksu ile kavga ettim. Işıktan çıkmamasını ikaz ettim. Dinlemedi, Tribünlere gitti… “TRT’den bana ne, ben halk için konser veriyorum” dediğinde, “Onlar bilet parası olan mutlu azınlık, esas biz halka yayın yapıyoruz” diye bağırmıştım… Yanlış hatırlamıyorsam, bir müddet de ceza almıştı… Tek kanal olan TRT hayatımda hepsiyle iyi kötü hatıralarımız oldu… TRT’nin ilk canlı yurtdışı yayınını Almanya’nın Münih kentinden yaptık. Pazar Stüdyosu Programı oradaki gurbetçilerimizle, bizim aracılığımızla Türkiye’ye merhaba dedi… Ben o yıllar kameramandım… Ekibimiz sanatçılar dahil Ulusoy’un yeni gelmiş Neolan marka otobüsüyle kara yoluyla Münih’ e ulaştı… Orhan Boran, Ümit Tokcan, Ziya Taşkent, Nokta ile Virgül gibi birçok sanatçıyla birlikte gece gündüz beraberdik. Size en az 10 tane gün yüzü görmemiş nostalji çıkarabilirim… Orhan Boran çok olağanüstü bir kimseydi. Onu tanımayanların hayatında mutlaka bir eksik kalmıştır diye düşünüyorumSanat çevresi çok farklı bir çevredir. Bir verirse on almak ister. Görüşmek isteyen davet eden çok oldu… Tek daveti kabul ettim. O da çok ısrar ettiği için… Eşimi de alarak, Rıza Silahlıpoda‘ya ait olan Tarabya’daki Palet Balık Lokantası’na gitmiştim… Demek istediğim bunlar hayâl hatıralar değil. Hepsi yaşandı… Ben Oya ile Bora’yı çok sevdim. Tarzları; bizim o sıralar Yeşilçam filmlerinde ki sokak şarkıcılarının modernize haline benziyordu…

Biz Dünyayı çok seviyoruz

Ölüm bizlerden uzak olsun

Âşık olduk yüreklendik

Kader hepimizden yana dursun…

Dün bana sadece iki istek geldi. Aslına bakarsanız daha çok bekliyordum ama olsun… Daha kolay gelenini, hayatımın bir parçasını tercih ettim… Diğeri de çok ilginç bir talepti… Bakarsınız haftaya, ama mutlaka…

Hepiniz Yaradan’ıma emanetsiniz. Hoşça kalınız…

 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!