Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

32 etnik gruptan, Türk-Kürt-Arap üçgenine bağlandık

featured

Mehmet Edip Ören’in makalesi, Türkiye’deki çeşitli toplumsal ve siyasi meselelere dair yazarın kişisel görüşlerini sunmaktadır. Yazar, et fiyatlarına yapılan boykotun başarısızlığını örnek vererek toplumsal bilincin eksikliğine dikkat çekmektedir. Türkiye’de etnik kimliklerin algılanışındaki değişimi ve özellikle Arap sığınmacıların durumunu ele alırken, bunun seçimler üzerindeki potansiyel etkilerini sorgulamaktadır. Ayrıca, İstanbul Belediye Başkanı adaylık süreçleri gibi iç siyasi dinamikleri ve eğitim sistemindeki sorunları da değerlendirmektedir. Son olarak, tarihi olayların günümüzdeki yansımalarına değinerek, Türk kimliğinin önemini ve adaletin tecelli etmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

 

Günaydın… Bu günaydın, sabahın köründe yazımı bekleyenlere, acaba çıktı mı çıkmadı mı diye kontrol edenlere… Şu işleri halledeyim de öyle okurum diyenlere, Tünaydın… Akşam olduğunda yapılacakları bitirip ayağını uzatarak, ne yapsam , şuna bir bakayım, vakit geçer, gene ne cevherler yumurtlamış ,  diyenlere ise, hayırlı akşamlar. Ama hepinize Merhabalar olsun. Türkiye birden büyüktür…

Bundan onlarca yıl önce İngiltere’de kasaplar çok cüzi bir artış yapınca kadınlar, boykot yaptı ve neticesinde eski fiyatın bile altına düşmesi sağlandı. Örnek alan Türkiye’de aynı yola girdi. Haftalar öncesinden duyurular yapıldı, muazzam bir kampanya oluşturuldu. Bana sorduklarında şunu öğrenmek istedim… En çok et tüketen yerlerden, Devlet Daireleri, Askeriye, Hastaneler Lokantalar vs. boykota katılıyor mu? Hayır cevabını alınca da “Yürümez” dedim… Başarılı olan bizim çocuklardan Kenan Paşa’nın dediği gibi, netekim öyle de oldu. Sürekli kasabımız olan Erzincanlı Kemal Aydoğan Ağabey, şunu söyledi… Boykottan önce durumu iyi olanlar kilolarca et alıp, buz gözlerini doldurdu… Yani boykotu, ayda bir kilo eti zor alan kişiler yaptı. Boykot (!!!) sonrası fiyatlar katladı. Kemal Ağabey “Keşke sık sık boykot olsa” demişti… Niye anlattığımı merak edenleri bekletmeyeyim… Kürt asıllı İngiliz Memet tasarruf genelgesi yayımladı… Bunu fırsat bilen kuruluşlar ellerindeki eski arabaları satışa çıkardı… Netice ne mi oldu… 1000 adet civarı araç satıldı 120-130 bin arası alındı... Devlet kurumlarımızın yetkilileri ise “Keşke her daim tasarruf genelgesi yayımlansa” diyor…

Yukarda bahsettiklerim ve onun gibiler, toplum bilincinin oluşmasıyla alakalı durumlardır. Eğer burada bir eksiklik varsa ne yapsanız nafile. Tıpkı demokrasinin olmadığı yerde, ekonominin düzelemeyeceği gibi… Toplumun yozlaşmış kesimleri, haklılıklarını kabul ettirmek için, yüksek değerdeki atalarımızla hiç te alakalı olmayan zırvaları piyasaya sürerler… “Gemisini kurtaran kaptan, Sular akarken testisleri doldurun, Devletin malı deniz yemeyen…, Benim memurum işini bilir” gibi yüzlerce deli saçması, bireylere zerk edilir. Özal’ın devamı olduğunu söyleyenlerin 23 senelik icraatı da bu sözlere tamamen uymakta hatta fersah fersah geçmektedir…

Beyler, birdenbire 32 etnik gruptan, Türk-Kürt-Arap üçgenine bağlandık. Ümmetçilik revaçta olmaya başladı. Daha önce bahsettiğim sebeplere ilave bir şey daha söyleyeceğim. Muhtemelen ilerde “Demiştik” paragrafına malzeme olur… Türk-Kürt ikilisinde problem yok. Arap nereden çıktıya bakalım. Ümit Hoca doğru tespitler yapar. Ülkede 20 milyon Arap sığınmacı var. Bunların gitmesi için değil, gitmemesi için uğraşılıyor. Tek sebep Ensar-Muhacir durumu olabilir mi. Tabii ki değil… Kaybedilmesi kesin seçimde, bunlara oy hakkı verilebilir mi. Kimse “Yok artık” demesin, bu kadar olanlardan sonra… Türkiye’de her şeyleri karşılanan, hastanede sıra beklemeden ücretsiz ameliyat ve tedavi olan kimseler, böyle bir hak elde ederlerse bir oy bile fire verirler mi

İmamoğlu meselesinin arkasında belki de çok basit hesaplar var, anlamıyoruz… Kart Kripto (KK, Kemal Kılıçdaroğlu) İBB Adayı gösterdiğinde nedenlerini yazmıştım. Bu toy çocuk, o zamanlar Binali – Tayyip ikilisinin önüne atılarak yok edilmek istendi. Hesap tutmadı… Peki şimdi ne oldu? Küçük Kripto tarafından, erken adaylık açıklamasıyla, “Javs”ların önüne atıldı. Doğal olarak da parçalanıyor. Yani, akıllı davranan Mansur Yavaş ‘ ta harcanırsa ki muhtemeldir, ortada kimler kalacak…  Bundan sonrasını benden beklemeyin biraz düşünün bakalım…

Bir ülkenin başına gelebilecek felaketlerin en büyüğü, şüphesiz ki Milli Eğitim Bakamayanının Milli olmamasıdır. Bu zatın neye hizmet ettiği belli değil deniyor ama, bana göre bal gibi belli… Bu konu dipsiz kuyu onun için şu an girmeyeceğim. Sadece, zeka işiyle ilgilenmek istiyorum… Hazret, açıklayamadığı şeyler için, “Geri zekalılara anlatır gibi anlatıyorum” demiş… Ey zavallı, herhalde bu aralar, banker Bilo ile çok sık bir araya geliyorsun, haklısın, anlamaz… Halk arasında “Bilo’ya anlatır gibi anlat” lafı boş yere oluşmadı. Kabahat sende değil…

Geçtiğimiz ayın sonu çok önemli olayların yıldönümüydü. Lozan Anlaşması. Kıbrıs Barış Harekâtı vs yoğunluktan bahsedemedik… Bana göre çok önemli ve dramatik olaylardan biri de, 24 Temmuz 1995 tarihinde, Türk asıllı Yunanistan-Gümülcine Milletvekili, Dr. Sadık Ahmet’in, kaza süsü verilmiş, cinayete kurban gidişidirEşi Işık Ahmet uzun yıllar dostum oldu. Canlı yayın kuşağımın sık sık konuğu olurdu. Dirayetli, gerçek bir Türk kadını duruşuna sahipti. Eşi, rahmetli Sadık Ahmet’in bir lafını hiç unutamam… “Türklük, isteyenin istediği zaman elimizden alacağı, değiştireceği bir şey değildir.” demişti. Allah rahmet eylesin, nurlar içinde yatırsın… Dr. Sadık Ahmet, bu lafları, Türkleri,  Türk kabul etmeyen Yunan Hükümet’ine söyledi, peki biz kime diyeceğiz? Bu arada, eğer beni okuyorsa, Devletin atadığı değil, seçilmiş Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif dostuma da selam olsun

Anadolu Türk’leri şu an itibariyle, ikinci bir Osmanlı saldırısına maruz. Hırvat Kuyucu Murat Paşa’nın yarım bıraktığı işler, çağdaşları tarafından tamamlanmak isteniyorBu yüzden bazı kimselere düşman hukuku uygulanıyor, zulmediliyor… “Kalktı göç eyledi Afşar illeri. Ferman Padişahınsa dağlar bizimdir” dizeleri boş yere söylenmedi. Zulümle kimse abat olmaz. Milletin gerçek sahipleri mutlaka başa gelecektir. Sığınılacak tek yer olan Adalet işte o zaman tecelli edecektir… Bunun için en elzem ve kısa yol “Bütün Türkler Bir Ordu” Projesidir… Ümit Hoca, Müsavat Başkan ufak değil koşar adımlar bekliyoruz. Allah sizlere güç versin, yolunuz kutlu ve nurlu olsun

Sulardan sellerden daha hızlı akan zaman, ömrümüzden bir haftayı daha aldı götürdü… Gelecek hafta, sağlık içinde tekrar buluşma niyetimiz, mevcut. Hepinizi Yaradan’a emanet ediyorum. Hoşça kalınız…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.