Bayramın son gününe denk gelen bir cumartesi günü tekrar buluşmanın heyecanı içindeyim. Ramazan’ın alışkanlıkları ne kadar da çabuk unutuldu. Bayram sabahı, suçluluk duygularıyla yapılan kahvaltıdan sonra her şey yıldırım hızıyla eski halini aldı… Yalnız bitmeyen tek şey; tabi ki bana göre, Ramazan’ın manevi havasına duyulan özlem… Aynı duyguları paylaşan dostlarıma yaptığımı yaparak, sizlerle de paylaşıyorum… Üzülmeyin. Bir sene değil, yenisi için 10 Ay 19 gün beklememiz yetecek… Aslına bakarsanız bu iki günü nostalji fırtınası olarak düşünmüştüm… Memleketin bu kadar meselesi varken, bambaşka konulara değinmeyi, açıkçası etik bulamadım. Yarın olur mu, onu da bilemiyorum. Türkiye’nin bir saat sonrası meçhul. Gün doğmadan, doğanların haddi hesabı yok… Her neyse hepinize kocaman bir merhaba…
Geçen Haftaya panoramik bakma adetimiz devam ediyor, gündemin kayda değer kesimini ele almaya başladığımız kısımlar da epey bir izdiham var… Önem sırası olmayabilir ama akla gelme sırasına göre başlayalım…
Truvacı İsmail’i bilirsiniz. Bir Amerikan Kanalının sabah yayınlarını yapar. Onun HDP ve dolayısıyla PKK yaklaşımları da malûmunuzdur. Türk’e savaş açmış kimseleri zaman zaman bu zatın konuğu olarak görebilirsiniz… Garo Efendi geçenler de arz-ı endam etti. Sakın bu Garo’yu, bir başka Garo’yla karıştırmayın… Son zamanlarda sosyal medya da yer bulan, bizim kadar Türk olan, kameramanlık ve yönetmenlik hayatımda sık sık çakıştığımız Garo Mafyan ve onun gibileri tenzih ederim… Bu bahsettiğim, paylanacak bir Garo. Hadi onu geçtik, başka bir terör sevici daha bu milletin ekranlarını işgal etti ve kafasını karıştırdı… HDP milletvekili Meral her neyseden bahsediyorum… Bu Truvacı çok akıllı veya akıl hocaları çok iyi… 128 Milyar dolar nerde olayı çok müspet bir noktaya gelmiş, iktidarı kıpırdayamaz hale getirmişken, İsmail Efendi bu Meral’i ekrana çıkarıyor ve onunla 128’i tartışıyor. Yani olayı ayağa düşürüp, önemsiz hale getiriyor… Halk, nazarında Millet İttifakı ile HDP’yi çakıştırmış oluyor… Bunu “Demokrasi Meydanı” martavalları ile geçiştirmeye çalışsa da olay anladığınız gibi çok farklı… Ben RTE’den istediğim olayı, İsmail’den de istiyorum… Bizi de saf Atatürkçüler sınıfına sokma. Olayların 8-10 hamle ötesini hesap edebileceğimizi bil… HDP Grup Başkanvekili Meral, 128 konusunda çok güzel konuştu… Başkalarının dediği gibi de şeffaflık istedi… “Gayet basit, kalem kalem açıklayın, bizde bilelim” demeye getirdi… Peki Meral… Bizde yıllardır aynı şeyi sizlerden istiyoruz… Çıkıp saatlerce martaval okuyacağınıza, “Biz teröre ve PKK’ya karşıyız” deyin, anlaşalım ve kucaklaşalım… Dediğiniz gibi, bu kadar basit… Truvacı aynı zamanda kripto gibi de davranıyor… Konuşmayı dikkatle dinledim… HDP’li Meral, İYİ Meral’in, İmamoğlu ile alakalı lafına “Çok güzel” dedi. Bizimki (Truvacı) mal bulmuş gibi olaya saldırdı… Büyük bir çaba ile ikisini de çakıştırmaya uğraştı. AKP’nin; “Bunlar PKK ile ortak” yalan değirmenine bir arazöz su taşımaya gayret etti… Biz HDP ve suçsuz olduğuna inandığımız seçmeni ile kucaklaşmaya hazırız. Yalnız ufak bir şey istiyoruz… PKK kınansın ve terörist kabul edilsin. Bu kadar basit yahu…
İşini bilmeyen çavuşlar topluluğu faaliyetlerine tam gaz devam ediyor… Adı Çavuş olan bir Bakan’ımız, alışılagelmiş metodu gene denedi… Dışarda başka içerde başka konuşma, yani içerde aslan, dışarda kuzu olma alışkanlığını, ağalarından çok iyi öğrendikleri ortada… Bu sefer basın olayı ayıklamadan verince zor bir durum oluştu… Başladık kıvırmaya. Dansöz olsan, altından kalkılacak bir durum değil… Sen gidip Alman’a (Alaman’a) yalvaracaksın. Ne olur yeter ki gelin. Biz size hizmet edecek herkesi aşılayacağız, korkulacak hiçbir şey kalmayacak diyeceksiniz, sonra da aşılama önceliği tablosunu halâ yayında tutacaksın… Peki, daha kolay bir yol öneriyorum. Bir Alaman’dan kaç “€ ” bekliyoruz… Mesela Bin € olsun… Gidip, gavura yalvaracağımıza, kendi halkımıza Bin €’ya Aşı kampanyası başlatalım… İnanın ki gelecek Turistten daha fazla Türk müracaat eder… Muhtemelen Fahrettin Paşa’mız, ikinci maaşlarımı, bu işe harcadım diye beyanatlar bile verebilir…
Millet İttifakı üzerine oynanan oyunlara, kriptolar da dahil olduktan sonra, dikkat katsayımızı arttırmak zorundayız… Bu oluşumun; AKP’den kurtulmak için son kale olduğu bilincini diri tutmalıyız… Bana göre, zihnimizin derinliklerin de veya, yüzeyinde ki bütün düşünceleri , geçici bir süre askıya almamız gerekmektedir, hatta elzemdir… Muharrem İnce. Sen bizim ilelebet cumhurbaşkanı adayımız olamazsın. Oldun da ne oldu, aldın boyunun ölçüsünü. Seçim gecesi olanları tekrarlayarak yara kabuğu kaldırma niyetinde değilim… Sistemi bölmeye; oluşmuş muhalefet bilincini içeri de heba etmene, müsaade etmemek lazım… Hüsrana uğrayacağın, ikinci denemen, birincinin önüne geçemez… Ama milletimizi bir beş yıl daha, telafisi elli yıla mal olacak zararlara uğratır… Gelelim ikinci cepheye ki en önemlisi burası… İYİ Parti’nin, bütün olarak ayakta durması gerekir. Burada açılacak bir çentik, bütün bloğu riske eder… Meral Hanım’ın, bütünlük altyapılı sistemi iyi yönettiği söylenemez. Belki bayan oluşundan kaynaklı, yumuşak huy belki de gerekli dirayeti gösterememesi, olayları, yeni kurulmuş bir parti içinden, yeni bir parti çıkması konumuna getirdi… Vedaya girmeden çok değerli Büyüğüm, Son Başbuğum, Sn. Alparslan Türkeş‘ in bir lafıyla bitirmek istiyorum… “Savaş içindeki gaflet, hıyanete eşdeğerdir”
Bu vesileyle Bayramınızı tekrar kutlar, hepinizi Allah’a emanet ederim. Hoşça kalınız…