Av. Mehmet Bacaksız
Av. Mehmet Bacaksız

Türkiye’de “Kürt Sorunu” Diye Bir Sorun Yoktur

featured

PKK, 1978 yılında Marksist-Leninist bir örgüt olarak kurulmuştur. Bu, PKK’nın Sovyet İstihbaratının desteğiyle kurulduğunun en net delilidir. PKK, Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra yedi kocalı Hürmüz gibi tüm emperyalist devletlerin uşağı olmuştur. PKK, 2000’li yıllardan bu tarafa baş emperyalist ABD’nin güdümündedir. Öcalan dahil, PKK’nın lider kadrosunun önemli bir kısmı Ermeni kökenlidir. Bu nedenlerle, PKK’nın Kürt Sorunu sebebiyle doğduğu iddiası tamamen yalandır, palavradır.

PKK, ortaya çıkmadan önce Türkiye’de “Kürt Sorunu” diye isimlendirilen bir konu yoktu. PKK, terör eylemlerine başladığı 1984 yılından itibaren “Türkiye’de Kürt Sorunu vardır.” diye yaygaraya başladı. Bu yaygara günümüze kadar artarak devam etti. Üzülerek belirtmeliyim ki; içimizdeki bir kısım terör işbirlikçisi hainlerin de katkılarıyla saf, cahil bazı vatandaşlarımızı etkiledi.

Günümüzde “Kürt Sorunu” tabirini kullananları iki gruba ayırmak gerekir. Birinci gruptakiler, PKK’lı militanlar, PKK’nın sivil uzantıları ve bunlarla işbirliği halinde olan yerli hainlerdir. İkinci gruptakiler ise birinci gruptakilerin propagandasının etkisinde kalan saf, cahil insanlarımızdır. Sevindirici olan taraf ise 85 milyon vatandaşımızın çok büyük kısmının “Kürt Sorunu” söylemini benimsememiş olmasıdır. Kürtçe konuşan insanlarımızın bile büyük çoğunluğu bu söylemi benimsememiştir.

PKK’nın iddialarına göre, Türkiye’de özellikle Cumhuriyet kurulduktan sonra Kürtlere baskı yapılmış, Kürt Kimliği inkâr edilmiş, Kürtçe eğitim ve Kürtçe konuşma yasaklanmış, Kürtler ikinci sınıf vatandaş olarak görülmüş, Kürtler dışlanmış vs. Bu nedenlerle, Kürtlerin haklarını almak amacıyla PKK kurulmuş. Bu sorunun adı da Kürt Sorunu’ymuş. Bu iddiaların tamamı palavra. Palavra olduğunu tek tek açıklayacağım.

1- Hiçbir dönemde ne Kürtlere ne de başka etnik gruplara baskı yapılmamıştır. Cumhuriyet kurulduktan sonra yabancı istihbarat örgütlerinin kışkırtmalarıyla çok sayıda bölücü ve irticai isyan çıkmıştır. Her devletin yaptığı gibi Türkiye Cumhuriyeti de bu isyanları bastırmak için kuvvet kullanmış, bazı olağanüstü tedbirlere başvurmak zorunda kalmıştır. İsyan bastırmak için alınan tedbirleri, yapılan çalışmaları baskı diye nitelendirmek en azından cahilliktir. Bu nitelendirme, bilerek yapılıyorsa hainliktir.

2- Kürtlerin varlığı hiçbir zaman inkâr edilmemiştir. Devletimiz üniter-milli bir devlettir. Üniter-milli devlette etnik kökenleri farklı da olsa tek bir millet vardır. Bu, anayasamızın 66. maddesinde “Türk Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.” cümlesiyle ifade edilmiştir. Bu maddede belirtilen “Türklükırk anlamında değil, hukuki anlamda bir tanımlamadır. Üniter-milli bir devletin anayasasında birden çok etnik grubun varlığı yer almaz. Yer alırsa o devlet üniter-milli devlet olmak vasfını kaybeder. Bu nedenle, PKK’nın talep ettiği şekilde anayasaya ırk anlamında etnik grup adlarının yazılması mümkün değildir. Bunun yazılmaması herhangi bir etnik kimliğin inkâr edildiği anlamına gelmez.

3- Türkiye’de her dönem, her etnik grup kendi dilini konuşmuştur. Bu konuda en küçük bir yasaklama, sınırlama söz konusu olmamıştır. Ancak, üniter-milli devletin bir tane resmi dili olur. Sadece resmi dille eğitim yapılır. Devletimiz üniter-milli devlet,   resmi dili de Türkçe olduğuna göre eğitim dili de Türkçe olacaktır. PKK istiyor diye ne üniter-milli devletimizden, ne de resmi eğitim dilinin Türkçe olmasından vazgeçecek değiliz. Bu nedenlerle, PKK’nın Kürtçe’nin resmi dil olması, Kürtçe eğitim talepleri haklı, mantıklı değildir.

4- Kürtler, hiçbir zaman dışlanmamış, ikinci sınıf vatandaş olarak kabul edilmemiştir. Kürtler, aynı Türkler gibi birinci sınıf vatandaştır. Türklerin sahip olduğu tüm haklara Kürtler de sahiptir. Bunun en açık, net delili TBMM’de çok sayıda Kürt kökenli milletvekili vardır. Geçmişte ve halen Kürt kökenli pek çok vatandaşımız, bakan, başbakan, general vb. olmuştur. Halen üniversitelerimizde çok sayıda Kürt kökenli profesör, doçent, araştırma görevlisi çalışmaktadır. Devlet memurlarının içinde belki de yüzbinlerce Kürt kökenli memur vardır. Kürt kökenli pek çok vatandaşımız Türkiye’nin her bölgesinde yatırım yapabilmekte, fabrika kurabilmektedir. Türkiye’de çok sayıda Kürt kökenli sanayici-iş insanı halen ticari faaliyet yapmaktadırlar.

5- PKK, 1978 yılında Marksist-Leninist bir örgüt olarak kurulmuştur. Bu, PKK’nın Sovyet İstihbaratının desteğiyle kurulduğunun en net delilidir. PKK, Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra yedi kocalı Hürmüz gibi tüm emperyalist devletlerin uşağı olmuştur. PKK, 2000’li yıllardan bu tarafa baş emperyalist ABD’nin güdümündedir. Öcalan dahil, PKK’nın lider kadrosunun önemli bir kısmı Ermeni kökenlidir. Bu nedenlerle, PKK’nın Kürt Sorunu sebebiyle doğduğu iddiası tamamen yalandır, palavradır.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!