Garantör devlet uygulaması son derece zararlıdır, tehlikelidir. Bu nedenle cumhur ittifakı çok ciddi biçimde uyarılmalıdır. Bu uyarıyı millet yapmalıdır. Vatansever, milliyetçi, Atatürkçü olan herkes, Cumhur İttifakı’nın uyarılması konusunda kendisini görevli saymalıdır.
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, 3 Ocak Cuma günü DEM Partili heyetin İmralı’da teröristbaşı ile yaptığı görüşmeye ilişkin basına açıklama yaptı. Açıklamanın bir bölümü çok önemli. Çok önemli bu bölümü aşağıda veriyorum:
“Şimdi garantör ülke demek ne demektir? Bu meseleyi uluslararası alana taşımak demektir. Bu meseleyi uluslararası boyuta büründürmek demektir. Bu asla bizim ya da Türk milletinin kabul edebileceği bir şey değildir. Ben bunu duyduğumda kanım dondu. İnşallah böyle bir şey yoktur ve dolayısıyla da böyle bir şey asla kabul edilemez. Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve Türk milletinin herkese söyleyecek sözü de vardır, terör başta olmak üzere her meselesini halledecek gücü de vardır.”
Önce Garantör Ülke/Devlet kavramını açıklayıp, sonra görüşlerimi belirtmek istiyorum.
Garantör Ülke/Devlet, güvence veren ve bunun gerçekleşmesini gözeten ve denetleyen devlet anlamına gelmektedir.
Garantör Ülke/Devlet, başka bir devletin anlaşma ya da adımları üzerinde söz sahibi olabilir ve bunu denetler.
Garantör Devlet kavramını açıkladıkta sonra Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa DESTİCİ’nin açıklamasına dönelim. Destici’nin söyledği Garantör Devlet konusunun maalesef gerçek olma ihtimali var. 2011 yılında MİT’in PKK ile Norveç’in başkenti Oslo’da yaptığı gizli müzakereler İngiltere’nin gözetiminde yapılmıştı. Yani, İngiltere, o müzakerelerin garantörü idi. O dönemde İngiltere’nin garantörlüğünü kabul eden iktidar, bugün de başka bir devletin garantör devlet olmasını pekâlâ kabul etmiş olabilir.
Mustafa Destici’nin açıkladığı Garantör Devlet iddiası gerçek ise bunun milletimize, devletimize vereceği muhtemel zararları, yaratacağı tehlikeleri açıklıyorum. Şöyle ki;
- Başka bir devletin, Türkiye Cumhuriyeti’nin yapacağı müzakereler, anlaşmalar üzerinde Garantör olmasının kabul edilmesi, egemenliğin kısmen de olsa o devlete devredilmesidir. Bu, bağımsızlıktan vazgeçerek manda yönetimini kabul etmek demektir.
- Başka bir devletin Türkiye Cumhuriyeti’nin üzerinde Garantör olmasının kabul edilmesi anayasanın ilk 3 maddesi ile birlikte 6. Maddesine açıkça aykırıdır. Bu çok açık anayasa ihlalidir.
- Garantör Devlet uygulaması kabul edilirse, emperyalist devletler çıkarları doğrultusunda pek çok konuda garantör devlet baskısı yapacaklardır. Bunun sonucunda devletimizin egemenliği, bağımsızlığı çok ağır biçimde yaralanacak, devletimizin varlığını, milletin birliğini korumak mümkün olmayacaktır.
- Garantör Devlet uygulaması kabul edilirse, emperyalist devletler binbir bahane ile iç işlerimize karışacaklardır. Osmanlı Devleti’nin yıkılma sebeplerinden birisi budur. Garantör Devlet uygulaması kabul edilirse, sonumuz Osmanlı’dan farklı olmayacaktır.
- Garantör Devlet uygulaması kabul edilirse, milletimizin morali ve devlete güveni son derece sarsılacak, bu nedenle devletimizin tekliğini, milletimizin birliğini, vatanımızın bütünlüğünü korumak son derece zorlaşacaktır.
GARANTÖR DEVLET UYGULAMASI SON DERECE ZARARLIDIR, TEHLİKELİDİR. BU NEDENLE CUMHUR İTTİFAKI ÇOK CİDDİ BİÇİMDE UYARILMALIDIR. BU UYARIYI MİLLET YAPMALIDIR. VATANSEVER, MİLLİYETÇİ, ATATÜRKÇÜ OLAN HERKES, CUMHUR İTTİFAKI’NIN UYARILMASI KONUSUNDA KENDİSİNİ GÖREVLİ SAYMALIDIR.
