Devlet Bahçeli, milliyetçi camiayı sürekli yanılttığı için liderlik vasıflarına sahip değildir. Akıllı, bilgili, kültürlü insanlar liderlik vasıflarına sahip olmayan kişilerin peşinden gitmezler. Bu sebeple, akıllı, bilgili, kültürlü milliyetçiler MHP’den ayrıldılar. MHP, günden güne oy kaybetmektedir. Böyle giderse siyasi partiler mezarlığına gitmesi kaçınılmazdır.
Devlet Bahçeli, 1997 yılında Alpaslan Türkeş’in vefatından sonra MHP Genel Başkanı seçildi. Yaklaşık 30 yıldır genel başkan. BAHÇELİ, genel başkan seçildiğinden beri milliyetçileri sürekli yanıltıyor. Bahçeli’nin milliyetçileri yanılttığı olayların çok önemli olanlarını aşağıda tarih sırasıyla açıklıyorum.
1999 milletvekili genel seçimlerinde MHP 2. Parti olmuştu. 1. Parti Bülent Ecevit’in genel başkanı olduğu DSP idi. Medya, sürekli DSP-MHP-ANAP Koalisyonu’nun kurulması yolunda yayın yapıyordu. Halbuki başka hükümet seçenekleri de vardı. Mesela, MHP-RP-DYP Koalisyonu kurulabilirdi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit’i hükümeti kurmakla görevlendirmişti. Koalisyon görüşmeleri henüz başlamadan Bülent Ecevit’in eşi ve DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit, MHP’lileri ağır şekilde eleştiren bir açıklama yaptı. Rahşan Ecevit, açıklamasında MHP’lileri gençleri silahlandırıp can almak, can yakmakla, mafya ve çetelerle kaynaşmakla suçluyordu. Rahşan Ecevit’in açıklaması MHP ve milliyetçiler üzerinde şok etkisi yarattı. Bahçeli, yaptığı basın toplantısında DSP’nin MHP’den ve MHP’lilerden özür dilemesini istedi. Özür dilenmeden hükümet kurma görüşmelerinin yapılmayacağını bildirdi. B Bahçeli’nin bu açıklaması MHP camiasında takdirle karşılandı. DSP’den herhangi bir özür açıklaması yapılmadı. Özür dilenmediği halde Bahçeli, DSP ve ANAP ile koalisyon görüşmeleri yaptı, DSP-MHP-ANAP Koalisyon Hükümeti kuruldu. Devlet Bahçeli, sözünde durmayıp koalisyon görüşmeleri yapmakla milliyetçi yanıltmıştı. Ancak, bu son olmayacak, Bahçeli, yanıltmaya devam edecekti.
Teröristbaşı Öcalan, 1999 yılında Kenya’da yakalanarak Türkiye’ye getirildi. Yapılan yargılama sonucunda idama mahkûm edildi. Yargıtay, idam cezasını onadı. İdam cezasının infaz edilmesi, yani Öcalan’ın asılması için idam dosyasının TBMM’ne gönderilmesi, TBMM tarafından da onaylanması gerekiyordu. İdam dosyası TBMM’ne gönderilmek üzere Başbakanlığa gönderildi. DSP Genel Başkanı ve Başbakan Ecevit ile ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, dosyanın TBMM’ne gönderilmemesi, Öcalan’ın AİHM’de açtığı dava sonuçlanıncaya kadar bekletilmesi taraftarıydı. MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, görünüşte idam dosyasının TBMM’ne gönderilmesi taraftarıydı. Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz ve Devlet Bahçeli arasında üçlü liderler zirvesi toplantısı yapıldı. Toplantı konusu Öcalan’ın idam dosyasının TBMM’ne gönderilmesi idi. Tüm milliyetçiler Bahçeli’nin kesinlikle geri adım atmayacağından emindiler. Milliyetçi camianın ortak kanaatine göre, Öcalan’ın dosyası TBMM’ne gönderilecek, TBMM tarafından onaylanacak, teröristbaşı, bebek katili Öcalan idam edilecekti. Ama, öyle olmadı. Nasıl yaptılarsa Bülent Ecevit ile Mesut Yılmaz, Bahçeli’yi ikna etmişlerdi. Üçlü zirve toplantısından Öcalan’ın idam dosyasının TBMM’ne gönderilmeyerek AİHM’deki dava sonuçlanıncaya kadar Başbakanlık’ta bekletilmesine kararı çıktı. Öcalan ve PKK’lılar son derece sevinçliydiler. Milliyetçi camia ise şoktaydı. Çok güvendikleri Bahçeli, geri adım atmış, Öcalan idam edilmekten kurtulmuştu. Bahçeli, geri adım atmakla milliyetçi camiayı feci şekilde yanıltmıştı.
DSP-MHP-ANAP Koalisyonu devam ederken Bahçeli, ekonomik krizi gerekçe göstererek MHP’nin organizasyonunda yıllardır aralıksız yapılan Türk Kurultayı’nı iptal etti. Cumhurbaşkanı Demirel’in sahiplenmesiyle o yıl Türk Kurultayı yapıldı. Ancak, daha sonraki yıllarda MHP sahip çıkmadığı için yapılamadı ve halen de yapılmıyor. Devlet Bahçeli, milliyetçi camiayı gene feci şekilde yanıltmıştı.
2001 yılındaki ağır ekonomik krizden sonra Kemal Derviş, ABD’den getirtilerek Hazineden sorumlu Devlet Bakanı olarak görevlendirilmişti. Kemal Derviş’in hazırladığı acı reçete uygulanmaya başlanmış, etkilerini yavaş da olsa göstermeye başlamıştı. Bu arada Başbakan Ecevit hastaydı, tedavisi uzun sürecekti. Bu nedenle, muhalefet kanadı erken seçimi konuşmaya başlamıştı. Hükümetten erken seçim olmayacağına dair açıklamalar yapılıyordu. Benzer açıklamalar MHP’den de geliyordu. Dönem 2002 yılı Temmuz ayı idi genel seçimlere 1,5 yıldan fazla bir süre vardı. Bahçeli, hiç kimsenin beklemediği bir çağrı yaptı. Bahçeli, çağrısında “Erken seçime gidelim.” diyordu. Muhalefet, bu çağrının üstüne atladı. MHP ve muhalefetin ortak kararıyla erken seçim kararı alındı. 3 Kasım 2002’de yapılan erken seçimde AKP tek başına iktidar oldu. CHP dışındaki partilerin tamamı (MHP, DYP, ANAP, RP, DSP) baraj altında kaldı. Devlet Bahçeli, erken seçim çağrısı yapmakla milliyetçi camiayı gene feci şekilde yanıltmıştı.
Alpaslan Türkeş’in sağlığında her yıl ağustos ayında Kayseri’de Erciyes Zafer Kurultayı yapılırdı. Türkeş’in vefatından sonra 2007 yılına kadar bu gelenek devam ettirildi. BAHÇELİ’nin talimatıyla 2008 yılında hiçbir gerekçe gösterilmeden Erciyes Zafer Kurultayı uygulaması kaldırıldı ve halen de yapılmıyor. Devlet Bahçeli, Erciyes Zafer Kurultayı uygulamasını kaldırmakla da milliyetçi camiayı gene yanıltmıştı.
2015 haziran ayında yapılan milletvekili genel seçimlerinde AKP Meclis’teki çoğunluğu kaybettiği için tek başına iktidar olamamıştı. Mecburen koalisyon hükümeti kurulacaktı. MHP, bu seçimde oy oranı bakımından 3. Parti olmuştu. Kamuoyunda AKP’nin MHP ile koalisyon kurması yönünde genel bir eğilim oluşmuştu. Bahçeli, seçim günü gece yarısı hiçbir parti ile koalisyon kurmayacaklarını açıkladı. AKP, CHP ile 1 ayı aşkın görüşmeler yaptı. Ancak, hükümet kurulamadı. 2015 Kasım ayında eren seçime gidildi. AKP, erken seçimde %49’50 oranında oy alarak yeniden tek başına iktidar oldu. Bahçeli, hiçbir parti ile koalisyon kurmayacaklarını açıklamasa AKP-MHP Koalisyon Hükümeti kurulacak, böylece MHP iktidar ortağı olabilecekti. Devlet Bahçeli, hiçbir parti ile koalisyon hükümeti kurmayacağını açıklamakla, hem MHP’nin iktidar olma şansını yok etmiş, hem de AKP’ye tekrar tek başına iktidar olma yolunu açmıştı. Devlet BAHÇELİ, milliyetçi camiayı gene feci şekilde yanıltmıştı.
Devlet Bahçeli, 1997 yılında genel başkan seçilmesinden itibaren 2016 yılına kadar istikrarlı biçimde parlamenter sistemi savundu. Bahçeli, 11 Ekim 2016 günü parti grubunda yaptığı konuşma ile başkanlık sistemi ile ilgili anayasa değişikliği teklifini Meclis’e getirmesi için AKP’ye çağrı yaptı. Bahçeli, diğer zamanlarda yaptığı gibi bu kararı parti organlarına danışmadan tek başına almıştı. Bu karardan genel başkan yardımcılarının dahi haberi yoktu. Onlar da bunu Bahçeli’nin konuşmasıyla öğrendiler. AKP, bu çağrıya olumlu karşılık verdi, anayasa değişiklik teklifini hemen Meclis’e getirdiler. 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan referandumla Başkanlık Sistemi kabul edildi. Başkanlık Sistemi’nin kabul edilmesinde başrol oynamakla Devlet Bahçeli, milliyetçi camiayı gene feci şekilde yanıltmıştı.
Bahçeli, 22 Ekim 2024 günü parti grubunda yaptığı konuşmada DEM Parti grubuna gelerek PKK’yı lağvettiğini, silah bırakılması kararı aldığını açıklaması için teröristbaşı Öcalan’a çağrı yaptı. Öcalan’ın bu çağrıyı yapması halinde Umut Hakkı’ndan yararlandırma vaadinde bulundu. Sadece milliyetçi camia değil, Türk kamuoyu Devlet Bahçeli’den teröristbaşı Öcalan’a böyle bir çağrı yapmasını beklemezdi. Bahçeli, teröristbaşı Öcalan’a bu çağrıyı yapmakla sadece milliyetçi camiayı değil, Türk Kamuoyunu da yanıltmış oldu.
Devlet Bahçeli, milliyetçi camiayı sürekli yanılttığı için liderlik vasıflarına sahip değildir. Akıllı, bilgili, kültürlü insanlar liderlik vasıflarına sahip olmayan kişilerin peşinden gitmezler. Bu sebeple, akıllı, bilgili, kültürlü milliyetçiler MHP’den ayrıldılar. MHP, günden güne oy kaybetmektedir. Böyle giderse siyasi partiler mezarlığına gitmesi kaçınılmazdır.
