Meclis’in 1/5 oranı 120 milletvekilinden oluşmaktadır. İlk dört maddenin olmadığı sıfır bir anayasanın vuku bulması halinde Meclis’te iptal davası açmak için en az 120 milletvekilinin var olacağına inanıyorum. Ancak, yapılması gereken en doğru davranış, iş bu raddeye gelmeden muhalefetin iş birliği yaparak milleti bilinçlendirmesi, ilk dört maddenin olmadığı sıfır bir anayasa ihtimalini sıfıra indirecek bir rüzgâr yaratmasıdır.
Her ne kadar Bölücü + teröristbaşı Öcalan’ın şartsız silah bırakma ve fesih çağrısı yaptığı iddia edilse de mızrak çuvala sığmıyor. Gerek Öcalan’ın söylediklerini gazetecilere aktaran Sıırı Süreyya Önder’in açıklaması, gerek DEM Eş Genel Başkanlarının yaptığı açıklamalar, gerekse PKK ve YPG’den gelen açıklamalar, Öcalan’ın silah bırakma, fesih kararı alma çağrısının birtakım şartlara bağlı olduğu, bu şartlar nedeniyle Öcalan’a sözler verildiği açıkça ortaya çıktığını gösteriyor. Bunlara ek olarak Binali Yıldırım’ın anayasadaki vatandaşlık tanımının gözden geçirilmesi, ademi merkeziyetçi yönetime geçilmesi (merkezi yönetimden yerel yönetimlere yetki aktarılması) konularında yaptığı açıklamalar da Öcalan’a birtakım sözler verildiğinin açık delilleri durumunda.
Öcalan’a verilmiş sözlerin yerine getirilmesi kanun çıkarmakla mümkün olamaz. Bunun için anayasa değişikliği şart. Anayasa değişikliği iki halde yapılabiliyor. Değişiklik 360-400 arasında bir oyla kabul edilirse referanduma götürülmek zorunda. Öcalan’a verilen sözleri yerine getirecek bir anayasa değişikliği anayasanın ilk dört maddesine aykırı olacaktır. Böyle bir değişikliğin referandumdan geçme ihtimali yoktur. Böyle bir değişiklik kesinlikle referandumda reddedilir. Anayasa değişikliği 400 ve üstünde bir oyla kabul edilirse referanduma götürülmek zorunda değildir.
Cumhur İttifakı, referandumda reddedilme tehlikesini göze alamayacağından 400 ve üstü bir oyla anayasa değişikliği yapmayı tercih edecektir. Ancak, bu durumda yapılacak değişiklik anayasanın ilk dört maddesine aykırı olacaktır. Cumhur İttifakı teorisyenleri bu tehlikeyi de bertaraf etmek için ilk dört maddenin olmadığı sıfır bir anayasa yapılmasını teklif etmektedirler.
Peki, yürürlükteki anayasa, ilk dört maddenin olmadığı sıfır bir anayasa yapılmasına imkân veriyor mu? Kesinlikle hayır! Çünkü, mevcut anayasanın 4. Maddesine göre ilk üç madde değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez. Mevcut anayasanın 175. Maddesine göre de sıfır bir anayasa yapmak mümkün değildir. Ancak, ilk üç maddeye dokunmayan bir anayasa değişikliği yapılabilir. Bugüne kadar yapılmış tüm anayasa değişiklikleri böyle yapılmıştır.
Mevcut anayasanın izin vermemesine rağmen Cumhur İttifakı, DEM Partisi desteğiyle ilk dört maddenin olmadığı sıfır bir anayasa yapmayı göze alabilir mi? Bence göze alabilir. Çünkü, bunu başarırlarsa Türkiye Onlar için dikensiz gül bahçesi olacak, Öcalan’a verdikleri sözlerin tamamını yerine getirebileceklerdir.
İlk dört maddenin olmadığı sıfır bir anayasa yapılması kesinlikle hukuka aykırı olacaktır. Böyle bir ihtimalin gerçekleşmesi halinde ne yapılabilir? Anayasa değişikliklerinin İPTAL edilmesi için cumhurbaşkanı veya Meclis’in en az 1/5 oranındaki Milletvekili Anayasa Mahkemesine başvurabiliyor. Anayasa Mahkemesi, anayasa değişikliklerini şekil bakımından inceleyip denetleyebiliyor. İlk dört maddenin olmadığı sıfır bir anayasa yapılması, mevcut anayasadaki şekil şartlarına aykırı olacağı için şekil yönünden iptal edilebilecektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın böyle bir anayasa yapılmasının iptali için Anayasa Mahkemesine iptal davası açmayacağı göz önüne alındığında geriye Meclis’in en az 1/5 oranındaki milletvekilinin iptal davası açma seçeneği kalmaktadır. Meclis’in 1/5 oranı 120 milletvekilinden oluşmaktadır. İlk dört maddenin olmadığı sıfır bir anayasanın vuku bulması halinde Meclis’te iptal davası açmak için en az 120 milletvekilinin var olacağına inanıyorum. Ancak, yapılması gereken en doğru davranış, iş bu raddeye gelmeden muhalefetin iş birliği yaparak milleti bilinçlendirmesi, ilk dört maddenin olmadığı sıfır bir anayasa ihtimalini sıfıra indirecek bir rüzgâr yaratmasıdır. Bunun için önce inanmak, hiçbir siyasi hesap gözetmeden samimi iş birliği yaparak, miting, kapalı salon toplantısı vs. her türlü meşru yöntemi kullanmak şarttır.