Önümüzde, fırtınalar eşliğinde bir seçim süreci yaşıyoruz. Temiz bir ortam arayışı içindeyim. Benim bildiğime göre bağımsız bir ülkede seçimlere düşman müdahalesi olamaz. Olmamalı da!
Son bir haftada yaşananlara bir göz atmakta yarar var. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tatar’a Londra’da saldırı- Azerbaycan’da yurtsever Milletvekili Fazıl Mustafa’ya silahlı saldırı-Kıbrıs’ta Türk bayrağının indirilmesi-Libya anlaşmasının Yunanistan’ca delinmesi- Yunanistan medyasının 14 Mayıs’ı heyecanla beklemesi-Benzer bir heyecanlanmanın Ermenistan basınında da görüyoruz.
Sözde Müslüman, LGBT Lİ birinin başkan seçilmesi ve sarayda namaz şov- İngiltere’de sözde Müslüman başbakan-ABD saldırı gurubunun ,doğu Akdeniz’de demir atması .Danimarka’da yine Türk bayrağı ve Kur’an yakılması.
Muhalefetin, Türk ordusuna yaklaşım tarzı. ABD Büyük elçisinin temasları. Yunan Savunma bakanının Türkiye ziyareti. Üzerinde düşünülmesi araştırılması, sonuç çıkarılması kaçınılmaz birkaç olaydır.
Türkiye cumhuriyetinin yöneticilerini ABD – Yunanistan- Ermenistan PKK- Batı basınımı seçecek, Yoksa Yüce Türk ulusumu seçecek bu sorulara yanıt bulmamız gerekiyor. Siyasal iktidar 14 mayıs’a kadar sorumluluk altındadır. Görmezden gelme hakkına sahip değildir. Sorumluluklarını yerine getirmek zorundadır.
ABD Büyük elçisi resmen Siyasilerimizi ziyaret ederek gizlice neler görüştüğü hakkında kamuoyu bilgilendirilmelidir. Kandildeki PKK lılara seçimlere müdahale hakkını kim verdi. Bu yardımı kabul eden, Kandilin sözcülüğünü yaptığı izlenimi verenlere, neden hesap sorulmuyor. Yoksa seçime kadar tüm yasalar yürürlükten kalktı da bizimi haberimiz yok.
Batı büyük bir soykırım’a hazırlanırken kamu oylarını Türk bayrağı ve Kur’an yakma ile soy kırım yapmaya hazırlarken, Türkiye’de özerklik tartışmaları- TSK ya olumsuz müdahaleler- ve savunma sanayine olumsuz düşüncelerle yaklaşıp kamuoyu önüne çıkmak neyin nesi.
Yunanistan Cephesinde ne değişti de Yunan bakan Türkiye’ye davet ediliyor. Kıbrıs Türk Cumhuriyetini mi tanıyacaklar-Adalar denizindeki (Ege) adaları silahlandırmaktan vazmı geçtiler, Yunanistan’da soydaşlarımıza yeni haklar mı verdiler, Kara sularını 12 mile çıkarmaktan vazmı geçtiler, Sahi Savunma bakanı, ne oldu da Yunanistan’a karşı sevdanız birden yükselişe geçti! Bir anlatsanız da bizde cahillikten kurtulsak.
Tüm siyasetçilerimizden Açıklama bekliyoruz. Bir de unutmadan; afet bölgelerinde Suriyeli mülteciler Türkler dışarı- deyip yurttaşlarımıza saldırıyorlarmış, depremzede yurttaşlarımızın haklarını gasp ediyorlarmış. Kolluk kuvvetlerinin ve polisimizin eli kolu bağlı durumdaymış. Yani etkisizmiş. Sahadan aldığım haber böyle. Siyasal iktidar yurttaşlarımızı sığınmacılara karşı koruyamıyorsa ne işe yarar.
Görklü Çalap’ımızın görkemli selamları – seçimlerimizi iç ve dış düşmanların müdahalesine kapatan, Yurttaşlarını Suriyeli ve diğer sığınmacılara karşı koruyan, asker ve polisimizin elini kolunu bağlamayan siyasetçi ve görevlilerimizin üzerine olsun vesselam.