Kafkaslar; öteden beri göç yollarının kesiştiği, büyük çatışmaların yaşandığı, hiçbir şeyin bütünlüğünü koruyamadığı, sürekli küçük çatışmaların yaşana geldiği bir coğrafyadır. Yeryüzünde küçük, ya da büyük hesabı olanların oyun sahası olmaya devam eden coğrafya.
İnce bir hesabın, uzun bir çalışmanın sonucunda, Ermeniler saatli bomba hesabı bölgeye yerleştirilmişlerdir. Bu zavallı halk, yüz yılı aşkın bir süredir başkalarının çıkarları uğruna ölmekte, açlık sınırında yaşamaya devam etmektedir.
Ruslar; 150 yıldır bölgeye hâkim olmaya çabalamış, çok zaman –insan-maddi kayıplar yaşamışlardır. Günümüzde Ermeniler, Türkler için ne kadar tehdit ise; Ruslar içinde o kadar tehdittir. Köpek kimin kemiğini yalıyorsa onların çıkarına hizmet eder.
Ermeniler; Ruslardan beslenmiyor, Rusların da düşmanı olan batı dünyasınca besleniyor, önlerine atılan kemiği dişlemekle meşguller. Ruslar; doğu ve güney sınırlarını güvene almak istiyorlar ise, Türk dünyası ile çatışmaktan kaçınmalı, dostane ilişler geliştirmelidirler.
Kafkaslarda barış; ancak Türk-Rus iş birliği ile sağlanır. Türklerin de Rusların da Fars fitnesine dikkat etmeleri idari bir zorunluluktur. İran’ın enerjisini güneyinde harcaması sağlanmalıdır.
Türk devlet aklı; 150 yıldır oynanan oyunun, Kafkaslarda tekrar oynanmasına asla izin vermemelidir. Türk dünyasında; Tarikat ve cemaatlerin yaygınlaşması Türk birliğinin tesisinin önündeki en büyük engeldir. Çünkü Ordumuzun halka dağıttığı silahları ordumuza doğrultan güç tarikatlardır.
Kafkasların talihsiz tarihini yöneticilerimiz, karşılaştırmalı olarak tekrar okumalı, yeni yöntemler üzerinde çalışmalıdırlar. Ermenistan küçültülmeli, İPEK YOLU GÜVENCEYE ALINMALIDIR.
Birliğimiz ve güvenliğimiz, birkaç şaşkının veya geri zekâlının insafına terk edilmemelidir. Batılılar yani vahşiler, İpek yolunun Türklerin denetimine geçmesine asla rıza göstermeyeceklerdir. Birden fazla zaaf noktamızı tespit edecekler ve saldıracaklardır. Zaaf noktası bulamazlarsa; ihdas edeceklerdir.
İçteki ve dıştaki hareketlenmenin nedeni budur. Vahşiler; para ve silahın bizimle buluşmasına asla göz yummayacaklardır. Uzun süredir tekrarlar dururum. Ekonomik güç olmaz ise; savunma olmaz, hayatı idame olmaz, tam bağımsızlık olmaz, gönlün istediği hiçbir şey olmaz. Son yaşananlar ve söylenenler bunun en açık izahıdır.
Yalnız dış güçler kavramına açıklık getirmek durumundayız. Bu kavramın altını ve içini doldurmalıyız. Kim bu dış güçler, adlarını listeler halinde yüce Türk ulusunun bilgilerine sunmalıyız. Özellikle siyasal iktidar bu görevi üstlenmek zorunda. Çünkü demirden korkan trene binmez.
İçteki düşmanlara gelince; sabırla ve zamana yayarak onlar da afişe edilmeli, adeta ulusumun gözüne sokulurcasına anlatılmalıdır. Yollarımızın üzerine itina ile yerleştirilmiş mayın devletler temizlenmelidir. Hem doğuya giden yollarda hem de batıya giden yollarda mayınlar döşenmiş durumda, temizlemek gerek. Temizlik, malum imandandır.
Malum; Müslüman bir delikten iki kez ısırılmaz. Hele bu Müslüman Türk ise asla! Öyle ise! Görklü Çalap’ımızın görkemli selamları, aynı delikten iki kez ısırılmayan, ayranı üfleyerek içen, Çalap tan başkasının önünden başka bir yerde eğilmeyen, usu(aklı)başında, olan alplarımızın kocamışlarımızın üzerine olsun vesselam.
