Çin Doğu Türkistan’ı işgal etmiştir. Çin işgalci , sömürgeci ve zalimdir. İngilizlerden-Fransızlardan ve diğerlerin farklı değildir. Türkistanlıları PKK ile özdeşleştirmek zalimliktir. Doğu Türkistanlıların kadın çocuk yaşlıları öldürdüğünü nerede duydunuz. Türkistanlılar Çin’in PKK’sı değildir. Kurtuluş savaşçılarıdır.
Kendi yazımı tekrar gözden geçirme gereği duydum. Bazı okurlarım, eleştirme gereği duymuşlar ve eleştirmişler. Haklarıdır, saygı duydum. Önce eleştirileri teker teker ele alalım.
Doğu Türkistan; Çin ilkten emperyalist bir ülkedir. ABD’de öyle, birisinin, Çin zulmünü istismar etmesi diğerini haklı çıkarmaz. Sizin bahsettiğiniz Amerikan istismarı gündeme gelmeden önce, 1970’li yıllarda da Çin zulmü vardı. Sizlere önerim İsa Yusuf Alptekin’in “Doğu Türkistan” adlı eserini okumanızdır. Kendileri sürgündeki doğu Türkistan hükümetinin başkanı olur. Türkiye’de yaşamıştır.
Çin Doğu Türkistan’ı işgal etmiştir. Çin işgalci , sömürgeci ve zalimdir. İngilizlerden-Fransızlardan ve diğerlerin farklı değildir. Türkistanlıları PKK ile özdeşleştirmek zalimliktir. Doğu Türkistanlıların kadın çocuk yaşlıları öldürdüğünü nerede duydunuz. Türkistanlılar Çin’in PKK’sı değildir. Kurtuluş savaşçılarıdır.
Eğer biz ilgilenirsek en az Filistin kadar onlara yardım edersek ABD istismarı son bulur. Bu okuyucuma ilgisi için teşekkür ederim. İlgi ve yorumlarının devamını beklerim. Benim için yararlı oldu.
Mültecilere gelince; Avrupa hiçbir mülteciyi kabul etmiyor. Aklınca kendini koruyor .Her şey yerinde güzeldir. Her mülteci kendi vatanında korumaya alınmalıdır. Mültecilerin yurtlarındaki sömürüye son vermek için uğraşa(mücadeleye) atılmak gerek.
Sömürü yöntemlerini- iltica nedenlerini gözden geçirmek gerek. Birlik ve beraberliklerini neden bozduklarını anlamak gerek. Bunlardan Somali- Yemen- Suriye -Filistin ilk akla gelendir. Herkes kendi yurdunda sevdikleri ile birlikte yaşamalıdır. Kendi kültürünü yaşatmalıdır.
Hiç kimse bedelini ödemediği topraklarda yaşamamalıdır. Bizler , bu toprakları vatan yapmak için çok kan döktük, kanımız aktı; halende akıyor. Ya mülteciler ne yapıyor, kendi yoksullarımıza verilmesi gereken yardımlarla asalak olarak yaşıyorlar- Mafyalaşıyorlar- bizleri sömürüyorlar. Örtülü işgalcilere dönüşmüş durumdalar. Hapishanelerimiz mültecilerle dolmuş durumda.
Konya’da, Şükran mahallesinde getto oluşturmuş durumdalar, belediyenin satılamaz damgalı kömürleri her kapının önünde yığılı duruyor. Kültür park, Alaaddin tepesi çevresinde, miskin miskin dolaşıyorlar- Kayalı parktaki PTT şubesi onlara çalışıyor ,onlardan bizlere sıra gelmiyor. Sağlık kurumlarında da benzer bir durum var.
Benim yurttaşım parasızlıktan muayene olamaz tedavisine devam edemezken mülteciler üstelik görevlilere zorluk çıkartırlarken mültecilere bu aşırı ilgi neden! Benim yurttaşlarım askerlik görevini yapıyor- vergisini veriyor. Ya mülteciler ne yapıyor- yük olmaktan eziyet etmekten- kadınlarımıza kızlarımıza sarkmaktan başka ne yapıyorlar- ne işe yarıyorlar. Herkes kendi yerine, önce topraklarına sahip çıkmayı öğrensinler.
Düşmanlarımızı sevenleri-düşmanlarımızı destekleyenleri eleştirmek , onları engellemeye çalışmak yurttaşlık görevimizdir. Bu görevi yaparken ajanlıkla suçlanmamalıyız. Kısaca batılı ajanların başta gelen düşmanlarından birisi de benim. Kalemimizi düşünmeden çalıştırmamalıyız. Akıl ve mantık -bilim, önce araştırmayı zorunlu kılar.
Merhamette-düşmanlıkta- nefrette- sevgide aşırıya gitmemeliyiz. Dinimiz -geleneklerimiz böyle emreder.
Görklü Çalap’ımızın görkemli selamları, her konuda aşırıya gitmeyen- araştıran -inceleyen- düşünen ve gereğini yapmaya çalışan elinden geleni- gelmeyeni yapan uğraş veren -us sahibi dirençli kişilerin üzerine olsun vesselam.