Kadınlarımızın Filistinli kadınlardan daha beter hale düşmesine, Çocuklarımızın (bebeklerimizin) Gazze’deki bebeklerden daha beter olmasını, kentlerimizin Gazze şeridinden daha feci hale gelmesini istemiyorsak, hazırlıklarımızı daha çok hızlandırmalı, daha çok kuvvet hazırlamalıyız.
Israrla; büyük bir savaşa hazırlanmak gereğinin altını kalın çizgilerle anlatmışımdır. Hazırlıkların askeri-siyasi ekonomi yönleriyle ele alınmasını vurgulamış gereğinin hızla yerine getirilmesinin lüzumunu anlatmaya çalışmış idim. Konu ile ilgili çok sayıda yazı yazmıştım.
Düşmanlarımız; acımasız, vahşi, kuralsız ve ahlaksızdır. Yüzyılı aşkın bir süredir yarım kalan işlerini tamamlamak üzere hazırlanmaktalar. Yazılarımda düşman çok; vakit yok diye sıkça kalıplaşmış bir ifadeye yer vermiş idim.
Son Gazze olayları gösterdi ki; insan hakları, demokrasi, insancıllık (hümanizm), uluslararası hukuk, savaş suçları ve benzeri kavramlar içi boş şeylerdir. Bizleri uyutmak, oylamak için uydurulmuş kavramlardır. Bu kavramlar özellikle Yahudiler ve Hıristiyanlar için geçerlidirler.(Avrupalı Hıristiyanlar)
Düşmanlarımız bizleri Avrupa’dan sürmeyi yüz yıl önce başardılar. Az kalsın Anadolu’dan da sürmeyi başaracaklardı. Siyonizm ile İsevi dünyanın ortak hedefi Türkleri Anadolu’dan sürmektir. Kilise ve havra bu konuda ittifak halindedir. Bu ittifakta , şüpheye yer yoktur.
Arap dünyasının hali belli! Her Arap devletçiği birbirine düşmandır. Birinin başına gelen felaketi diğerleri ayakta alkışlamaktadır. Örnek: Filistin’de yaşananlardır. Ortak düşmanları İsrail’in yapamadığını kendileri tamamlamaktadırlar. Örnek Katar’da yaşananlar, Suudilerin ve diğerlerinin saldırı girişimleri.
Türkiye müdahale etmeseydi bugün Katar diye bir devlet olmayacaktı. Araplar’ da kabilecilik temel kavramdır. Özellikle elitler arasında gelişmiştir. Onlar, olaylara bu kafa ile bakmaktadırlar. Bu nedenle Türkiye’yi Filistin konusunda yalnız bırakmaktadırlar. Araplar birbirlerinin başlarına gelen felaketler nedeniyle bir yerlerine kına yakmayı pek seviyorlar. Örnek : Filistin kurtuluş örgütü. Gazze’de olanlar için sesleri çıkmıyor. Acaba neden!
Düşmanlarımız saldırmak için bizden veya herhangi bir uluslararası yapıdan izin almayacaklardır. Bu uluslararası yapılar Türkiye’nin ipini çekmek için oluşturulmuştur. Birilerinin dediği gibi Ruslar için değildir.
Suriye, Irak, İran ve Kafkaslarda olaylar durulmuyor! Aksine daha karmaşık hale geliyor. Balkanlar patlamaya hazır. Yunanlılar üzerimize atlamaya hazır bekliyorlar. Bizim için varoluşsal tehdit diyorlar.
Kuzeyimiz karışık; Ukrayna savaşı boşuna çıkarılmadı. Etrafımızdaki çember daralmakta, kuvvet yığılması yoğunlaşmaktadır. Suriye’de PKK’nın sözde seçim yapması , bunun bayram öncesine alınması oldukça anlamlıdır. İç kamuoyunda yeterince yer almayan bir konuya değinmek bana vatan borcu oldu.
Düşman durmuyor ,her geçen gün hızlanıyor, Topraklarımızı emanetçilere teslim etmek için çıldırmışçasına saldırıyor. Herhangi bir engel onları durduramıyor. Bir gece ansızın kapsamlı olarak saldırıya geçecekler. Israrla görmezden gelmeye çalışmayı anlayamıyorum. Yedi cephede birden savaşa zorlanıyoruz.
Kadınlarımızın Filistinli kadınlardan daha beter hale düşmesine, Çocuklarımızın (bebeklerimizin) Gazze’deki bebeklerden daha beter olmasını, kentlerimizin Gazze şeridinden daha feci hale gelmesini istemiyorsak, hazırlıklarımızı daha çok hızlandırmalı, daha çok kuvvet hazırlamalıyız.
Askerlik süresini derhal yirmi dört aya çıkarmalıyız. Erkek nüfusun yanı sıra kadınlarımıza da savaşmanın inceliklerini öğretmek zorundayız. Sivil savunma yapılarımızın tekrar gözden geçirilmesi ve modernize edilmesi zorunluluk haline gelmiştir. Etki Ajanlığı yasası hızla meclisten geçmelidir.
Düşmanlarımız; her an saldırabilirler. Barış istiyorsak savaşa her an hazır olunmalıdır. Vaktimiz çok azaldı. Suriye ve Irak’a eş zamanlı olarak müdahalede bulunulsa iyi olacak. En azından bana öyle geliyor. İşlerimizi geciktirmeyelim.
Görklü Çalap’ımızın görkemli selamları vatan savunmasına her açıdan hazırlanan ve kuvvet hazırlayanların üzerine olsun vesselam.
