Suriye’de yaşananlara da ,benzer şekilde yorumda, benzer rastlamak işten bile değil. Bu yorumcular bana çocukluğumda baktığım papatya falını hatırlattı. Bulduğumuz papatyaların taç yapraklarını, seviyor –sevmiyor diye yolardım. Bazen bu işi evde yapar ortalığı batırırdım. Rahmetli annem kızar , kulaklarımı çekerdi.
Bir haftadır TV’lerde açık oturum programlarını izledim. İzlemeye devam ediyorum. Filan şunu derse, feşmekan bunu derse, coğrafi şartlar bu şekilde olursa sonucun benim dediğim gibi olmasını umut ediyorum gibi sonuçlara varanlara, sıkça rastladım.
Suriye’de yaşananlara da ,benzer şekilde yorumda, benzer rastlamak işten bile değil. Bu yorumcular bana çocukluğumda baktığım papatya falını hatırlattı. Bulduğumuz papatyaların taç yapraklarını, seviyor –sevmiyor diye yolardım. Bazen bu işi evde yapar ortalığı batırırdım. Rahmetli annem kızar , kulaklarımı çekerdi.
İşte günümüz yorumcuları bana çocukluğumdaki fal bakmaları hatırlattı. Arkadaş! Kafayı çalıştırmak için adınızın önüne yok. unvanlar koymanıza gerek yok . Bu unvanlar yüksekten düşmenize, itibar kaybına neden olabilir.
Bazı doğa kurallarını iyi bilmek, işbu kuralları günümüz şartlarına uyarlamak yeter. Uluslararası hukuk, hukuk, uluslararası ilişkiler güce dayalıdır. Güçlü iseniz kuralları siz koyarsınız. Güç: silah, eğitim, birlik ve beraberlik, ekonomi-ayakları yere basan ,kısa orta ve uzun vadeli planlamalar ve bir kızıl elmanızın olmasıdır.
Gücü tanımlayan alt maddeleri çoğaltmak olasıdır. Hz. Muhammet bunun için kuvvetin tanımını net olarak beyan etmiştir. “Kuvvet atmaktır. Kuvvet vurmaktır.” Gerçeğin unutulmaması için üçer kez tekrarlamıştır. Neyin nasıl atılıp vurulacağını ise bilimin gelişmesine bırakmıştır.
Bugün İsrail’in hışmına uğrayan coğrafyaya baktığımızda Hz. Muhammed’e isyan halinde olduklarını, Çalap’ımızın elçisini kazımadıklarını görüyoruz. Birincisi kuvvet hazırlamadılar, ikincisi birlik ve beraberliklerini koruyamadılar. Üçüncüsü ekonomiyi geliştirmediler. Bireysel çıkarların peşinde koştular.
Günümüzde ise gerçekler değişmedi. Kafa yapılarını değiştiremedikleri için ,İsrail zulmüne uğruyorlar. Umarım bizlerin yöneticileri benzer hataya düşmezler. Toplumun önderleri bugün zulme uğrayan coğrafyadan gerekli çıkarımları yaparlar.
Yeterince güç hazırlamaz iseniz; düşmanlarınızın merhametine muhtaç olursunuz. Bugün yakaladığımız savunma sanayiindeki ivmeler yeterli değildir. Uydularımızı kendimizin yapması tek başına yeterli değildir. Belki de başlangıçtır. Güzel ülkemin silahlı uydulara ihtiyacı var.
Zor zamanlarda uydularımızın zarar görmesini hiç kimse istemez. Uzayda silahlı uydulara ihtiyacımızın olduğunu düşünüyorum. Ben düşünüyorsam, ben arzu ediyorsam devletimin bu çalışmalara, çoktan başlamış olacağına inanıyorum.
Düşmanlarımız ahlaksız, düşmanlarımız kuralsız- düşmanlarımız yamyam- düşmanlarımızın insafına muhtaç olmamak için daha çok çalışmak durumundayız. Daha çok kuvveti hazır bulundurmalıyız.
Güçlü olanların konuşmaları davranışları bir başkadır. Güçlü olanların kapısını çalanlar çoğalır. Güçlü olanlar, dilek ve temenni de bulunmazlar doğrudan talimat verir dikte ettirirler. Görklü Çalap’ımızın devletimizi daha güçlü kılması için, daha çok çalışmalı- daha çok Çalap’ımıza yakarmalıyız.
Çalap’tan başkasına muhtaç olanlar İsrail zulmüne muhatap olurlar!
Ulu Çalap’ımızın görkemli selamları; devletimi, ulusumu, yurdumu çok daha güçlü kılmak için çabalayan, düşmanlarımızın insafına bırakmamak için uğraş veren- kızıl elmayı hiçbir vakit bırakmayan, kan kardeşlerini- din kardeşlerini düşmanın anlayışına terk etmemek için savaşanların üzerine olsun vesselam.
