Suç ve cezada da eşitliğin korunması gerekli değil midir? Devletin ilgası, topraklarının bölünmesi, hükümetin görevini yapmaması için suç işleyenler eşit şekilde cezalandırılmalı, değil midir? DEM milletvekilleri, yukarıda izaha çalıştığım suçları açıkça işliyorlar, halkı kin ve nefrete düşürme suçlarını işliyorlar. Üstelik devleti parçalamak-yok etmek amacında olan silahlı PKK terör örgütüne sırtlarını dayadıklarını açıkça söylüyorlar. Kim olurlarsa olsunlar, sıfatları ne olursa olsun, suç işleyenler, koruma altında olmamalı, eşit şekilde cezalandırılmalıdırlar.
Demokrasilerde, yasalar karşısında her yurttaş eşit haklara ve sorumluluklara sahiptir. İlk okuldan buyana, bizlere devletin okullarında öğretilen budur. Bu öğreti doğrudur.
İşte buradan hareketle; suç ve cezada da eşitliğin korunması gerekli değil midir? Devletin ilgası, topraklarının bölünmesi, hükümetin görevini yapmaması için suç işleyenler eşit şekilde cezalandırılmalı, değil midir?
DEM milletvekilleri, yukarıda izaha çalıştığım suçları açıkça işliyorlar, halkı kin ve nefrete düşürme suçlarını işliyorlar. Üstelik devleti parçalamak-yok etmek amacında olan silahlı PKK terör örgütüne sırtlarını dayadıklarını açıkça söylüyorlar.
Kim olurlarsa olsunlar, sıfatları ne olursa olsun, suç işleyenler, koruma altında olmamalı, eşit şekilde cezalandırılmalıdırlar.
Cumhur ittifakından, bir yurttaş olarak isteğimdir. Suç işleyen DEM millet vekilleri başta olmak üzere, tüm siyasetçilerin cezalandırılmasıdır. Mecliste bekleyen bir sürü fezleke var. Dokunulmazlıklarının kaldırılması çok mu zor.
Cumhur ittifakı artık devletin düşmanına dönüşen iş bu siyasilerin pis ayakları ile TBMM’yi kirletmelerine artık daha fazla izin vermemeli, zorunlu olan siyasi iradeyi göstermelidir .Bu konuda faaliyet gösterirler ise mutlu olur ,duacı olurum.
Ben devletimi korumaya çalışan, devletime hizmet eden, doğru iş yapan, herkese eşit davranan, adaleti gerçek anlamda uygulayan herkesi, sever dua ederim. Devletin demir yumruğu her suç işleyenin başına eşit inmelidir.
***
Çevremizde bizim aleyhimize sonuç verebilecek anlaşmalar ve hareketlenmeler sürekli olagelmektedir. Son olarak ,İran, Rusya, ABD, Ermenistan, Çin, AB arasındaki anlaşmalar, dikkatimi çekti. Elbet bizim de yaptıklarımız yapacaklarımızın olduğu gibi.
Yerli veya yabancı bazı çözümlemeciler((analistler)[1], Türkiye’yi aciz ve edilgen gösterme, korkutma, etkileme çabası içindeler. Beyler avucunuzu yalayacaksınız. ABD veya bilmem kimler şunu veya bunu düşünüp planlıyormuş. Türkiye’yi anlaşmalar ve ikna yöntemiyle bölüp etkileyeceklermiş, bu görüşler beni ancak güldürür.
Yalnız, Suriye’de bir tülü başlayamayan Fırat’ın doğusundaki askerî harekât beni endişeye sevk ediyor. Sanki bir fırsat kaçıyormuş gibi geliyor. Bir hayır sahibi çıkıp benim endişelerimi giderebilecek açıklamalar yapsa veya ip uçları verse ne güzel olur.
Ancak ben yerleşik devlet aklının boşa kürek çekmeyeceğine inanıyorum. Kadim Türk devlet aklının çaresiz olmadığını ve geçiştirme yöntemi izlemeyeceğini de biliyorum.
Türkiye, kendine bel bağlayanları yolda bırakmaz! Türk-İslam medeniyeti buna izin vermez. Düşmanlarımızın düşünceleri ve teşebbüsleri Türk devlet aklını etkilemez! Önemli olan bizlerin ne düşündüğü ve neleri başardığımızdır.
Görklü Çalap’ımızın görkemli selamları, Türklük alemi ve İslam alemi için çalışan-hizmet veren- düşmanlarımızın kahrolmalarına sebep olanların, bugünü kurtaranların ,yarınlarımızı mükemmel kılmakla meşgul olanların üzerine olsun vesselam.
[1] https//21yyte.org/tr. merkezler bölgesel araştırma…
