Çevremizde olup bitenlere baktığımızda, sağlıklı olarak okuduğumuzda, gelecekte olacakları şimdiden öngörmek kuvvetle olası. İslam dünyası başsız, liderlik mücadelesi veren ülkeler birer birer havlu attılar.
İçlerinden sadece Mısır, yitirdiği liderliğin ardından duygusal, iç geçiriyor. Liderliğe nasıl bir özlem duyarsa duysun, bundan sonra elinden hiçbir şey gelmez. Diğerleri de öyle; Kudüs’ü Yahudilere peşkeş çeken, Yehova’ya Filistinlileri kurban eden tüm kutsallarını terk eden Arap devletleri de geleceklerini yitirmişlerdir.
Arap yöneticiler ve elitleri her şeyi para ile satın alabileceklerini, her sorunlarını çözebileceklerini sanıyorlar. Kuyruk acıları onları, Türk ve Türkiye düşmanlarının yanında konumlanmaya zorladı-zorluyor. Akıllarınca, tarihsel beceriksizliklerinden Türkleri sorumlu tutuyorlar.
Geçtiğimiz on yıl süresince Zayed’in saçmalıklarına sıkça rastladık. Hakaretlerini sabırla dinledik. Umut bağladıkları kapılar yüzlerine kapanırken ,hiçbir şey olmamış gibi gelip kapımızı çalabiliyorlar. Aslında bizlere özür borçları hala duruyor.
Arap dünyasına- İslam alemine liderlik edebilecek tek güç Türkiye’dir-Türklerdir. Ancak Arap yöneticilerine ve elitlerine güvenmek, ancak enayiliktir.1.Dünya savaşı sırasında ve öncesinde olanlar cümle alemin malumudur.
Arapların parası ve Türklerin dehası birleşirse İslam dünyası; asılmaktan kesilmekten, soyulup soğana çevrilmekten kurtulur. Orta doğuda yitirilen ne varsa geri kazanılabilir. Verdiğimiz binlerce şehit ve gazilerimiz makberlerinde(mezarlarında) rahat uyur.
Ancak; içimizdeki ve dışımızdaki düşmanlarımız, boş durmayacak, birtakım oyunlara girişeceklerdir. Özelliklede içimizi karıştırmayı, yönetimde istikrarsızlığı, deneyecekler, Türkiye’nin yönetilemez olmasını sağlamaya çalışacaklardır.
Önce iç karışıklık- sonra dış saldırı, dış saldırılar, tüm kara sınırlarımızdan gerçekleştirilmeye çalışılacak- Türkiye’nin iç ve dış kara ayı kana bulanacaktır. Kafkasya- ırak-Suriye- Yunanistan ve Bulgaristan sınırlarımızda kuvvetli yangınlar çıkarılacak, bundan Balkanlar da nasibini alacaktır.
Hint okyanusunda güçlü faaliyetlere girişilmeli, Ordumuzun kapasitesi en az beş katına çıkarılmalıdır. Araplardan gelecek paralar savunma sanayiine plase edilmelidir.(aktarılmalıdır.)
Mümkün olursa, Tüm Arap sermayesi Türkiye’ye transfer (aktarılmalı)edilmeli, bu arada kendi üretim gücümüzü çok amma çok artırmalı kendi sermayemizi oluşturmalı, emperyalistlerin elinden ekonomi silahı derhal alınmalıdır.
Savaşta-savunmada para ile olur. Her şeyde süreklilik esastır. Türk devletleri teşkilatını daha doğarken öldürmek isteyen ahmak komşularımız var, dikkatli olunmalı, seri hareket edilmelidir. Zaman kaybına asla izin verilmemelidir.
Siyasal İslamcıların, Osmanlı dönemlerinde yaptıkları yanlışlardan uzak durulmalıdır. Dikkatli olunmaz ise, her şeyin ters yüz olması an meselesidir. Yüce Türk ulusunun hatalara – benliklere-aymazlıklara- ideolojik körlüklere tahammülü yoktur.
Çalap’ımızın kutsal elçisi HZ. Muhammed “düşmanın silahlarıyla (düşmanın yöntemleri-manevraları- araç gereçleri ile) silahlanın. Buyuruyor. Öyle ise!…
Eş zamanlı düşman hamlelerine karşın, karşı ataklarımızı hazırlamalı aklın ve bilimin eşliğinde, deneyimlerin yoldaşlığında devreye sokmalıyız.
Söz kemalini buldu. Görklü Çalap’ımızın görkemli selamları, Yüce Türk ulusunun çıkarları ve bekası için, ömrünü feda edenlere ,aklı- bilimi ve deneyimi kendine yoldaş edinmiş fedakarlarımızın üzerine olsun vesselam.